Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Haziran '10

 
Kategori
Deneme
 

Bir delinin saçmalamasının peşinde-3-

Bir delinin saçmalamasının peşinde-3-
 

Sorarsın: Onlar mı akıllı ? Yoksa ben mi?


Gözleri güneşe doğru bakarken kapatamıyordu gözlerini, çırpınmaları son nefesine kadar devam edecekken; bir tahta parçasıyla kafasına vurulup çırpınmasını sona erdirdiğinde, karnını deşerek balığı ızgaraya koyması gibidir, insanların birbirlerine karşı tutumları. Önce sindirilip daha sonrada bir darbeyle sona erdirmesi yaşamını. Cesedin başında zafer çığlıkları atarak dans ederken görürsünüz galibi. Düşünmez, kendisinden daha güçlüyle karşılaştığında aynı sonun kendisini beklediğini.

Yanılsamalar içinde; en iyiye; en güzele odaklanmışken amansız bir mücadeleye girişilir. Basamaklar diğer insanlarsa da önemli değildir. Önemli olan, o basamakları çıkmaktır. Çıkılan her basamaktan üst bir basamak olduğunu gördüğünde; doymaz bilmez maymun iştahıyla o basamağı da çıkmak ister. Ama bilmez ki; her basamağın üstünde bir basamak vardır. En yüksek basamağa çıkmak için çabalarken Babilin Kulesinin en yükseğinde bulur kendini ve aşağı baktığında gözleri kararır ve düşer. Bu düşmesi: Basamak olarak kullandığı insanların ahı mı olduğunu yoksa; kaderimi olduğunu düşünür, düşerken. Yere metreler kala ciğeri patlayıp içini kan gölü kaplar ve kanında boğulur.

Sırça köşkler kurulur, sırlanmışlığın içindeki sırlara inat. Yaşanır, ulaşılmaz, güç yetmez zannedilir. Her şey gücü yeten zamanın , ona da galip gelmesi an meselesidir. Sırlanmış sırça köşk sahiplerini birer birer zaman yontarken, sırları gün yüzüne çıkarır.

Meydan okumalar yükselir sir seda da. Baka kalırsın, naraların semada yankılanmasına, bir şeyler üflenmiştir semaya ve bir şeyler çizilmiştir kağıda; ama dost düşman aynıdır.Her şeyin galibidir, zaman. Çizmeleri siler, üflemelerin nefesini keser. An gelir, bitirir her şeyi. Ve an gelir bitmişliklere mutlu olunur. Ve an gelir bitirilmişliklerden hüzün kaplar içini. Her şeyin ilacıda zehri de zaman.

Anlarda kaybolup anlarda kalırsın takılı. Kalmışlığın dairesinde gideceğin yolları unutursun. An gelir öykü tadında, şiir ahenginde yaşarken, an gelir öfke kılıcında kelleni giyotine verip kendi celladın olursun.

Bir patlama duyarsın içinde, küller savrulur sonrasında kızgın lavların dalaklarını kapladığını hissedersin, kalbine doğru saldırır, hükmeder kalbini ve yakar. Simsiyah olmuş kalbinden vücuduna pompalanan kanın rengi siyahtır artık. Düşüncen siyah; bakışın siyah; ağzından içeri giren her şey siyaha bürünür. Ve var olman siyahi olur. O zamanlarda: İki dudağının arasından çıkan siyah üflemeler duyarsın. Pervasızca, aldırmadan sana yüklenmişliklerin semerini, palanından boşandırıp koşarsın, kırlara senin için vardır. Özgürsündür. Hürlüğün tadını bir kere aldın mı, artık kimse sana semer vuramaz. Yük taşıtamaz. Sen, hürlüğünü eline almışken dellenmekle yaftalanırsın, kendini akıllı görüp sırtlarındaki yüke aldırmadan, biraz daha fazla yükün peşine düşmüşler tarafından. Horlanırsın, eski püskü elbiselerine bakıp senden iğrenenler, üzerindeki libaslarının palan olduğuna aldırmadan.

Kirli saçlarına bakarlar, kokun onlar için kaçmak sebebidir. Kendi kokularını gizlemek için, kusurlarını örtmek için yapmadıkları, katlanmadıkları şey kalmazken, senden iğrenme hakkını kendilerinde bulurlar.

Kendi içsel dünyalarında enlerin en garibini yaşama isteklerini, ağızlarına vurdukları gemle engellerken, senin ağzından dökülenlerden utanırlar.

Onlar akıllıdır. Sense onlara göre deli.

Bakarsın, akıllılara üzerlerinde altın semer, rengarenk ipekten örme palanlarına ve taşıdıkları yüklerindeki altın, gümüş, pırlantalarına ve acırsın hallerine...

Sorarsın:

Onlar mı akıllı?

Yoksa ben mi?

....

 
Toplam blog
: 84
: 575
Kayıt tarihi
: 11.09.08
 
 

Yaşamak; herhangi bir amaç taşımadan sadece insan olmanın bilincine vararak yaşamak. Tek cümlelik..