Fahri Ersavaş Cumhuriyet dönemi şairlerimizdendir. Yaklaşık yarım asırdır sanatla, edebiyatla ve şiirle uğraşan bir gönül eridir. Zaman zaman sanat ve kültür etkinliklerinde bir araya geliyoruz, sohbeti hoş bir gönül ve kültür adamıdır. Sanatımıza, kültürümüze âşıktır. Anadolu’ya sevdalıdır. Yurdunu, milletini candan seviyor. İçinde yaşadığı toplumun geleneklerine, inançlarına ve de yaşayış tarzına saygılıdır, milli değerlerimize bağlıdır. Şu anda masamın üzerinde bir şiir kitabı vardır.İstanbul'dan bana gönderip armağan etmişlerdir. Bu güzelim has duygulu şiir kitabından dolayı ve beni unutmadıkları için teşekkür ediyor,sevgili öğretmenime saygılarımı arz ediyorum. Birkaç gündür döne döne bu şiirleri okuyorum.
Ersavaş’ın akıcı, yalın ve duru bir Türkçesi vardır. Şiirlerinde ağdalı yabancı ve anlaşılmaz sözcük bulamazsınız.Henüz yakası açılmamış şiirlerle karşılaşırsınız.Dizeleriarasında sizleri üzecek, rahatsızedecek çalı,çırpı, deve dikenini bulamazsınız. Naif dizelerin şairidir Fahri Ersavaş.Şiirlerinde anılarını, özlemlerini, aşklarını, sevgilerini, yalnızlıklarını, dostlarını, arkadaşlarını ve sevdiklerini bir bir anlatmaya çalışıyor. Bunları yazmaya çalışırken Atatürk’ü de unutmamıştır. O bir eğitimcidir, bir öğretmendir, gerçek bir yurtseverdir. Nasıl Atatürk’ü unutabilir ki? İşte Ankara’ya gittiği bir günde ANITKABİRDESİN adını taşıyan şiirinde bir bakın ki nasıl sesleniyor bizlere ozanca:
Anıtkabirdesin
O Anıtkabir ki, bir vatan sanki
Şehit kanlarıyla yoğrulmuş toprağı
Senin savaştığın cephelerden alınmış
Senin ayak bastığın beldelerden
19 Mayıs güneşinin doğduğu
Tarihi Samsun’dan
Hatay’dan, Hakkâri’den, Edirne’den
İzmir’ den, Dumlupunar’dan
Ve
Doğunun sarsılmaz kalesi
O şanlı topraklardan…( s -14 )
Bu şiirde de görüldüğü gibi Atatürk’ün sevgisinin yanı sıra birleştiricidir, yapıcıdır, Edirne’den Hakkâri’ye koca Türkiye’yi dizelerinde sarmalayıp kucaklıyor. Vatan bir bütün halinde sevmeye çalışıyor. Bir yerde öğretmenlik görevini yapıyor. İnançlıdır ve dik bir duruşu vardır. Yıkıcı ve bölücü değildir. İsyankârda değildir. Fahri Ersavaş aşkı ve sevdayı da çok iyi anlatıyor. Geçmiş günlerini, aşklarını ve sevdalarını “AŞK BUDUR “ adını taşıyan şiirinde şu güzelim dizelerle anlatmaya çalışıyor:
O gün tophane de rastladım sana
Göz ucuyla bile bakmadın bana
Dünü bir düşünüp hatırlasana
Ne kadar sevmişti seni bu gönlüm
Bu aşktır güzelim, aşk budur gülüm
Gölerin yeşildi, saçların sarı
Gençtik, yaşıyorduk henüz baharı
Harcadık sebepsiz nice ayları
Boşuna sevmedi seni bu gönlüm
Bu aşktır güzelim, aşk budur gülüm. ( s.19 ).
Şair Fahri Ersavaş, değerli hayat arkadaşı eşinin ölümünün 10. yılında onu anmak ,anılarını yaşatmak onulmaz bir duygu halesi içinde gel görün ki özlemle neler yazıyor?
Mavi gözlerinin içi gülünce
Yeniden gelirdim sanki dünyaya
Mutluluk yaşardım bütün gönlümce
Aldırmazdım geçen haftaya, yaza
+++
Ne kadar güzeldi seninle günler
Kapladı içimi şimdi hüzünler
Hayalinle dolu bu evde her yer
Acelen neydi böyle erken gitmeye?
