Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Haziran '20

 
Kategori
Anılar
 

Bir Cin Ali Geçti Hayatımızdan

Cin Ali'nin lafı geçti bugün, öyle özlemişim ki paylaşmasam olmazdı:) Bir dönemin en gözde kitap serisiyle çocukluğumuza gittim en derininden. Yüreğimde büyümeyen çocuğa da pek iyi geldi. Bizim ilk okuma kitaplarımızdı ya hani, onun tadı bambaşkaydı. Okumayı yavaş yavaş öğrendiğimizden, serisi de hayatımızda ilk olunca, yüreğimize yer edivermişti en güzelinden. Cin Ali'nin Topu, Cin Ali Okula Başlıyor, Cin Ali Kır Gezisinde, Cin Ali'nin Karagözlü Kuzusu... Seride daha ne güzellikler.

Heyecanlı, çokça da hevesli olduğumuzdan kimi bulduysak yanımızda,  bıktırana kadar okurduk da okurduk. İlkinden başlayıp sıra bir sonrakine gelsin diye can atardık. Onda on yapmazsak elimizden seriyi bırakmazdık. Nur içinde yatsın rahmetli anneanneciğim kardeşimle benim sayemde ezberlemişti her birinin tüm satırlarını. Bıkmadan usanmadan hem resimlerine hem kelimelerine dalar giderdik.

Çok da güzel şeyler öğrendik bu seriden. Mekanın cennet olsun Rasim Kaygusuz Öğretmenimiz 70'lerden bugünlere onca çocuğun kalbindesin Cin Ali'n ile...

Çocukluğumuz dedim de sahi ne güzel zamanlarda ne güzel çocuklardık biz onu da düşündüm. Salçalı ekmeğimizi, kantinin tek gözde yiyeceği susamlı kebaplarımızı ne de güzel paylaşırdık. Sen olmadan bende oynamazdım anca beraber kanca beraberdi. Anca beraber kanca beraber olmasına  rağmen bahçede ip atladığımızda, top peşinde koşturduğumuzda o küçük uyuşmazlıklarda en afili sitem sözümüz “Mızıkçılık yapma” hala kulaklarımda. İki dakika sonra sarılıp oyuna kaldığımız yerden devam etmelerimiz ne can alıcıydı. Hemen orta yolu buluverirdik ayrı gayrı yoktu ne saf ne temiz,  nasıl içtendi sevgimiz. Sen düştün mü benim de canım yanardı. Üflesem geçecekmiş, sarılsam acımayacakmış gibi gelirdi. Hangimizin boyası eksikse öteki lojistik destek gibi yetişirdi. Hangimiz konuyu anlamasak diğeri teneffüsü boşverir arkadaşı öğrensin diye kendini feda ederdi. Birimiz azar işitse diğeri de başını öne eğerdi. Kim üzgünse herkes onu güldürmek uğruna palyaçoya dönerdi. Sen gülüyorsan ben de gülerdim. Sonra halden anladığımız zamanlarımız olurdu, ben  alamamışsam sen yeniyi çıkarmazdın ya da sende yoksa bende ki hemen iki eşit parçaya bölünüverirdi. Candandı arkadaşlıklarımız hiç unutulmayan...

Ve daha neler ne güzellikler. Diyeceksiniz e şimdi bunları niye anlattın? E hiiiççç Cin Ali'nin lafı geçince, o zamanların o saf güzelliğini yad edelim diye. Öyle işte, içimden geldi de ondan yani.

Bir sonraki buluşmamıza dek sağlıcakla kalın...

 

SİBEL YILMAZ 

 
Toplam blog
: 145
: 716
Kayıt tarihi
: 22.02.18
 
 

1978 Bursa doğumlu. Kelimelerin Dansı ve Kırmızı Vosvos kitaplarının yazanı. Eşi ve kızları olmaz..