Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Aralık '06

 
Kategori
Restoranlar
 

Bir fasıl gecesi...

Bir fasıl gecesi...
 

Aslında evden çıkmaya hiç niyetim yoktu, alt komşunun ısrarlarına daha fazla kayıtsız kalamamış, bütün bir cumartesi gününü banyo ustası ile birlikte geçirmek zorunda kalmıştım, müstakil bir evde oturma hayalleri kurarak...Şimdi hazırlanıp sokağa çıkmak o kadar zor geliyordu ki, gün boyu yaptığım tembelliklerden sonra...

İsteksiz bir şekilde odama yollanmamın üzerinden çok geçmeden dışarıya çıkma moduna girmiş, çeşitli kıyafet kombinasyonlarını yatağın üzerine fırlatmaya başlamıştım.Yarım saat içinde saçımdan makyajıma kadar tüm hazırlıklarımı tamamlamış, uzun süredir görmediğim eski iş arkadaşlarımla buluşacağımız İstiklal’deki mekana gitmek için metrodaki yerimi almıştım.

Bu ayki buluşmamız bir fasıl mekanında gerçekleşecekti, mekanımız da Galatasaray bölgesindeki Taş Plak’tı.Giriş katındaki duvarlarda taş plakların olmasından dolayı bu ismi aldığını düşündüğüm mekana girdiğimde bizim ekip çoktan masadaki yerini almış, hatta hızını alamamış, meze tabaklarını yarılamışlardı.Her ne kadar zeytinyağlı pırasa, ıspanak ve taze fasulyenin meze tabağı olarak önümde yer almasını anlamadıysam da, kuru börülce salatası gözlerimin parlamasına neden olmuştu. Ta ki tadına bakıncaya kadar…Kuru börülce salatasını ekşilendirmek için limon suyu (aslında en makbulu koruk suyudur) yerine limon tuzu tercih edilmiş, bu da lezzetinin yitirilmesine neden olmuştu.Beyaz peynir, adana usülü çökelek ve haydariyi tercih etmek daha lezzetli bir seçim olacaktı.

Bu arada sohbet koyulaşmaya başlamış,havadisler ardı ardına gelmeye başlamıştı.Kahkalarla gece devam ederken, ara sıcak olarak sigara böreği, misket köfte ve patates kroket gecenin en başarılı kombinasyonu olarak masamızdaki yerlerini aldılar.Fasıl heyeti de yerini alınca, Türk sanat müsikisinin unutulmaz nağmeleri kulaklarımıza ulaştı.Solistimizin mikrofunu bizim masaya kadar uzanamayınca, kendisini uzaktan takip etmek zorunda kaldık.Peçeteye yazılı istek şarkımızı seslendirince de güçlü alkışlarımızı eksik etmedik.

“Bir bahar akşamı rastladım size”yle kalkan kadehler, dolup boşalmaya başladıkça masadan çıkan ses te aynı oranda artış gösterdi.Ana yemek olarak tercih ettiğimiz tavuk sote tam bir hayalkırıklığı oldu, tavuk etinden çok tabakta domates görmemize ve soğuk pilavla servis edilmesine rağmen!!!!! Önemli olan birlikte olmak deyip eğlencemize devam ettik, “yar saçların lüle lüle” ile..

Verilen arada yan masa komşularımız fasılın mahiyetine uygun şarkılarla kulaklarımızın pasını sildiler, içten içe onlara da eşlik ettik.Fasıl kardeşiydik ne de olsa!

“Veda busesi” ile aynı anda masaya gelen meyve tabağı ( elma & ayva ikilisinden oluşuyordu) özensiz bir servis örneğiydi.Saat ilerlemeye başlayınca biz de mekana veda ettik.Dilimizde “gül dururken dikenleri derme güzel, ne olursun” nağmeleri ile kendimizi İstiklal’e attığımızda; yemek için değil ama eğlenmek için Taş Plak’ın kapısını bir kere daha tıklatabileceğimizi düşünüyorduk…

*Mekan fotoğrafı www.beyoglubeyoglu.com dan alınmıştır.

 
Toplam blog
: 20
: 1684
Kayıt tarihi
: 18.04.06
 
 

Sahneyle ilk tanışması henüz bir ana okul öğrencisiyken okuldaki yerli malı haftası kutlamaları için..