Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Aralık '14

 
Kategori
Futbol
 

Bir gidişin öyküsü: Türkçeyi bilmemek, kişilik ve kimlik

Bir gidişin öyküsü: Türkçeyi bilmemek, kişilik ve kimlik
 

Ey “Koltuk”, Söyle, Kim En Güçlü?

“Koltuk”, gün gelir, oturanı taşıyamaz!

Hoş, “koltuk”a yapışanlar da vardır. Bunlar, arkalarında “güç” kaldığı sürece görevlerini “ifa” ederler. Ama kimileri de, çevresini savunmaktan yorulur, “Buraya kadar” der, görevi bırakır.

MHK Başkanı unvanı taşıyan  Zekeriya Alp, o “bırakanlar” safına katıldı. İlginç olanı, “kardeşim” dediği, yanlış yapanlar dahil tüm hakemleri “kollama”, “savunma” görevi üstlendiği “salı toplantıları”nın sonuncusunu “kendisini savunma”ya ayırdı.

Zekeriya Alp, istifasını açıklamadan önce, Gaziantepspor Başkanı İbrahim Kızıl’ın, Beşiktaş maçı sonrası yaptığı açıklamaları görüntü eşliğinde dinletti. Ardından İbrahim Kızıl’a yanıt, sonra kendisini savunma, en sonunda da “Bırakıyorum”la veda geldi.

Görüntü, Zekeriya Alp’in, İbrahim Kızıl’a tepki olarak görevi bıraktığı yönünde. Oysa İbrahim Kızıl’ın söylediklerinin benzerlerini başka başkan ve yöneticiler, kendi üsluplarıyla söylemişler, ceza da almışlardı.

Görevi bırakmada İbrahim Kızıl’ın dedikleri, ancak, bardağı taşıyan “son damla” sayılabilir.

(Zekeriya Alp’e, “Gitme, kal!” diyen olmadı. Görevi bırakmasından yarım saat sonra o “koltuk” dolduruldu. Demek ki, ”B Planı” hazırmış!)

*****

Kim, Ne Dedi ki?

Rakibine dirsek atan, ama hakemin “Çarptı” dediği Gökhan Töre’den yola çıkan İbrahim Kızıl dedi ki:

“MHK üzerinde ciddi şekilde şüphemiz var. Bu MHK Başkanı ile bu iş gitmez. Bizimle, başkanlarla, yönetimlerle, şehirlerle adeta alay edercesine konuşuyor. Pişkince çıkıp her şey güllük gülistan gibi konuşuyor.”

İbrahim Kızıl’ın dediklerini görüntü eşliğinde yanıtlayan Zekeriya Alp dedi ki:

“Bir dirsek olayından sonra (...) Ne demek istediğini de anlamış değilim. Türkçesi çok güzel! 'Bu başkan MHK için şüpheli' diyor. Herhalde bu başkan geçmişten örnekler alarak kafasında hala o zihniyetin varlığını hissediyor. Biz şüpheli bir MHK değiliz. Bu bana çok dokundu"

Ve ekledi:

"Bana, 'pişkin' diyor. Bu arkadaş Türkçe'yi doğru dürüst bilmiyor. Arkasından 'dalga geçercesine' diyor.” (...) Bunlara birilerinin haddini bildirmesi gerekiyor. Herkes bu görevi yapanlara saygılı olmalı.”

(PFDK, İbrahim Kızıl’ın sözlerinde “sportmenliğe aykırı” bir durum görmedi, yani Zekeriya Alp’in deyişiyle ona “haddini bildirme”di. PFDK, o sözleri belki de İbrahim Kızıl’ın “Türkçeyi iyi bilmeme”sine bağladı! Yoksa, Kızıl da, Türkçeyi çok iyi bilen öteki başkanların akıbetine uğrardı.

Ama TFF Disiplin Müfettişleri, aynı kanıda değiller ki, Tahkim Kurulu’na itiraz ettiler. İbrahim Kızıl’ın Türkçeyi gerçekten bilip bilmediğine orası karar verecek!)


*****

Türkçeyi Bilip Bilmemenin Ölçütü Ne?

Söz, Türkçeden açıld; o zaman biz de soralım:

Zekeriya Alp, MHK Başkanı olarak kendisine yöneltilen “sert eleştiri”ye “kimlik” üzerinden mi, yoksa “kişilik” üzerinden mi tepki gösterdi?

Sonuca bakılırsa, “kimlik” bir yana bırakılıyor, “kişilik” öne çıkıyor!

Bu tavır, çoğu yerde gördüklerimizden farksız.

(Sözgelimi bir site toplantısında, Sarı Çizmeli Memet Ağa’nın oğlu Ahmet, yönetimle ilgili eleştirilir:

“Ahmet Bey, bu işi iyi yürütemiyor.”

“Ucuza yaptırılması gereken işleri, piyasayı bilmediği için pahalıya mal etti.”

“Çalışanlara yüz veriyor.”

Bakıyorsunuz yönetici Ahmet Bey, köpürüyor:

“Boğazımdan haram girmedi!”

"İspatlayın, kendimi intihar ederim!"

“İspatlamayan şerefsizdir!”

Eleştirilen yönetici Ahmet Bey,  ama yanıt veren, yurttaş Ahmet Bey.)

Son söz:

Özveriyle çalıştığına inanan/ inanılan kişilerin “gürültü”yle gitmelerine karşın, “gürültü”yü duymayanların sessizliği, onlara “en büyük acı”yı verir.
 

http://www.facebook.com/turgutcelik

https://twitter.com/#!/turgutcelik

turgutce@yandex.com

 

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..