Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Mart '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Bir delinin günlüğünden / Havaya, suya, toprağa düşen cemre akla düşerse

Bir delinin günlüğünden / Havaya, suya, toprağa düşen cemre akla düşerse
 

Baharın habercisidir cemre. Hava, suya, toprağa düşer. Ehhh kimilerinin de aklına cemre düşer ki; bileni mutlu ederken, bilmeyeni şoka sokabilir :))) Bizim kabilenin gençlerinin aklına da cemre düştü. Adana’nın güzel havasıyla birleşip, eğlenceli bir güne dönüştü. Konuğumuzun da bu eğlenceden şikâyetçi olduğunu sanmıyorum :))) Hatta güzel bir gün geçirdi :))) ( Ehh bu cümleden sonra aksini söyleme gibi bir lüksü olmayacak :)))…)

Evet; bu hafta kuzenlerimle beraber Pirmete’yi, yani can dostumu misafir ettik… Barajda sakin bir restoranda günümüzü geçirdik. Restoran sakindi sakin olmasına da bizimkiler pek bir hareketliydi. Bir ara gelen davul zurna sesinden sonra birkaç kuzenin kayıp olduğunu gördüm. Arkalarından gidene kadar halay başı olmuşlardı bile :))) Yahuuu bu insanları anlamak mümkün değil. Piknik alanında düğün mü olur yahuuu? Bir yanda mangallar diğer yanda düğün alayı :))) Ehhh olmuşken 2 şiş kebap gönderin gelin ve damada :))) “Düğünü izleyen konuğumuzdan 2 adana, yan masadan tavuk ızgara, karşı masadan mangal sucuk” :)))) Ahahahahah…

Bizimkilerin yüzsüzlüğüne diyecek yok. Almışlar bizim gelin Tuğba’yı yanlarına. Şu an bebek bekliyor. Bu yüzden herkes ona sınırsız yiyecek veriyor. Ekmek arası kebap topluyorlar. Bu da yetmemiş gibi “Teyzesi evdeki çocuğa da bir paket yapsan” demez mi? Kadıncağız neye uğradığını anlamadı. Tanımadığı bu insanların yüzsüzlüğü karşısında şoka girmişti :)))Hemen onları tanımıyor numarasına yattım. Yahu karizmamız yerle bir edildi. Ya ne yapsaydım. Bende çeyrek ekmek alıp yanaşsa mıydım? :))))

Bu ara Tuğba’nın hamileliğinden hepimiz yararlanmaktayız. Canımız ne isterse Tuğba sayesinde Alper abime aldırabiliyoruz. Son 4 ayımız. Aklımıza ne geliyorsa yaptırmalıyız :)))

Bütün bunlar olurken bizim Fulya barajın mavi sularına dalıp, gitmişti. Allah’ım ne melankolik kız yahuuu… “Alooo, burada eğleniyoruz kıvırcık. Aklına gelen yazıları bir kenara bırak. Yahuuu tatil bugün tatilll”… Tabiî ki onu kandırmamızda uzun sürmüyor. Ağustos böceği gibi konuşmaya başlıyor. Öyle boş boş değil… Her kelimesinden hayat akıyor… Aferinnnn aferiiiin :)))

Pirmete… O’nun eğlendiği için mi yoksa bizim deliliklerimizden dolayı şokla karışık gülme krizine girdiği konusuna gelince; o büyük bir soru işareti. Benim tahminim eğlendi, ama diğer kuzenler şoktan dolayı güldüğünü söylüyor. Ehhh hayırlısı be Pirmete’ciğim. Ne diyelim; çabuk geçsin inşallah.

Osmaniye’den çıkarken Fulya’nın azıcık geç uyanması sebebiyle kahvaltı yapmadan çıktık. Hepimiz aç kalma konusunda dayanıklıyızdır. Fakat hepimizden zayıf olan Fulya’nın bu aralar açılan muhteşem iştahını göz ardı etmemiz mümkün değil. Masaya ne geldiyse silip, süpürdü. Hatta bir ara Pirmete’ye “Bak Pirmete havadaki kuşlara” deyip, onun tabağında ne var ne yoksa yedi. Ahhh ne diyeyim kuzen, “Allah o güzel iştahını artırsın”

Kuzenlerle ve Sevgili Pirmete ile geçen güzel bir Pazar oldu. Güneşin ve baharın güzelliğinin herkesin aklına, yüreğine, ruhuna düşmesi dileğimle…


Fotoğraf : http://www.deviantart.com/print/1062812/

 
Toplam blog
: 194
: 1525
Kayıt tarihi
: 04.08.06
 
 

1981 yılında aslında istenmiyor olsam da geç alınan karardan dolayı hayattayım:)) Haritacıyım ve işi..