Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Mayıs '07

 
Kategori
Günübirlik Turlar
 

Bir dağ ve yanında onun büyüklüğüne ters bir küçük göl

Bir dağ ve yanında onun büyüklüğüne ters bir küçük göl
 

Bugün sizlere Ergandan bahsetmek isterim ve onun eteklerine sığınmış bir gölün yanında yapılan çadırlı bir kamptan.

Burası dünyanın 3. büyük projesine imza atılan bir yer bu büyüklüğe karşın yanına sığınmış yapma bir gölü yanında barındıracak kadar anne şefkatini taşıyan bazı zor yamaçları olan kaya tırmanışı, kayak, yamaç paraşütü ve bilimum doğa sporlarının yapılacağı bir yer. Nerden mi biliyorum gittim, kaldım, gördüm, hissettim çok sevdiğim bir arkadaşın tabiri ile ruhsal detoks oldum orada.

Şehre çok uzak olmayan bu alana sabah serininde çıkmak güzel, yeşil ağaçların, çimlerin yanından geçerek 1, 5 yada 2 saatlik bir yürüme ile çıkılıyor gölün bulunduğu alana. Göl suni bir göl ama suniliğini hissettirmeyecek kadar kendini oraya uyum sağlattırmış, balık bile var içinde kışın donmasına rağmen. Arkasını Ergan'a dayamış, kayaları kendine siper yapmış aynı zamanda kaya tırmanıcıları içinse birden fazla istasyon kurularak iniş ve tırmanış yapılacak bir göl ve çevresi hayal edebilirsiniz. Dağların zirvesi şu an bile karlı ve gölü bir annenin göğsünden akan o besleyici süt gibi besliyor bitmemecesine.

Çadırlar kurulur gölün yanına çöp poşetleri konur etrafa, doğa bizden ürkmesin diye. Gelenler önce göle yamaca şehre hakim kayalıklara tırmandılar bir an önce geldikleri yeri tam olarak hissedebilmek için. Ve çadırlara yerleştiler yardımlaşarak kolay değil 180 insan.

Ve bir curcunadan sonra herkes yavaş yavaş doğayı tam hissedebilmek için etrafa dağıldı kimi kurulan istasyonlardan kaya inişi yapmaya, kimi etrafı gezmek için küçük yürüyüş yapmaya, kimi top oynamaya, kimi salıncağa bindi, kimi şehri kimi gölü seyre daldı, kimi ise yamaç paraşütüne ilk dokunan olmak için hızla o istasyona gitti, kimi ise her zaman asil olan ata binmek için gitti.

Ve öğlen yemeği vakti yapılan saç kavurma ile 180 kişi 27 dakika gibi bir zamanda doyuruldu. Çaylar içildi. Akşam beklendi o güzelliğin bir başka yönünü görmek için. Ve geldi akşam, yakıldı kamp ateşi ve etrafında minik yürekler, yüzlerine vuran o ateşin kırmızı siyah gölgeleri ve döküldü hep beraber bilinen nağmeler ağızlardan hiç susmamacasına.

Ve gece bir başka oldu orda güneş batarken yıldızlar şehrin ışıklarından yanlız kendilerini tam olarak gösterip de gelenlerin ya hiç bu kadar yıldız olur mu? dedirtecek kadar parlak oldu yıldızlar ve beklediler ay dedeyi kendilerine eşlik etsin diye ve geldi aydede yavaş narin çıktı dağların ardından ve kavuştu bizlere.

Ve gece devam ederken gittim o güzel kayalıkların üstüne ve Erzincan'ın karanlıktan suni ışıklarla aydınlanışını seyrettim kulağımda güzel nağmeleri eksik etmeden.

Ve şehir yavaş yavaş aydınlandı ve kuşlar sessizleşti bu sabahın ilk güneş ışıklarına kadar sürdü. Ve beklenen an bir gün önce veda eden güneş yavaşça çıkardı başının dağların ardından ben geliyorumu hissettirerek ve kuşlar bu gelişi kendi nağmeleriyle o çok güzel eşşiz nağmeleri ile karşıladılar.

Ve gün başı yapıldı çaylar, kahvaltılar çıkınlardan çıkarıldı ve tüketildi zevkle, istekle yeni gün için enerji kazanıldı. İsterseniz yeni günü başka bir anlatıma bırakalım ve bu kadarını gözümüzle göremesek de kalbimizle, yüreğimizle hissedelim.

 
Toplam blog
: 31
: 853
Kayıt tarihi
: 29.04.07
 
 

Ülkesinin gençlerine eğitim vermeyi bir fırsat bilip bu yolda üniversitede çalışmalarıma devam eden ..