Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Saide Belgin Erdağı

http://blog.milliyet.com.tr/monti

26 Ağustos '17

 
Kategori
Deneme
 

Bir Gökyüzüm Olsun Yeter

Yelkovan ilerliyor. Yolculuk başlamak üzere… Ayrılığı isteyen benim. Taşıdığım bavullar trene yaklaştıkça hafiflediler sanki. Omuzlarımın yükü her adımda azaldı .  Yolculuklar sonsuzdur. Gezgin ruhuna dokundu, onu harekete geçirdi  rüzgar.  Önce dinlen, rüzgarın   sesine bırak kendini. Yeni bir yolculuk bunca zamandan sonra üşütür yüreğini insanın. Ellerin bedenin güneşe durur, yanar gün be gün. Yalnız uçan bir kuş görüyorum her sabah kanatları eflatun.  Sabahları  gökyüzü  gri, git gide koyulaşan. Toprağa salınmış kökler ağlıyor, ağaçların gövdeleri ise her şeyi örtüyor, emin kendinden.  Sararmaya yüz tutmuş yaprakları silkeliyor sanki dallar, rüzgardan aldığı ilhamla. Birkaç yaprak sıkıca tutunmuşlar kalan son umutlar gibi. Uçuşan sarı yaprakların gölgeleri arasında yürüyorum. Çalıların   arkasında  kavun içi bir dolunay.

Şafak sökmek üzere. Pencereni açtın ve şafağın ışıklarını sızdı odana. Ne çalan telefon,  ne de kapı zili. Konuşan bir güneştir burada bir de yalnız bir yıldız, doğuda, bir yanıp bir sönen. Takvim ve saat te yok. Çarmıha gerilmiş bir dizi insan görünür bazen karşı tepelerden. Gözleri gökyüzüne çakılı kalmış. Gemiden iner belirsiz  vakitlerde insanlar, dağılırlar adanın dört bir yanına, sonra silah sesleri. Ölüler taşınır gemilere fırtınaya rağmen, gemi başlar dümeni öttürmeye. Ölümün en güzel yaşandığı  yerdir burası. Onlar ölmek için seçerler adaya yolculuğu. Her nasıl olursa olsun ölüm acı vermez. Tatlı bir uykuya dalmak gibidir. Sense öldün ve buraya geldin, bu adaya, bozkır bir ada, bir kaç çam var biraz ilerde. Benim gelişimse nefes alabilmek için, bir gökyüzüm olsun yeter. Bu yolculuğu yapmamamı,  ada da ölümün beni beklediğini söyleyenler oldu. Oysa ölüm de yeni bir yolculuk,  zor ve yorucu da değil üstelik. Yaşamın sonsuzluğundan bir kesit sadece. Gün ağarır, akşam öğleyi atlar sanki, aniden çöker adaya. Ve  yeniden gece. Bu yolculuk bir gece sürecek . Gündüzler aydınlık sanırız oysa loş karanlıklarda gezinir gündüzlerin gürültülü sessizliği. Gündüzleri masum sanırız oysa gecelerdir gündüzleri aklayan.

Gece ile gündüzün kavuştuğu noktadayız. Doğru bildiklerini yadsımaya başladığında dönüşür her şey. Gece ile gündüzü birleştiren noktalar birer birer kaybolur. Her noktada parmak izlerin. Her bir noktada nefesin, sesin, gözlerinde izi kalmış yas günleri. Gelişini dinliyor martılar. Aydınlık, karanlığa bıraktı yerini, uzakların düşler denizine gömüldü ada. Bir tek gece ağladı başucunda.


12.06.2010,Ankara

Saide Belgin ERDAĞI
 

 
Toplam blog
: 18
: 232
Kayıt tarihi
: 17.04.16
 
 

 “Söz uçar yazı kalır.” Bilgi, duygu ve düşünceler paylaşıldığında çoğalır, anlam kazanır. Zaman ..