Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Nisan '08

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Bir de, Güzel Oldu mu Avrat...

Bir de, Güzel Oldu mu Avrat...
 

Eski zamanlarda, çok meşhur halk bilgelerinden birine sormuşlar. Bu dünyadaki mutluluğun, dünya gözüyle cenneti yaşamanın sırrı ne ola ki diye kendisine fikir danışmışlar. Her üç Türk’ten ikisi şairdir denir ya, mevzu ta eskilerden, bizim atalardan, cetlerden geliyor tevekkeli ki baba erenler, muazzam bir dörtlükle cevap vermiş avama:


“<ı>Deh demeden yürüyen at,

Yap demeden yapan evlat,

Bir de, güzel oldu mu avrat,

Gir oyna, çık oyna.”


Aşk olsun, ne diyelim aşk olsun. Yahu bundan daha güzel, daha özlü ve daha doğru bir açıklama olabilir mi? Bilen varsa beri gelsin.


Şimdi bir düşünelim. Kafa patlatalım. Hakk nasip etti, atadan babadan kaldı, çalışmayla didinmeyle o kadar olmaz ama velev ki oldu, piyangodan, lotodan çıktı ve madde zengini olduk diyelim. Yatlar, katlar, villalar, yazlıklar, kışlıklar, her mevsimlikler, arabalar, cipler, sevgililer, jigololar falan. Ooo değme keyfine, değil mi? Valla, ne bileyim, herhalde öyledir.


İşte halk bilgesi diyor ki bunlar fani şeylerdir. Öteki dünyayı zaten geç, bu yalancı dünyada bile mutlak saadeti getirmez bunlar. Bir bakıyoruz ki vallahi doğru.


Alışkanlık haline getirmemek şartıyla şu çok heyecanlı, capcanlı falan cinsinden magazin programlarına; uçan börtü böcek, yüksek sosyete makamından dedikodu dergilerine birkaç kez bir göz atınız bakalım, ne göreceksiniz?


Her türlü mutsuzluk ve umutsuzluk bu madde zengini taifenin içinde yahu. Aldatanlar, aldatılanlar, kimin eli kimin cebinde belli olmayanlar, dna testleri, babalık davaları, hırs, husumet, kıskançlık, entrika,yalan, dolan, talan ne ararsan var valla.


Baba erenler diyor ki atın iyi olacak. İstedin mi rahvan gidecek, keyfettin mi tırısa kalkacak, akşama kadar dört nala koşturup, bana mısın demeyecek. Bugünün atı, problemsiz bir arabadır, vasıtadır. Bir yerden, dilediğin bir yere sıkıntısız gitmek, vasıl olmaktır.


İşte ikinci önemli gereklilik. Hayırlı evlat. Yap demeden yapan, leb demeden leblebiyi, yok demeden yokluğu, var demeden varlığı anlayan evlat. Evlerden ırak, özellikle problemli evladı olan okurlara sorarım, var mıdır bundan ziyade bir dünya nimeti Allahaşkınıza?


Ve işte üçüncü ve zamandan ve mekandan soyut bir dünya nimeti daha. Ermiş, <ı>güzel avrat diyor ama bunu biz, günümüzün literatürüne mükemmel bir eş olarak tahvil edebiliriz.


Buradaki güzellik vurgusu, şüphesiz ki yüz, vücut güzelliği değil yalnız başına. Mutlaka ki onlar da var ama onlardan çok daha önemlisi huy güzelliği. Güzel bir kadında ya da adamda aranan şeyler; mütebessim bir yüz, ok gibi doğru bir karakter ve ahlak, kararında naz, işve ve sonuna dek anlayış, empati, fedakarlık, sadakat, arzu, istek.


“<ı>Gir oyna, çok oyna” diyor bilge. Vallahi oynamak, oynaşmak, sevmek, sevilmek, sevişmek, dertleşmek, halleşmek, öpüşüp koklaşmak, sarılıp kaynaşmak...hepsi bu bağın gülüdür. Ne mutlu ki hayatlarını bir gülistana çevirip, gül bahçesinde yaşayan ve gül bahçesinde ölenlere.


Deh demeden yürüyen, tırısa kalkan atlarınızın; hayırlı evlatlarınızın; güzeller güzeli hayat yoldaşlarınızın her daim sizlerle olmasını dilerim.

 
Toplam blog
: 898
: 3759
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

İzmir'de yaşıyorum.    Çok uzun yıllar öncesinden başlayıp, hiç ara vermeden bugünlere kada..