Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Ocak '18

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Bir Dilek Çalışması Yapıyoruz

Bir Dilek Çalışması Yapıyoruz
 

Yılın ilk günü. Dünya dörtbuçuk milyar yıldır olduğu gibi bize aldırmadan dönüşüne devam ederken, icat ettiğimiz zaman ölçülerini kutlama sebebi yapmışız. Olsun; ne zararı var. Tazelenme, güzel dileklerde bulunma fırsatları yaratıyoruz, ilişkileri gözden geçirerek belki daha önce fark etmediğimiz güzelliklerin değerine odaklanıyoruz. Diğer döngüler gibi yılbaşı döngüsü de bir başlangıç hissi veriyor.

Bir bakış açısı olarak kanaatim, sizi mutlu eden şey başkalarının zararı pahasına değilse, o şey doğrudur, güzeldir, iyidir. Yeni yıl insanoğluna çok uğurlu gelsin ve ısrarla ve ısrarla kalbinin çürümüşlüğünü başkalarına zarar vererek tatmin eden kim varsa, hangi mevkide ve kim olursa olsun layığını bulsun dilerim.

Ve üstelik güneşli bir güne uyandım, keyfim katlandı. Hayatımı dolduran mükemmel insanlara da yaptıracağım çalışmanın bir bölümünü, sizinle paylaşacağım. İyi dilekler çoğaldıkça negatif kişilerin beddualarına yer kalmayacaktır.

Lütfen çalışma öncesinde bir iki bardak ılık suyu içelim. Derin nefeslerle rahatlayalım. Yapacağımız çalışmanın ilgili herkes için en yüksek iyilikle gerçekleşeceğine inancımızı güçlendirelim. Çünkü bir isteğimiz olması demek, bu istekten başkalarının da etkileneceği anlamına gelir. O isteğin olma aşamalarında her kimlerin rolü olacaksa hiçbirine zararı olmaması niyeti çok çok önemlidir. Başkalarının zararı ve mutsuzluğu önemsenmeden atılan adımların da dönüşü bir gün mutlaka dilek sahibini ya da yakınlarını vuracaktır ve bu iki kere iki kadar keskin bir gerçektir (karma konusunu da başka yazıda inceleyeceğiz).

Bu çalışma için önce net bir dilek ya da niyet oluşturun. Bu niyeti başkası için kurmamaya özen gösterin, kendisinin bilinçli onayı alınmadan kimse adına niyet çalışması yapılamaz. Bilinçli onayını alırken de neye onay verdiğini iyi bilmesi sağlanmalıdır aksi halde… anladınız: Karma. Yani o enerji çığa dönüşüp üstünüze yığılır.

Devam edelim. Niyetlerinizi belirlediniz.

İkinci aşamada çok sevdiğimiz bir masal seçeceğiz. Çocukken hoşunuza giden bir masal mutlaka olmuştur hani anlatılırken o sahnelerin içindeymişsiniz gibi hissederdiniz… Evet evet o!

Ben kendi niyet çalışmamı örnek olarak yazıyorum, siz de esinlenerek yapınız.

*Dileğim (ya da niyetim) yetişkinler için kalınca bir boyama kitabı yapmak

*Seçtiğim masal “Rapunzel”

*Önce kafamda masalın hangi sahnesine kitabı yerleştireceğimi tasarlıyorum. Ben, kız saçlarını aşağıya sarkıttığında prensin kitabı saça bağladığını, kızın yukarı çektiğini düşünmeyi seçtim.

*Tasarımım da bittiğine göre çalışmaya başlamak için kendimle başbaşa kalacağım sessiz bir yer buluyorum ve dinlendirici bir müzik açıyorum. Relax müzik de denilen meditatif tarzda sözsüz bir müzik iyi olur.

*Suyumu içiyorum, derin nefeslerimi alıyorum ve hazırım. Öyleyse…Dans!

*İster gözlerimi kapatarak ister açık olarak masalı anlatmaya başlıyorum.

Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde…

Ve üvey annesi prensesi o kuleye hapsetmiş.

Bunu gören prens, sevgilisine kavuşmak için kulenin altında beklemeye başlamış (sahneler film şeridi gibi gözlerimizin önünden geçiyor değil mi? Acele etmeden anlatmaya ve masalın romantizmine kendimi kaptırmaya devam, tadına varmam şart)

Ve prenses uzun sarı saçlarını kuleden aşağı sarkıtmış, prensin saçlarından yukarıya tırmanacağını düşünmüş.

Kafasında ağırlık hissedince “hah şimdi tırmanıyor işte” diyerek sevinmiş(kamera prensese zoom yapsın)

Prenses saçlarını tutup yukarıya çekerek prensin işini kolaylaştırmaya çalışıyormuş(masal bu ya)

(Şimdi tam prensesin yanındayım ve saçını toparlayışını, ucuna bağlanmış kitabımı gördüğündeki şaşkınlığına tanık oluyorum)

Prenses kitabı eline alıp incelerken kitabın üstünü görüyorum: Yetişkinler İçin Boyama Kitabı-Neslihan Özcan

Hatta o da ne; üstünde 13. baskı yazıyor. İşte bu harika!

