Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Aralık '07

 
Kategori
Edebiyat
 

Bir garip şair... Ziya Osman Saba...

Bir garip şair... Ziya Osman Saba...
 

Edebiyatımızın seçkin yazar ve şairlerinin yaşam öykülerini incelediğimde bazen içim burkulur.

O muhteşem yazıları, şiirleri;bizi bulunduğumuz alemden bir başka aleme sürükleyen; o gizemli şarkıları kültürümüze kazandıran sanat abidelerimiz nasıl yaşamıştı ?

Eserlerini hangi koşullarda yazmışlardı? Merak etmişimdir.

Meşhur '' Yedi Meşalecilerimizden'', Ziya Osman Saba'nın şiirlerinde orta halli yaşamının izleri görülür.

Başarılı bir tahsil yaşamı vardır.Hukuk Fakültesi mezunudur.Yüksek makamlarda hiç gözü olmamıştır.

Çevresindeki kişileri de incittiği görülmemiştir.Mütevazı yaşamıyla herkesin kalbini kazanmıştır.

Şairin eserlerini yazacağı bir masası bile yokmuş.Dizlerinin üzerine bir sümen koyar öyle yazarmış.

Eski bir kitap içinden çıkan silik resmini görünce gözlerim doldu.

O kadar acıklı ki...Yere bağdaş kurmuş, omuzlarında ceketi...Yanında bir mangal...Şairimiz yazıyor...

''Bir dikili ağacım olsaydı yeryüzünde,
Akasya, hurma, kavak,
Sığınmak için gölgesine,
Bir dal, yaprak, yaprak.
.....
Bir ağaç gölgesi, bir rüzgar öteden,
Allahım! Dünyadan bir karış toprak,
Kavgasız, gürültüsüz üstünde,
Mes'ut olunacak.
.......
Şair, hep bir ''Beyaz ev ''in hayallerini kurmuş...Küçük yaşta ölen annesini ve babasını da hep o evde hissetmiştir.

''Gözlerimin önünde hep aynı beyaz ev.
Ki çıkıp mezarlarından annemiz, babamız da,
Beyaz evimize yerleşecekler.
Uzun kış geceleri onlar da aramızda
Gözgöze bakışacak, mangalı eşecekler...''
.....
Şair ölümden korkmamaktadır;çünkü öldüğünde tüm yitirdiği sevdiklerine kavuşacaktır...

''Rabbim, nihayet sana itaat edeceğiz...
Artık ne kin, ne haset, ne de yaşamak hırsı,
Belki bir sabah vakti, belki gece yarısı,
Artık nefes almayıo bırakıp gideceğiz...
En güzel, en bahtiyar, en aydınlık, en temiz,
Ümitler içindeyim, çok şükür öleceğiz.''
.....

Anne ve babaya özlem bu kadar acıklı anlatılırdı ancak...

''Sizleri görüyorum, bahçemizdeki çamlar,
Bütün gün bahçesinde oynadığım dost badem.
Derken dallardan iniveren ılık akşamlar.
Evine dönen babam, camda bekleyen annem...''

...........

Şair, üç katlı bir ahşap evde oturuyormuş.Şiirlerini sabah çok erken saatlerde yazarmış.

Üst katta oturanlar gece geç vakitlere kadar oturmasına izin vermezlermiş.

Küçük kağıt parçalarına yazdığı şiirleri bir zarfta toplarmış.

İlham geldiğinde tramvayda, yolda, yemekte hemen bu küçük kağıtlara karalayıp evinde düzeltmeler yaparmış.
.........

Şiir, kalpte başlayıp zihinde oluşuyor;sonra kağıt üzerinde kalıcı oluyor.Şairi de halen yaşatan bu olsa gerek....

 
Toplam blog
: 1521
: 1639
Kayıt tarihi
: 23.06.07
 
 

İnsan yontmakla geçti ömr-ü baharı... Güzel ve canlı heykeller yaptı... Kimisinin içi çabuk boşal..