Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Nisan '08

 
Kategori
İnternet
 

Bir Feysbuk yazısı; 'Serdar is bağlasan durmaz'

Bir Feysbuk yazısı; 'Serdar is bağlasan durmaz'
 

Baktım profilime(serdar looked his own profile), karmakarışık olmuş ortalık… Ne kadar request varsa hepsine confirm demişim… Kimseyi ignore edemiyorum işte, hayatta da böyle… Bir yığın ne işe yaradığını anlamadığım application kaplamış ortalığı… Süper volum ile fan volum(bunların birbirinden ne farkı var yahu), tekrar gelen mesajlarla dolmuş… Nasıl dağıtıyorsam evi, burayı da o hale getirmişim… Eve temizlikçi kadın alıyoruz hiç değilse… Burada o da yok, kim ayıklayacak ki şimdi bunları… Sorup araştırsak, bi hayd storici ile, remuv bakscı var mıdır ki, versem şifreyi falan…

Gizlilik diye bir şey nasıl olsa yok burada… Bir de benim gibi toplamıyorsan ortalığı hangi saatte işten kaytardığını ayna gibi görüyor herkes… Yarın öbür gün başhekim gelip, <ı>“ooo serdarcım mesainin en cim cimli yerinde çelınçlamıssın muvi kuizi, haberi geldi benim sayfaya” dese, iyi puan alsan muvi kuizden kaç yazar…

Feysbuk’a Türkçe dil desteği eklensin diye çalışan bir gruptan çağrı gelmiş… <ı>“Hah bir bu eksikti...”dedim… Baktım grubun amacını <ı>“Türkçe’nin tüm dünyada uluslar arası bir dil olarak kabul görmesi” yazmışlar… Ne yüce bir amaç… İyi de grubun kurucusunun ismi "simurg" Nasıl olacak… Takma adlar İngilizce(ya da her neyse), yazışırken ok ler, bye lar havada uçuşuyor sonra feysbuk Türkçe olsun… Şuna, <ı>“abi, ingilizce bilmiyoruz zor oluyo ortama hakim olmak...” desen, <ı>“sen at biz yeriz nasıl olsa” diye, sinire kesmeyiz burada…

Zaten dağınıklığımı toplayamıyorum… Babamın bir lafı var; bir şeyden iyice soğuyunca <ı>“sıtkım sıyrıldı” der… Benim ki de o hesap…

Bir süre kovalatan bir şey burası kendini malumunuz… Eski arkadaşlar falan, iyi geliyor tabii ki… Ama kardeşim kötüye kullanıma o denli alışmışız ki… Bir 'hurraa mekanizması' var biz de… 'Yeni Gelin Sendromu' da denen şey… Daha ekonomik kullanımı da vardır mutlak… Becerebileni kutlarım yine de… Ama ne gerek var sorusunu sormak lazım… Ben sorduğumda, <ı>“sevdiklerimle iletişmek için illa interneti kullanacaksam elektronik posta var işte, o yeter” diyorum…

Dünyanın düzeninden laf açılınca; <ı>“amanııınnn matrix de yasatıyolaaa biziii” diye dövünüp, ondan sonra ne kadar sanal diyar varsa hepsine balıklama dalıyoruz… Matrix içinde matrix işte burası da…

İlkokul, ortaokul, lise ve üniversite arkadaşlarım, yıllar sonra birbirimizi bulduklarım, can dostlarım, canım akrabalarım, top firendslerim, <ı>“ulan bu adamı hiç sevmezdim ama ekliyim listem kabarık görünsün” diyenler, ekledikten sonra selamı sabahı kesenler, rakı sofrası arkadaşlarım(özellikle dansöz gönderenler), süper voluma grafiti çiziktirenler, riıl ve dahi grovin giftleri ile, çatlayan yumurtaları ile beni sevindirenler, kahve falıma bakanlar(ben bakınca acılı ezme gibi bir şey görüyorum), profilimi dantelle süsleyenler, netwörk kardeşlerim, hepinizi canı gönülden kucaklıyorum(hug değil gerçek)…
 
Toplam blog
: 48
: 1573
Kayıt tarihi
: 17.11.06
 
 

Konuştuğum gibi yazmamalıyım... Yazmak, konuşmaktan farklı ve her zaman onun önünde benim için.....