Bir blog yazarının hayali...

Blog yazıları yazmaya başladığından beri gece yatağa yattığında ertesi gün ne yazacağını düşünürken uykuya dalıyordu. Ama her sabah kalktığında aklında bir konuyla uyanıyor ve günde sadece bir yazı yazıyordu. Onun da nedeni bir arkadaşından duyduğu fantastik bir öykünün etkisinde kalmasıydı.

Öykü aynen şöyleydi:

Adamın biri her sabah uyandığında evinin önündeki nar ağacında bir nar görür ve her gün o narı yiyerek karnını doyururmuş. Bir gece evine yatılı bir misafir gelmiş. Kendisi sabah uyandığında nar ağacında her zamankinden farklı olarak bir yerine iki nar olduğunu görmüş. Adam narın birini misafirine vereceği yerde, onu ertesi günü yemek üzere saklamış, diğer narı da ikiye bölerek yarısını misafirine vermiş. Ancak ondan sonraki günlerde ağaç kendisine hiç meyve vermemiş.

Blog yazarı sanki günde iki tane yazı yazarsa sonraki sabahlarda aklına hiçbir şey gelmeyeceğini düşünür, bu yüzden günde birden fazla yazı yazmazmış.

Yazmaya başladığından beri okuduğu kitaplarda, konunun içeriğinden çok, yazarın uslubuna dikkat eder, her yazardan bir şeyler öğrenmeye gayret edermiş. Kendi gibi blog yazarı olarak yazmaya başlayan bazı arkadaşlarının artık birer kitapları olduğunu görünce belki kendisi de ilerde bir kitap çıkarabileceğini düşünürmüş. Ama onun ideali, yazdığı öyküleri derleyerek, gireceği bir yarışmada derece almasıymış. Kimbilir belki de ödül sahibi olunca bundan sonra yazacaklarının onun için daha değerli olacağını düşünür, ancak bunun şimdilik sadece bir hayal olduğunu da yadsımazmış. Tanınmış roman yazarlarının ancak uzun araştırmalar sonunda, yıllarını vererek iyi bir noktaya geldiklerini biliyor, blog yazarlarının ise içinde kısa öyküler ve şiirler bulunan kitaplarının yayınlanmasının daha kolay olduğunu düşünüyormuş.

Herkesin hayalleri gerçek olsa dünya ne kadar güzel olurdu. Bütün blog yazarlarının hayallerinin gerçek olması dileğiyle...