Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Mart '08

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Bir gün, bir yerde ve sonuza dek...

Bir gün, bir yerde ve sonuza dek...
 

Bir elim ben onun, o hüzünlü yüzünü taşıyan. Çenesine bir kanca gibi sabitlenmişim. Düşmesin diye yüzü ve kanatlansın da yeniden göklere süzülsün diye ruhu, öyle dimdik ufka bakmaya, kızıl pırıltılarla yanan denizde bir umut aramaya var gücümle itiyorum onu. Dedim ya; bir elim ben onun o hüzünlü yüzünü taşıyan hiç göremediği ve ne gariptir ki kendi eli sandığı.

Ve bir fısıltıyım onun kulaklarında, o masada hüzünle oturmuş denize bakarken ve martılar uçarken üzerinden, içinde amansız bir hasret duyarken bilmediği birine "bekle" diyenim. Korkuyor sesimden. Kendi yalnızlığına sığınıyor. Telaşlanıyor önce, sonra duruluyor. Ve usulca kabulleniyor sesimi. Gülümsüyorum. Görmediği birinin gözlerinin içine bakıp gülümsüyor. Sormuyor "kimsin?" diye. Gözlerinde yakamozlar yanıp sönüyor. İçinde sebepsiz bir umut uyanıyor geleceğe dair. Ve bekliyor sessizce.

Ve bazen korkuyor. Sanıyor ki hayat onu aldatıyor yine. Ve sanıyor ki umudunu kesmiş aklı, oyunlar ederek onu hayatta tutmaya çalışıyor. İnanmaktan çoktan vazgeçmiş bir adamın içine umut tohumları serpiyor da zalimliğin sınırlarında dolaşıyor. Düşünüyor kara gecelerin içine bakarak. Ürkekçe fısıldıyor: "Kandırma artık beni. Bilirim gelmeyecek bu sesin sahibi. Kandırma beni hayat. Bırak kendi kederimle kalayım."

Ve o ne zaman korksa ben tepeden tırnağa ürperiyorum. Var gücümle fısıldıyorum ona doğru: "Sakın inanmaktan vazgeçme." O vakit esmer yüzünde pembe bir umut dalgalanıyor. Kara gözlerinin içinde titrek ve ürkek bir ışık yeniden alevleniyor. İnanıyor yeniden. Ve bekleyeceğine söz veriyor. Ve bir kez daha kandırılmayı göze alarak şöyle diyor: "Ya gerçekse." Ve "Hazırım" diyor "bir bedel daha ödemeye."

O uyurken, daha kapar kapamaz gözlerini yeni umutlar yolluyorum ona. Yakamozlar, yıldızlar, papatyalar ve ağaç yapraklarıyla dolu kocaman bir yastık yapıyorum huzurlu uykuları olsun diye. Harflerim kaşlarına, gözlerine, ellerine, saçlarına dolanıyor. Ve herşey, tüm sözlerim onu sarıp sarmalıyor, ipek bir battanniye oluyor bedenine. Gülümsüyorum. Ne olduğunu ve nerden geldiğini bilmediği bu harflerin şefkatli sıcağında öylece uyuyor. Ve binlerce kelebek oluyor sözlerim, ninniler söylüyor başucunda.

Kocaman bir bulutun ardında duruyorum. Hem çok yakınında hem de çok ama çok uzağında. Kıpırtısız duruyor ve umutla gökyüzüne bakıyor O. Ben de onun baktığı yerlere nefesimin buğusuyla kelimeler yazıyorum. Ve rüzgar yardım ediyor bana, bulutlarla yazıyor harflerimi. Gülümsüyor o gökyüzüne bakarak, ben öylece duruyorum.

Ve bekliyoruz ikimiz de. O, esmer yüzünde pembe bir umutla, ben ellerimde ona dair mavi bir alfabeyle...

Ve bekliyoruz. Çünkü biliyoruz; Bir gün, bir yerde ve sonsuza dek...

Fotoğraf: http://www.deviantart.com/print/1289225/


 
Toplam blog
: 408
: 1090
Kayıt tarihi
: 17.06.06
 
 

Gazetecilik okudum... Ama gazeteciliği sırf yazabilme serüvenine bir adım daha yaklaşabilmek için ok..