Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ocak '08

 
Kategori
Aile
 

Bir çiçek üç kelebek

Bir çiçek üç kelebek
 

Üç kız bir ana,
Girmişler dama,
Ağlarlar yana yana...

Üç kızın küçüğü Elif. Yirmisinde var, yok! Güzel ve alımlı bir genç kız. Şimdilik etrafında pervane dönenlere, olup bitenlere tepkisiz kalmak zorunda bir müddet. Bir konfeksiyon atölyesinde ütücü. Aldığı asgari ücret sigarasına, süsüne püsüne bile yetmiyor bırakın annesine katkı yapmayı.

Sultan evin ortanca kızı. Babası çok zorlamış onu sağlığında, okusun diye. Açık öğretimi bitirmiş zar zor. Sonra Lisan öğrenmek için İngiltere'ye gitmeyi başarmış. On senedir orda kalıyor. Lisan yerine çocuk bakıcılığını öğrendi önce. Şimdi ise işinde uzman ve aynı apartmanda bir Hintli ile beraber kalıyor.

En büyükleri bir boyacı ustası ile evli, iki kız çocuğu var. Annesinin eli ayağı Ümran. Gündüzleri annesinin dizinin dibinde hep. Hem ona göz kulak olmak hem de dar bütçeye daha fazla yüklenmemek için aynı yerde yiyip içme telaşında. Akşam olup ta Elif kız gelince eve, o da çocukları kucakladığı gibi kendi evine....

Anne ellisini geçmiş, acısını belli etmeyen, sessiz kendi halinde kaderini yaşayan bir Anadolu anası... Beş abisi var bir de ablası. Hepsinin durumları iyi, kısacası ona sıkıntı yaşatmayacak kadar iyi durumdalar. Zaten kocasının ani ölümünden sonra hep üstüne titreyip kol kanat gerdiler uzun bir süre.

Elif kız rahat değildi bu durumdan. Hem karışanı çoktu hem de kimseye bağımlı kalmak, muhtaç görünmek istemiyordu. Daha rahat hareket alanı bulması gerektiğini düşünüyordu artık. Çevresini ve işini değiştirmeğe karar vermişti. Ütücülük sıkmıştı onu, lüks bir semtte büyük bir mağazada yeni işine başlamıştı...........Anne keyfsizdir...

Mahallede bu işlerin çetelesini tutan insanlar, kendi işlerini bırakmış Elif kıza kilitlenmişlerdi, onunla çıkıp onula dönüyorlardı evlerine perde arkasından. İşe gitmediği günler oluyordu bazen. Günlerce eve gelmediği yahut geç geldiği konuşuluyordu etrafta. Dayılara, amcalara da uçuyordu bu haberler tez elden..........Anne sessizdir.

Ne olduysa Sultan'ın tatile gelişi ile oldu İngiltere'den. Sultan, birlikte olduğu Hintli arkadaşını da getirmişti İstanbul'a kimseye sormadan. İşte o zaman kıyametler koptu! Akrabalar, komşular, hatta okul arkadaşının bile davranışları değişmişti bir anda. Baskıların şiddete dönüşeceğini gördü ve fazla tutunamadı Sultan kız buralarda. Tekrar geri döndü kaçarcasına. Bir daha da dönecek gibi değildi görünen......... Anne tatsızdır...

Elif kızın başkaldırısı da işin tuzu biberi olunca; yardımlarda kesildi bıçak gibi bu bahane ile. Bir süre sonra maddi sıkıntılar su yüzüne çıktı iyiden iyiye. Ev kirası vermiyorlardı gerçi, ama; yazın görümcesi gelecekti Almanya'dan. Eskisi gibi hoş davranmayacaktı belli ki. O da fazla dayanamayacak akraba baskısına, evden çıkaracaktı.........Anne çaresizdir...

Beklenen olmuş, evi boşalt talimatı gelmişti Almanyadan. Bu olay Ümran'ın da gidişini hızlandırmıştı İstanbuldan. Ümran'ı alıp köye dönmüştü kocası. Yapamazlardı artık buralarda üç on kuruşluk gelir ile. Aklı annesinde kalmıştı ama yapabileceği bir şey de yoktu. Ah! Bir de annesi olmasaydı geride, rahat edecekti belkide köyünde..........Anne yalnızdır...

Elif kız, oturmuş ağlıyordu kaldırıma. Az önce kendisini kapı önünde bırakıp giden insana lanet ediyordu bir yandan. Kandırılmıştı, umutları yine ertelenmişti elinde olmadan. Anne aşağıda olup bitenleri anlamaya çalışıyordu ama yorgun bedeni onu olduğu yere mıhlamıştı adeta.........Anne halsizdir...

Kimi gece sazla sözle kapıya bırakılıyordu Elif kız, kimi zaman yerlerde sürüklenip atılıyordu boş bir çuval gibi kapı önüne. İki aydır da ortalıkta yoktu. Komşular bakıyordu hasta anneye. İlaçlarını sağlık ocağına yazdırıyordu muhtar.

Her biri bir yere dağılan kızlarını düşünüp durdu o gece. Çoktandır arayıp sormamışlardı. Belki kızların da kabahati değildi, belki kaderiydi yaşadıkları. Dirseği üzerine döğrulmaya çalıştı yatağında. Baş ucunda gülümseyerek kendisine bakan üç kızına ait resim çerçevesine uzanmzk istedi, beceremedi. Takati kesildi oracıkta, kala kaldı öylece hateketsiz boylu boyunca.

Çiçek ananın tabutu taşınırken o gün eller üzerinde, kızlarından hiç biri yoktu onu sonsuzluğa uğurlayanlar arasında............................

Bir garip ölmüş diyeler
Soğuk su ile yuyalar
Üç gün sonra duyalar
Söyle garip bencileyin

Duyacaklar elbette...............

 
Toplam blog
: 156
: 5679
Kayıt tarihi
: 05.11.06
 
 

Söz konusu Atatürk ve Laik Cumhuriyet ise; asla tarafsız olamam! Ben; İş ve özel hayatımda Cumhur..