Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Mayıs '08

 
Kategori
İlişkiler
 

Bir deneme değildi hayat

Bir deneme değildi hayat
 

İşyerimde, odamın camından bakınca gördüğüm geniş bir yeşil alan var. Orada gündüz saatlerinde sokak hayvanlarını; at, eşek, kedi, köpekleri görmek çok mümkün. Geçen gün, Mart ayı sonları veya Nisan ayı içinde bir gün idi sanırım; üç-beş köpeğin özel hayatlarını uluorta yaşadıklarına şahit oldum. Halk arasında kuyruk sallama olarak bilinen davranışı sergileyen dişi köpeğin karşılık bulmakta zorlanmadığını hayretle seyrettim. Dişi köpeği nasıl ayırt ettiğimi sormayın 50-60m mesafeden. Olayın gelişimine göre hangisinin ne olduğunu anlamak kolaydı.

İlişkiler konusunda yazmayı hiç istemedim. Direnmek zor da değildi. Ama işte yazıyorum. Bu yazı bittiğinde neye benzeyeceğini ben de merak ediyorum. Yazma sebebimi de eklemeye karar verdim. Fakat unutursam baştan affedin beni.

Erotizmin (bu kelimeyi özellikle kullanıyorum) kaynağı olan duyguların sadece insana özgü olduğunu söylemek ne kadar doğru bilmiyorum. Hayvanlardakiyle karşılaştırma yapmak için bazı gözlem ve deneylere dayandırmak, bu konuda daha önce söylenmiş görüşlere hâkim olmak gerekiyor. Pek çok bilim adamının ilgili alanda sayısız eser verdiği, bunlardan kimilerinin büyük insan kitleleri tarafından okunup bilindiğini ben de tespit ettim. Hatta alanda ekoller de var. Gelişim evreleri içinde bu konu anılmadan da geçilmiyor. Bakınız, cinsel kimlik ve gelişimi ile kişilik arasındaki reddedilemez ilgi demek de mümkün, ısrarla alana girmediğime dikkat ediniz.

Ahlâk, etik, utanma, günah, ayıp, töre, hukuk gibi kavramlar, erotizm konusunda kurallar koyarak belirleyici olmayı dileyen insanların her zaman sık kullandığı araçlar olmuştur. Namus da dâhil buna. Sapık ve sapkın gibi kelimelerin rahat kullanıldığı olaylar içinde de bu konu başlarda gelir. Kimileri sınırsız cinsel özgürlük isterken bunu modernizmle bağdaştırır. Kimi bazıları ise sanat kavramının içine sokar erotizmi. O tür bakış açısına göre tarihi bir kahramanımızı eşcinsel olarak sinema filmine dahil etmek sanatçının yorumu ve özgürlüğüdür. Genel bir bakış açısıyla, insanı insan yapan değerler içinde utanmazlık diye bir kavram olmalıdır ve utananlar ilkeldir. Oysa sanatçı aşmıştır, her türlü kısıtlamaya karşıdır. Aslında ahlâk kavramı yasaklanmalıdır! Özgürlükçü (!) iradenin yasağı da böyle olur tabi.

Ben bu köpek olayını neden anlattım, biliyor musunuz? Özgürce yaşadıkları özel hayatları yüzünden değil. Bir köpek kadar (ya da gibi) özgür olmak istediğimden de değil. Ayrıca insan olmaktan gayet memnunum. Neyse.. Anlattım çünkü, bu yazıyla rekor kırmalıyım, kendi rekorumu.

MB ailesine 3 gün önce katıldım. Yayındaki 31 yazı 2 gün içinde 135 ayrı kişi tarafından toplamda yaklaşık 1000 kere okundu. İyi bir sayı. En beğendiğim yazıların okunma oranı bir hayli düşükken başlığı içinde cinselliği çağrıştıran bir kelime (aslında hiç de öyle değil) geçen bir tanesi 100 okunma sayısını geçti. Okunma ortalaması 25’i henüz geçmişken ortalamanın 4 katı okunan bu yazının andığım sebeple rağbet gördüğünü herkes anlamıştır.

Şimdi bakacağım, 2 gün içinde kaç kere okunacak bu yazı? 100’ü bulmazsa diyeceğim ki, millet olarak belimiz tarafında sıkıntımız var. Ama 100’ü çok geçerse, ne kadar özgür bir toplumuz!

Yani ya bel soğukluğu, veya özgürleştirilmiş bir “ulus”.

Ben ne diyeceğimi bilirdim ya… Düşünceye özgürlük diyenler bana yasak koymayacak olsa derdim diyeceğimi. Çünkü ben yasakçıları sevmem. Ben insan severim. Köpeklerin yeri ayrı.

 
Toplam blog
: 84
: 1808
Kayıt tarihi
: 28.04.08
 
 

Elektrik mühendisi, "öğretimci", 2 çocuk babası, aslen Kuzey Kafkasyalı, Türk ve Türk'e dair olan..