Bir blogcunun endişesi

Blog camiamızın gözde yazarlarından Sayın Ali Gülcü’nün yazısına yapmış olduğum yorumdan sonra kendi kendime dedim ki;

‘Tuuuu senin sıfatına. Kız sen adam olmayacak mısın? Sen ki İtiraf.com adlı şaheserinde! Kendi kendinle yüzleştin, tövbe ettin, bir daha yalan söylememeye karar verdin...

Ne bu şimdi? Yalandan efelik yapıyorsun. Yok fazla tıklanmak, daha fazla okunmak, en fazla yorumlanmak önemli değilmiş te falan filan.

Madem kendin için yazıyorsun ne diye Blog-püsurla uğraşıyorsun? Kendin yaz, kendin oku. Hatta yazmana bile gerek yok. İçinden geçeni kendin biliyorsun zaten.’

Başımı önüme eğdiiiiiimm.

Kan kırmızı kesildiiimm.

Kendi kendimden, kendim utandım

Hakikatten bir blog üyesi olarak bazı endişelerim, korkularım yok muydu?

Hııııı, yoook muyduuu?

Soğuk gibi görünmekten,
Yalan yanlış bilinmekten
Yazılarım hep direkten
Döner diye korku- yorum

Kavgaya taraf olmaktan
Yangına körükle gitmekten
Bir de üste tüy dikmekten
Hakikatten korku- yorum

Güneşle gelen kıştan
Blog denilen bu yokuştan
Mesaj yazan azgın puşttan
İnan olsun korku- yorum

Sulu sepken yorumlarım
Kırılırsa Blog yoldaşım
Eğer varsa bunda payım
En çok ondan korku- yorum

Hepinizi sevi- yorum
İstediğim tek bir yorum
Bir gün yazan çıkmaz diye
Vallahi çok korku- yorum.