Kitabı 13. baskı yapmış, ilgi görmüş biri nasıl sevinirse o sevinci hissediyorum.

Prenses, aşağıda bekleyen prensi unutmuş ve kitabımın sayfalarını çeviriyor. Büyük bir beğeniyle yüzü gülmeye başlıyor. “Ayy ne kadar güzeelll hemen boyamalıyım!” diyerek, masal bu ya benim yanıbaşına bıraktığım boya kalemlerini alıp ilk sayfadan başlıyor boyamaya.

Ve onu o mutlu haliyle boyarken bırakıp, evrene bu güzel duygu için teşekkür edip,

Kesss!

               **

Hey çok harikaydı bu yahu!

Yakaladığımız bu güzel duyguyu sakız gibi çekiştirmeden hemen bir bardak daha suyumuzu içiyoruz, başka şeylerle ilgilenip az önceki masalla tüm bağımızı serbest bırakıyoruz.

Ve hiçbir detayı kimseye anlatmıyoruz (siz yabancı değilsiniz)

Şaka değil, niyetimizden, dileklerimizden ve yaptığımız çalışmanın detaylarından, o gerçekleşene kadar kimseye bahsetmemeliyiz. Bunun nedeni, başkaları kıskanacağı için değil, sizin dileğiniz hakkında yapılan her yorum(iyi kötü fark etmez) o dileğin enerjisine parazit yapar ve sizin duygularınızı etkileyerek niyet enerjinizin yapısını bozabilir. Kendimize saklıyoruz.

Bu tür bir çalışmayı, olması gerektiği gibi bir kez yapmanız yeterlidir ama ihtiyaç hissedenler üç gün arka arkaya da yapabilir. Bundan sonraki günlerde, dileğinizle ilgili sezgilerinize, karşınıza çıkan durumlara, etrafta gördüklerinize, duyduklarınıza, rüyalarınıza dikkat edin.

Dileğinize yapışmayın, “eğer gerçekleşmezse yeniden denerim” ya da “olmuyorsa demek ki zamanı gelmemiş” diyerek ölüm kalım meselesi olmasına izin vermeme halini koruyun.

Dileğinizi unutmayın. Her gün o dilekle ilgili bir küçük adım atmanın yollarını düşünün.

Çekim yasası çalışmalarının bir sihirbazlık ya da büyü olmadığını biliyorsunuz. Enerji, yaptığınız imajinasyonla şekillenerek hareketleniyor ve benzerini hayatınıza getirmek üzere çalışmaya başlıyor; her an olduğu gibi.

Dikkat: Çalışmayı uzun tutmayın, odağınız dağılabilir, beş on dakikayı geçmesin. Asla hoşlandığınız birini hayatınıza çekmek için yapmayın, inanılmaz olumsuzluklara sebep olabilirsiniz, diğer yazımda değineceğim. 

Bir ay içinde gözle görülür gelişme kaydedemezseniz, çalışmayı tekrar edin. Kendinizi tartın, bu dileğiniz adına neler yapabildiniz, gerçekten istiyor musunuz? Bilinçaltınız uygun bulmamış olabilir.

Sorularınız için profilimdeki web adresinde bulunan formdan ulaşabilirsiniz, çekim yasası ile ilgili her türlü soru için aynı iletişim formunu kullanabilirsiniz.

Enerji uygulamaları özeldir. Burada bahsettiğim çalışma, aslında fark etmeden benzerlerini sürekli herkesin yaptığı, günlük hayatımıza yerleşmiş kurgulama alışkanlığının tasarlanarak yapılmış halidir. Bu nedenle boş laflarla canınızı sıkmaya çalışarak eğlenmeye çalışan zavallılara, laf ebeliğinden emekliliği gelmiş kişilere prim vermeyin. Aldırmayın. Herkes önce kendi yaşamından sorumludur. Akıllarından geçen hayalleri yazsak buradan Kars’a yol olacak kişilerle polemiğe girmeyiniz. Kimseye ne hayatınız ne de hayalleriniz ve ne de ikisini bir potada kaynaştırma potansiyeliniz hakkında hesap vermek zorunda değilsiniz.

Bakınız, son paragraftaki negatifliği hissettiniz değil mi? Çünkü hepimiz insanız, asla ermiş rolüne girmeyin. Hayallerinizi, dileklerinizi koruyun ve gerçekleşene kadar kimseyle paylaşmayın. Yaşamınızın gerçeğinden çok uzakta dileklere kapılmayın. Bu konu çok geniş olduğundan başka bir yazıda (Doğru İstemek ve Niyetleri Doğru Kurmak) işleyeceğiz.

Unutmayın, enerji düşünceyi izler. Gerçekliğine dair yaratacağınız duygu, düşünceye eşlik ettiğinde tezahür kaçınılmazdır. Sonraki yazıda görüşmek üzere.

 

 
Toplam blog
: 51
: 197
Kayıt tarihi
: 15.12.17
 
 

Evrensel enerjiler ve kişisel gelişim. ..