+++
Birakıp gittiğin bir karlı gündü
Tamiri olmayan hasarlı gündü
Ruhumu dağlayan en harlı gündü
Şimdi yalnız kaldım yollarda yaya...( .s.21 )
Evet şair Ersavaş sevgili hayat arkadaşı Lütfiye Ersavaş'ın ardından bunları böyle acı acı yazıyor. Hüzün dolu, anlam yüklü dizeler. Değerli şairimize geçte olsa başsağlığı ve değerli hayat arkadaşına Allah'tan rahmet diliyorum. Yalnız kalmak elbette kolay değildir.
Fahri Ersavaş şiirlerinin bir kısmını serbest, bir kısmını da hece ve kafiyeli, ölçülü olarak yazıyor. Şiirlerinde genelde hece ve ölçü kaygısı yoktur. İçinden geldiği gibi yazıyor. Fazla abartmalara ve anlaşılmaz imgelere manasız şiirlere yer vermiyor. Sanatı sanat için yazmaktan çok, sanatı toplum için kullanıyor. Sevgiden ve barıştan yanadır. Şiirlerinde milli ve manevi değerlerimize son derece bağlıdır.
Peki, bu kadar güzel şiir yazan Fahri Ersavaş kimdir?
Fahri Ersavaş, 1920 yılında Sakaryan’nın Geyve ilçesinde doğdu. İlköğrenimini Geyve Kemalpaşa ilkokulunda, ortaöğrenimini Bursa Tophane Meslek lisesinde, yüksek öğrenimini Ankara’da Erkek Yüksek öğretmen okulunda tamamladı. Öğretmenlik mesleğine Edremit’te başlardı. Buradan Ankara Yedek Subay Okulu’na atandı. Vatani görevini yedek subay olarak Erzincan’da tamamladı. Terhisten Sonra Uşak Meslek Lisesinde görev yaptı. 1977 yılında kendi isteğiyle emekliye ayrıldı.
Emekliden sonra Denizcilik ocağında idare müdürlüğü, Sonra Carlo –Erba İlaç fabrikasında 12 yıl daha çalıştı.
Fahri Ersavaş küçük yaşta şiir yazmaya başladı, ilk şiirleri 1940 yılında Yeni Mecmuada yayımlandı. Daha sonra Yedigün, Yarımay, İstanbul, Varlık, Her hafta, Bayrak, Orkun, Türkeli, Gurbet, Aras, Türk Sanatı, Çağrı, Yeni Defne, Toprak, Ocak, Tarla, Milli Işık; Ötüken, Size, Yesevi, Türk Dili, Sarızeybek gibi sanat ve kültür dergilerinde yayımlandı.
Fahri Ersavaş’ın Türk edebiyatına kazandırdığı eserleri:
Şiir kapları: Kırçiçeği, Yüzüncü Yıla Şiirler, Sularda Yüzen Dallar, Çanakkale, Çanakkale, Antoloji olarak: Kıbrıs Şiirleri Antolojisi, Çanakkale Geçilmez Şiirleri Antolojisi ve Hamasi Türk Şiiri Antolojisi gibi kitapları yayımlanmıştır.
Şair Fahri Ersavaş hala yazmaya devam ediyor ve yaşamını İstanbul’da sürdürüyor. Bu güzel çalışmalarından dolayı tebrik ediyor, sözümü " MEHMETÇİK SESLENİYOR" adını taşıyan şiirinden bir iki dörtlükle son veriyorum:
Şan ve şeref dolu, benim geçmişim
Kaç feleğin çemberinden geçmişim
Vey Nehrin’den Tuna’dan su içmişim
Bağımsızlık benim, yaşam tarzım hey!
*
Dünya bana dar gelirdi bir zaman
Savaşta düşmana vermedim aman
Soyumun her ferdi yiğit kahraman
Bağımsızlık benim, yaşam tarzım hey!
*
Tüm dünya bir olup saldırdı bana
Her cephede karşı koydum düşmana
Ayak bastırmadım aziz vatana
Bağımsızlık benim, yaşam tazım hey!
*
Gemiler batırdım Çanakkale’de
Diz çöktürdüm yedi ünlü devlete
Düşmedi ulusum asla zillete
Bağımsızlık benim, yaşam tarzım hey!
*
Mustafa Kemal’in hep izindeyim
Bugün eskisinden daha zindeyim
Gözlerim hududa ve tetikteyim
Bağımsızlık benim tarzım Hey!
*
Hesabını iyi yapsın o düşman
Akmağa hazırdır damarımda kan
Ya benimdir, ya kimsenin bu vatan
Bağımsızlık benim yaşam tarzım hey! … ( s.132 133 )
Fahri ERSAVAŞ
Bir GENÇLİK Hikayesi / Şiirler - İstanbul 2012.