Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Şubat '10

 
Kategori
Siyaset
 

Bir dinamit, bin kurşun!

Bir dinamit, bin kurşun!
 

Kaynak:webme.com


Bir silah sevdasıdır, aldı başını gidiyor; normal şartlarda anlamak mümkün değil, az buçuk anlıyorsak da demek ki şartlar anormal! Önce bunu bir kabul edelim!...

Bireysel silahlanma konusunda gündemde yeni kararlar var, yok, yanlış okumadınız, silahsızlanma değil, resmen silahlanma!

Bireysel silah ruhsatı almak için tam teşekküllü bir hastaneden heyet raporu alınması gerekiyordu, şimdi iş kolaylaşıyor, bir hekimin görüşü yeterli olur diye düşünülüyor, olmadı altı aylık geçici silahlandıralım diye bir hediye paketi söz konusu, hani ruhsatı alana kadar aman ha silahsız kalınmasın!

Normal şartlarda bireysel silahsızlanma planları yapar bir devlet, bununla alkış toplar bir hükümet, hele ki, kabul edelim ne olur, bizler gibi mantık süzgecini çalıştırmak yerine sinirleri, hormonları ve at gözlükleriyle düşünen, düşünmekle kalmayıp bir de eyleme dönüştüren toplumlarda ha bir paket dinamit vermişsiniz, ha bir adet ruhsatlı silah; düğünlerde de atılır, trafikte de… Eski-yeni fark etmeksizin dişi eşler en çok paylarını alır; vay, bir numara aradı, yanlış oldu pardon dedi ama yemezler! Kesin bir iş var bunda, dan!

Ortalarda bırakılır bir de bizlerde silahlar, hani maksat güç gösterisidir ya, çocuğu eline alır meraktan, al sana bir başka dan! Artık kime isabet ederse, şanssızlık işte, Allah’ın hikmeti!

Lafı uzatmayayım, anlamak mümkün değil dediğim budur, örnekleri pek boldur, ancak anladığımız anormal bölüme gelirsek, hükümet silahları kendisi ithal etmek istiyor, bu bir, nereden ithal edeceğini şu an bilmediğimiz ağır ya da hafif silahları emniyet teşkilatına vermek istiyordu, aynı paketin içinde şahıslara da vermek istediğini öğrenmiş bulunmaktayız hep birlikte…

Ağır askeri silahları kendi ithal edip emniyet birimlerine dağıtırken Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yapılması zorunlu bilgilendirmeyi de kaldırmak istiyordu, yani TSK hangi ağır silahların ithal edildiğini ve hangi emniyet güçlerine verildiğini bilmesin!

Neden diye sormayın, mantıklı bir açıklama yok, ama bana sorarsanız gayet mantıklı bir açıklaması var; az sonra aşağıda…

Bu tasarıda amaç öncelikle bu! Bir kenara alalım… Bireysel kişiliğini oluşturamamış kişiler toplumsal bilinci de anlayamazlar, bu nedenle bencillikleri traşlanamaz; bu nedenledir ki normal şartlarda karşı çıkacağı bir şeyler de olsa işin içinde kendilerine bir pay varsa algılamaları salt o yöne kilitlenir, örneğin promosyonu vardır bir ürünün, o ürüne gereksinimi olmasa bile sırf o promosyonu almak için satın alır, zira aklı bedava olan o promosyona bir kez takılmıştır.

Böyle paketlerde de promosyon tarzı çalışmalar yapıldığını şahsen son yedi yıldır pek iyi gözlemlemekteyim, dikkat ederseniz son yıllarda her bir anayasal değişiklik paketlerinin içinde benzeri promosyonlar mevcuttur!

Tabii işin bir de var olan cezalar durumu söz konusu; Silah Kanunu Tasarısı’nda, geçmişte 1 yıl ve üzeri hapis cezası aldığı için veya silahıyla magandalık yaparak havaya ateş ettiği gerekçesiyle halen ruhsat alamayan milletvekillerinin de ruhsat elde etmek için kulis yürüttüklerinden ve bu yönde değişiklik yapıldığında yurt genelinde yaklaşık bin kişinin silah ruhsatına kavuşacağından söz ediliyor!

Normal şartlar altında buna şaşırmam söz konusu olamaz!

Erzincan başsavcısı İlhan Cihaner’in gözaltına alınmasına şaşırmadığım gibi, Türkiye’de bir ilk diye manşet atılmış atılmasına lakin beklenmedik bir durum da değildi.

Hatırlar mısınız, geçen yılda yargı didiklenmişti; sonuç ortada! “Ne hakla cemaatlerin üzerine gidersin?”

Cemaatler bir yana, cumhuriyet bir yana! “Cısss! Yoksa yanarsın, bak Ergenekon ateşlerine atarım seni!...”

Özde bu, sözde adı demokrasi, sözde derin devlet ifşa edilecek; ayol bu dönemin derin devletinin kirini temizlemeye kaç vatandaşın kanı yetecek?

Kaç bilim adamının, profesörün, gazetecinin, valinin, savcının, paşanın?

Kaç işçinin, kaç emeklinin… Hatta, kaç hastanın?

Bu yılda Türk Silahlı Kuvvetleri didikleniyor, iki yıl önce medya; Habur’dan giriş yapılırken çok belliydi anlaşma kapsamında olduğu, o kadar davul zurna boşa değildi elbet!

Tv kanalları, gazeteler, demokrasi, adalet…

TSK’nin de yetkileri ve güvenilirliği azaltıldıktan sonra bin top tüfek emniyet birimlerine, yüz bin silah sivillere; bir dinamit cumhuriyete, bin kurşun sevenlerine!...

…….

Bir senaryo olsaydı keşke, lakin değil, içinde bulunduğumuz gerçeğin ta kendisi, ne yasalar geçti, promosyonlarına kanıp çoğu kişi iyi olacak zannetti, misal ilaç indirimleri, giydirilenleri görmeyenler şu an ne kelime, daha çok ağlaşacaklar, ama nafile!

…….

Gözleri kapalı olanlara hiçbir sözüm olamaz, açık olanlara da…

Arada derede kalanlaradır sözüm: Türkiye Cumhuriyeti’ne kurşun atan mı olmak istersiniz?

Az biraz daha karar vermek için beklemek isterseniz, benden size söylemesi dinamitin fitilisiniz; patlama olduğunda ağlayıp sızlamayınız, bunca açıklamadan sonra hayıflanmalarınız geçersiz sayılacaktır!

Gülgün Karaoğlu

Şubat,17/10

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..