- Kategori
- Gezi - Tatil
Bir defa geldin ya bana, hep bende kalırsın; çünkü ben Karaburunum!
Bu suyun içinde Şiir ile, Aşk ile Mavi ile kaldım. Ahh Karaburun, ahh!..
Ahh Karaburun, ahh!..
İmbat ile giriş yaptım sana, imbat imbat kaldım, yaşadım, gençleştim seninle; ama asla imdaaat!...demedim.
Minik kablumbağa karşıladı bizi girişte. Yeşil serinliğin yolcu etti bizi dönüşte. İkisinin arasında tepende dolaştık, koylarında saklandık.
İnsan kendini maviliğe bıraktıkça güzelleşiyor ve o güzellik insanı alıp başka yerlere taşıyor. Ondan sonrası insanın maharetine kalıyor.
Karaburun, sende iki gün, bir gece kaldım. Günlerimi ve gecemi öyle bir doldurdun ki, döndüğümde senden, sanki haftalar geçmiş gibi bakıyordum çevreme. Her şey daha anlamlıydı, uzaktan gördüğüm deniz, balkonumdaki kumrular, yediğim yemek, içtiğim su; AŞK, ŞİİR...
Sadece bendeyken bende olmazsın, her nereye gidersen git, bir defa geldin ya bana, hep bende kalırsın; çünkü ben Karaburunum!...
Döndüm suya. Girdim iyice içine, içime. Serinliğinde topladım bende ne varsa, sende. Merak etme, saklayacağım seni bende, beni sende.
1. Not: Karaburun samimiyetini çay içerken de yaşadım, beyaz, sarıda da; hele muhabbetin koyulaştığı o anlarda...
2. Not:
Karaburun;
kahkahasını denizle
aklını bizle maviyle
rüyalı yeşille
allayıp pullayan
beyaz alkış
uzun gülüş
rahat bakış
umutlu sarılışın
neşesi Karaburun; ah!
Ş.Y.