Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Mayıs '14

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Bir göçmen ailenin daha kilim altı demir para ekonomisi.

Bir göçmen ailenin daha kilim altı demir para ekonomisi.
 

bir göçmen anne


ilginçtir, yada benim ilgimi çekti Ertuğrul Özkök, bir Bulgaristan göçmeni olan annesini ve muşamba altına koyulmuş bozuk paraların çalınma hikayesini anlattı bugün yazısında. Bizim evde de muşamba veya kilim altı bankamız vardı. Annem acil bakkal -o zamanlar market demezdik- ihtiyaçları için bozuk paraları, çoğu zaman evin farklı odalarının kilim altlarına koyardı. 

Dört erkek kardeştik, cehennemin dört zebanisidir bence, bir kız kardeşimiz olmamasının yaşamımıza katacak pek çok değer ve estetiğiden mahrum kaldığımızı düşünürüm hep. Çocukluğumuz hep her şeyin yetecek kadar var olduğu bir aile ekonomisi içinde geçti. Pek çok zorluklar yaşamış bir göçmen ailenin belki de en büyük korkusu yarınlardı. Aile de bunu aşmak için annenin kontrolü ve planıyla tutumluluk, çocukları hiç bir şeyden eksik bırakmadan, israftan kaçınan alım politikası yürütürdü. 

Bu ahval içerisinde bi nevi komünal yaşam içerisinde harçlıklar, ilk hatırladığım anneden 25 kuruşlar istemekle alınırdı. Annem ihtiyaca ikna olursa evin hangi koordinatında kilim altına attıysa oradan alır harçlık verirdi. Ben bir kaç kez yerlerde yuvarlanmak bahanesiyle o zulayı patlatarak kendi 25 kuruşumu ağır vicdani yüklerle sormadan aldığım olmuştur. Bunu yapabilmem için şimdi hatırladığım vicdani mahkememde bu el koymayı çok haklı bir sebep olarak kabul ettirmem gerektiğini hatırlıyorum. Bi nevi komün içi kamulaştırma gibi düşündüğümü anlıyorum, onun dışında pek parayla işim olmazdı.

Kapıları tekmeleyip o parayı alana kadar ortalığı ayağa kaldıran hallerim olamadı hiç, benden küçük kardeşimin de olduğunu hatırlamıyorum ama abilerimden birinin bunu bir yöntem olarak benimsediğini, belki daha büyük olduğu için para ihtiyacı da büyüdüğünden yapmıştı. Annem adaletli bir ev ekonomisti gibi harçlıkların dağıtımından, alınacak şeylere, yatırımlara, ailenin geleceğine bir şaman kadın gibi karar verirken babam sessiz bir güç, bir güven abidesi gibi onun bu kararlarını saygıyla izler, uygular güvenirdi.

Ertuğrul Özkök'ün de göçmen ailesi geleneğinde yer alan muşamba altı para ekonomisinin belki sosyolojik bir karşılığı vardır. Onca konacak şey varken muşamba veya kilim altını seçen iki göçmen ailenin ortak bir genetiği olduğunu düşünüyorum. Bu denli bilinen bir yere koyulan paraların belki de çocukların çok zorlanırlarsa dışarıdan almak bulmak, çalmak yerine oraya yöneltilmesi, kendi vicdanlarında bir savaş verdirtmeyi amaçlayabilir. Bunu bugün tam olarak değerlendiremiyorum.

Bugün geldiğim noktada göçmen aile gelenekleri ve yaşam tarzlarının dışa muhtaç olmama eksininde yürütülüşünün yeni kuşaklarda kendimde dönüşümlerini izlemeye çalışıyorum hep. Maalesef bende o özel geleneğinin kırıldığını görüyorum. Annem ne kadar yarını düşünen hesaplı ekonomi yürüttüyse ben bunu gerçekleştiremedim hiç Bu ekonomik belirsizliğim bir göçmen ailesinin uğradığı genetik kırım olarak düşünülebilir. 

Her aile, Anadolu coğrafyasına kendi gelenek, yaşam değerlerini katarak bugünlere geldik. Sadece ailelerimizde değil coğrafyamızın bütününde bir kırılmanın olduğu geçiş dönemindeyiz. Korunmasını umduğum en önemli gelenek yarınını düşünen kendine yeterlilik hedefinde eksik bırakmadan, boşluk bırakmadan geleceğe ulaşmak. 

Bunu gerçekleştirirken aileye ve onun temel direği annelere çok iş düştü hep, düşecek. Hırsızlar yetiştirmeden, Anadolu geleneklerinin muazzam örtüsünün altında hep dışarıdan çalma yerine aciliyette başvurulacak demir paralar bırakılması dileğiyle tüm annelerin, evin direklerinin günü kutlu olsun.

 
Toplam blog
: 202
: 994
Kayıt tarihi
: 29.06.07
 
 

Sosyal medya danışmanı, grafik tasarımcı.  ..