Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Kasım '14

 
Kategori
Siyaset
 

Bir bölen olmak...

Cumhuriyeti kuran, devrimleri geçekleştiren Mustafa Kemal Atatürk’ün partisi CHP’nin kuruluş tarihi 09 Eylül 1923’tür…

91 yıllık siyasi tarihi içinde 8,7 oy oranı ile seçim barajının altında kaldığı 1999 seçimleri hariç, hep siyaset sahnesinde varlığını sürdürmüştür…

Olağan üstü dönemlerde diğer siyasi partilerle birlikte kapatıldığında da, tabanının başka adlarda kurduğu partilerle siyasi ideolojisini devam ettirmiştir…

Laik Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucu partisi olan CHP’nin ideolojisi, çağdaşlık, özgürlük, laiklik, eşitlik, emeğe saygı, demokratikleşme ve tam bağımsızlık olmuştur…

Partinin yönetimini oluşturan aydın kesimlerde biat (tabi olma) kültürü kabul edilmediği için zaman zaman hatalara düşülerek, parti içinde kalıp yanlış yapanlarla mücadele etmek ve partiyi doğru rayına oturtmak yerine, istifa edip başka adlarla parti kurarak sol kesimin oylarını bölmede bir sakınca görmeyerek “bir bölen” olma yolunu seçtiklerini görüyoruz…

Türk solunun tek şemsiye altında toplanmaması nedeniyle 14. Mayıs 1950 tarihinden bu güne kadar tek başına iktidar olmadığı görülmektedir…

CHP, sosyal demokrat bir partidir. Sonradan “bir bölen” olsa bile, efsane lideri rahmetli Bülent Ecevit, bu düşüncenin bayraktarlığını yıllarca yaparak 1977 seçimlerinde, CHP’yi %42’lere taşımayı, 213 milletvekili çıkarmayı ve 3 eksikle tek başına iktidarı olmayı kaçırdığı hepimizin belleklerinde tazeliğini korumaktadır…

CHP tarihinde “bir bölenler” çok olmakla birlikte, sadece günümüzde yaşananlara değinmek istiyorum…

CHP ideolojisini benimseyen tüm gerçek CHP’liler ulusalcı olmakla birlikte, son yıllarda CHP yöneticilerinin kısmen sağdan aday devşirmelerini içine sindiremeyen bir grup, ulusalcılar adı altında yönetime bayrak açmış bulunmaktadırlar…

Hasız da değiller…

Yönetimin, sola yelken açması yerine, sağdan oy alamayacağı gerçeği karşısında sağa dümen kırarak sol kesimi küstürmesi, CHP kurucu liderine kefere diyenleri, patiye davet etmeleri ve Parti Meclisine kadar taşımaları kabul edilecek bir durum değildir…

Bu yanlışlara karşın, istifa ve partiden ayrılıp başka parti kurarak “bir bölen” olmak doğu ve çözüm değildir…

Kendilerini ulusalcı olarak nitelendiren tüm arkadaşlarımız değerli ve bilgi donanımlı kişilerdir. Parti içinde ki mücadelelerinde partiye çok katkı sağlayacakları şüphesizdir…

Yazılı ve görsel medyaya yansıyan haberlere göre, kısa bir süre önce CHP’den istifa eden Sayın Emine Ülker Tarhan’ın, “Anadolu Partisi” adıyla yeni bir parti kurduğu anlaşılmıştır…

Milletvekili olmadan önce Yargıçlık yapan meslektaşım Sayın Tarhan, YARSAV Başkanı olduğu günden beri kamuoyu tarafından tanınmakta ve o görevde laik Cumhuriyet ve yargı bağımsızlığını koruma konusunda verdiği yiğitçe mücadelesini unutmamış bulunmaktadır…

Mücadeleci bir kişiliğe sahip Sayın Tarhan, parti içinde kalıp mücadelesini sürdürseydi, CHP’ye katkı sağlayacağından kimsenin kuşkusu olmazdı…

Ne yazık ki Sayın Tarhan bu seçenek yerine, istifa edip ayrı bir parti kurarak, %25-26 dolayında olan CHP oylarını bölme ve siyasi tarihimize “bir bölen” olarak geçme yolunu seçmiş bulunmaktadır…

Birleşip çoğalmak ve güçlenmek değil, bölünerek azalmak ve güçsüzleşmek, sosyal demokratların oldum olası iflah olmaz (düzelmez) hastalığıdır…

Yazık oldu… 15.11.2014

Gündüz AKGÜL

Emekli Cumhuriyet savcısı

 
Toplam blog
: 310
: 504
Kayıt tarihi
: 13.09.11
 
 

Adaletin mülkün temeli olduğuna inanarak 32 yıl adalet görevini yaptığım için mutluyum ..