Bir Elinde Papalina, Diğerinde Kızarmış Dondurma, Umurunda Değil Dünya

Alibey Adasının en temiz koyu: "Patricia" Belediye burayı unutmuş.

Yaz bitti mi? Evet, bayıltan sıcaklar bitti ama, Ege’de yaz devam ediyor. Durun bakalım daha pastırma sıcakları var.

Bu yıl, Cunda dedikleri Alibey Adası, epey rağbet gördü. Daha önceleri Alibey denirken, Rumların ağzıyle neden Cunda deniyor demiştik bir yazımızda.

Ayvalıklılar, Vaktiyle çalıştığımız Yeni Asır Gazetesinin kapısına gelmişler ve+, yazımızı protesto etmişlerdi. Şimdilerde herkes Cunda diyor. Biz, “Alibey “ demekte ısrarlıyız.

Yazın son demleri yaşanıyor. Esnaf yorgun. “Daha ayağımızı suya sokamadık” diyenler var.

Görüntünün olası içeriği: bir veya daha fazla kişi, ayakta duran insanlar, okyanus ve açık hava

Bütün antikalıklar Ali Bey Adasında sergileniyor. Her adım başı macera burada. “Pitbuul” Köpeğine dilendiricilik yaptıranı mı ararsanız? Dondurmayı kızgın yağda kızartanlara mı, boynuna pankart asıp “evlenmek istiyorum” diyenleri mi ararsanız.

AYVALIĞIN EN GÜZEL İHMAL EDİLMİŞ KOYU: "PATRİCİA"

Ada yollarında millet, yollarda sıralı sıralı park etmiş. Önüne gelen otoparkçı olmuş. Şehrin kapılarını, belli saatler arası tutup da “Yer yok, başka memlekete gidin” diyen de var

Manisa’nın Demirci Boyacık Köyünden. İsmi Natıf Erdoğmuş. Bu yıl da evlenememiş. Köyünden demişler ki, “sende bu yavaşlık varken, nah evlenirsin.” Şimdi pankart devri. “Derdini yazdır arzuhalci gibi. Çık ortaya bakalım. Şıpın evlenirsin.” Diye akıl vermişler kendisine. O da yazdırmış bir pankart. Büyüklerinin sözünü tutmuş. Çıkmış yollara

Otobüslere pek binmiyor. Yaya gidiyor. Yoldan gelip geçenler görsün diye. İki defa ayakkabı değiştirmiş. Kendisine talipler çıkmasına çıkmış. Amma, serseme döndürmüşler kendisini. “Araban var mı? Katın var mı? Yatın var mı? Emekli maaşı alıyor musun?” diye diye testlerden geçmiş.

O şairin dediği gibi: “ İstettim, annen dedi: “0ğlum katın var mıdır? / Ablan sordu araban, bir de yatın var mıdır? / Baban sordu gelirin, bol mu yoksa dar mıdır? / İstettiğim gün seni, kalıverdim ben yaya / Dünyayı anladın ya, gel gidelim biz Ay’a..”

Moshos’ta, ünlü Bass Erdem Kapusuz’a rastladık. Hani şu Blog gecesine davet ettiğim arkadaşım. Aliağa’da o akşam bas sesi ile Ankara’lardan gelip, şarkılar söylemişti. Yeğenleri ile beraberdi o akşam. İyi eğlendiler.

Görüntünün olası içeriği: 1 kişi

HEM GÖSTERİ KÖPEĞİ, HEM DİLENCİ KÖPEĞİ. SAHİBİYLE MOTORSİKLETLİ OLMAK, ONUN EN GÜZEL MUTLULUĞU

Esas eğlence içerideydi. Bursalı bir gurup vardı ki, eğlencenin doruklarına ermişlerdi. Üney ve Pelesenk’ler, eğlenmesini hakikaten biliyorlar.

Ali Bey Adası’na, geçen yazdan bu yana iki çivi çakılmış sadece. İlki Adaya giriş köprüsü ile, restoranların geriye çekilerek yürüyüş ve barınakçılara yer açılmış olması. Geri kalanı aynı tas, aynı hamam. Sokaklar kirden kabuk bağlamış. Esnaf denetimi yetersiz.

Şehrin göbeğindeki sahil şeridinde sergilenen balıkçı tezgahları kaldırılmış vaziyette. O sıcaklarda, atıklar hep denize dökülür, sahil, boydan boya kokardı. Soruyoruz: ‘ Koku bitti mi şimdi? ‘ diye. ‘ Ayvalıklılar kokulara alışkındır! Cevabı alıyoruz. Öyle ya, n’apsınlar?! Yıllarca o kokuları kaldırmayanlar utansın. O koku yerine şimdi Ayvalık tostu kokusu var.

Yıllar yılı elinde mikrofon, her gece şarkılarıyle felekten geceler çalan solist Engin Tuna’nın namı yaygın. Gelenler onu soruyor daima. “Güneş bir gün, benim için doğacak” lafıyle ün yapmış Türk Sanat Müziği sanatçısı o gün istirahatta imiş. Rastlasaydık, “Güneş, biraz da bizim için doğsun, söyleyiver” diyecektik.

Kendisi, buraların da “çıplak ayaklı” konteslerinden. Ama o, Burgaz Adasında ıslak kumsallarda dolaşmış çok. aşkı uğruna. Ramona’lar, La violetera’lar söylemiş. Kendisi düzeltiyor “ Islak ayaklı kontes” diyerekten. .

Ama şimdi bir şıpıdık terlikte dolaşıyor. Mazi, işte. Ye desen yenmez. İç desen içilmez. Atılmaz, satılmaz. O geçen acılı tatlı günler, birer krema gibi üste vurmuşsa bu gün, o kremanın altının zenginliğini gösterir. Şayet duygusuz biri iseniz, “ Aman sen de. Eskiye mazi, yenmişe de kuzu derler” deyip çıkarsınız işin içinden.

Ayvalıkta, aşklar da var. Mevsimiyle yaşandı ve bitti. Güzel günler arkalarda kaldı. Seneye Allah kerim. Yeter ki taraflar, aşklarını, susuz bırakmasınlar. “Eşantiyonluk” aşkları saymıyoruz.

Velhasıl kelam, Ayvalıklı’nın “Bir elinde papalina, diğerinde kızartılmış dondurma. Umurunda değildir dünya.”

Ört ki, ölem !

Görüntünün olası içeriği: açık hava