Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Eylül '07

 
Kategori
Eğitim
 

Bir devrin romanı

EĞİTİMLE İLGİLİ ROMANLAR (22)

BİR DEVRİN ROMANI

Yazarı: Halide Nusret Zorlutuna

Roman Kahramanın Değerlendirilmesi:

Kendini, “Tanrı beni öğretmen olsun diye yaratmış” diye tanıtır. İlk öğretmenlik yaptığı Aşiyan Lisesi’ndeki yaşadığı heyecanı, daha sonraki otuz üç yılda da yaşar. Bu heyecan hiç eskimez.


O yıllarda öğretmenlere ait bir defter yoktur. Halide kendine bir Defter icat eder. 15x20 cm ebadında, 100 yapraklı bir defterdir. Her öğrenciye altışar yaprak ayırır. Öğrencinin memleketini, ana-babasının adını, doğum yılını nüfus kağıdı gibi kaydettikten sonra, öğrencilerinin fiziki tasvirini yapar. Sonra da öğrenebildiği kadar aile durumu hakkında bilgi verir. Çocukların ruhsal durumları üzerine eğilir. Bilmek, görmek ateşi ile onların iç alemlerini tanımaya çalışır. Her hafta talebelerde gördüğü değişiklikleri bu deftere kaydeder. Günümüzde de kullanılan bu Defteri, Halide o zamandan icat eder ve böyle bir gelişim defterinin eğitim açısından önemli olduğunu gösterir.


Halide’nin resmi olarak otuz beş yıllık öğretmenlik hayatı vardır. Eşi asker olduğu için Anadolu’nun çeşitli yerlerinde bulunur. O da bir asker gibi gönüllü olarak Anadolu’yu köşe bucak gezer. Ayrıca sık sık yer değiştirmesine rağmen hiç yolluk almaz. Halide’nin amacı memleketin ihmal edilmiş yavrularına bütün imkanlarıyla hizmet vermek, yurdunu yakından tanımaktır. Çocukları bağrına basar, onların dertleri ile ilgilenir, sevinçleriyle sevinir.


1924 yılında öğretmenlik için başvurur. Anadolu’nun herhangi bir yerinde çalışabileceğini söyler. Onun için İzmir ve Hakkari aynıdır. İkisi de Anadolu şehridir ve buralarda eğitime ihtiyacı olan çocuklar vardır.


O’na göre, insanın öğretmen olduktan sonra evlenip çoluk çocuğa karışmasına hiç lüzum yoktur. Evde bir erkeğin ve birkaç çocuğun bulunması, insanın kalbini de, çalışmalarını da böler. Halide, kendini tamamen memleketin çocuklarına adar. Her birini ayrı ayrı, bir öz anne şefkati ile bağrına basıp yetiştirmek amacındadır. Öğrencilerine karşı çok ilgilidir, samimidir. Mesela ilk olarak tayininin çıktığı Edirne Öğretmen Okulu’na gittiği zaman, öğrencilerden Nadide, hastanede yatmaktadır. Oradaki ilk gün olmasına rağmen, Halide de hastayı ziyarete gider. Birkaç hafta içinde aralarında bir dostluk oluşur. Öyle bir dostluk ki Nadide, gönlünün kapılarını Halide’ye açar. Nadide, kısa bir süre sonra vefat eder.


Dersi işleyişi bakımından öğrencilere her hafta mutlaka kompozisyon ödevi verir. Yapılan ödevi, büyük bir titizlik ve dikkatle inceler. Görüşlerini, düşüncelerini ödevlerin altına yazar. Öğrenciler, öğretmenin ödevlerinin altına yazdığı bu yazıyı, sihirli bir anahtar olarak görür. Bu anahtar, çocuğun ruhunda kapalı kalmış olan kapıyı açar ve gizli kalmış bir kabiliyeti gün ışığına çıkarır.


Vereceği her dersi önceden çok iyi bilse bile iyice okur, planlar ve derse öyle girer. Bunu da yaşadığı bir olaydan sonra alışkanlık haline getirir. Bu olayı şöyle özetleyebiliriz: Eski Nesir’den bir örnek verecektir. Başlığı “Eşk-i Hüsn” olarak görür ve o şekilde telaffuz eder. “Güzelliğin” “Gözyaşı” anlamına geldiğini söyler. Fakat üçüncü satırda bu başlığın “Eşk-i Hüsn” değil de “Eşek Hasan” olduğunu görünce başından aşağı kaynar sular dökülür. İşte bu tecrübeden sonra, bir daha derslere hazırlıksız girmez.


Sınıf Yönetimi olarak, derslerde kendine ait kuralları vardır. Bir sınıfa ilk girdiği zaman kurallarını açıklar. Bu kurallar, Halide’nin öğrencilerinden yapmasını beklediği davranışlardır.


Halide, idealist biridir. Çalışmak, memleketi ileriye götürmek, yükseltmek tek gayesidir.


Halide; Anadolu’da memleket memleket gezip yine de şikayetçi olmayan, çocuklara değer veren sabırlı, başarılı, fedakar bir öğretmendir.

 
Toplam blog
: 425
: 3089
Kayıt tarihi
: 06.12.06
 
 

Gazi Eğitim Fakültesi, Eğitim Bilimleri Bölümü, Eğitim Yönetimi, Teftişi, Planlaması ve Ekonomisi..