- Kategori
- Futbol
Bir gün herkes türk olacak
Daha Fenerbahçe'nin Brezilyalı oyuncusu Marco Aurelio'nun; T.C. vatandaşı olup, Mehmet ismini almasının ve Türk millî takımında oynayacak olmasının tartışmaları devam ederken; dün de Beşiktaş'ın yine bir Brezilyalı oyuncusu Marcio Nobre'nin Türk vatandaşlığına geçtiği haberi, gazetelerin manşetlerinde yer aldı. Ve, bu yabancı futbolcularda kendini gösteren Türk vatandaşlığına geçme furyası; daha uzun bir süre devam edeceğe benziyor. Türkiye Süper Ligi'nde top koşturan yabancı futbolcular ve onların kulüpleri; vatandaşlık işlemleri için daha şimdiden sıraya girmeye başladılar bile. Hele ki; vatandaşlık şartnamesinde geçen şöyle bir başlığa rağmen kulüp yöneticileri; kadrolarında bulunan yabancı oyuncuların teker teker ellerinden tutup, onları T.C. vatandaşlığına geçirebilmek için girişimlerde bulunuyorlar:
" Türkiye Ligi'nde 5 yılını dolduran her yabancı oyuncu için; Türk vatandaşlığına geçme ve Türk statüsünde oynama hakkı doğar."
Türkiye Ligi'nde 2.5 senesini daha ancak dolduran Marcio (Mert) Nobre için Beşiktaş yönetimi, ülke tanıtımına katkı sağlama başlığından yararlanmayı düşünmüş. Bu girişim eğer fayda sağlarsa (ki sağladı), bu defa diğer kulüpler de kendi yabancı oyuncuları için, ülke tanıtımına katkıyı öne süreceklerdir.
İyi de... 2002 Dünya Kupası 3. lüğünden sonra, 2004 Avrupa Futbol Şampiyonası elemeleriyle (Letonya maçları) çökmeye başlayan; 2006 Dünya Kupası elemeleriyle de (İsviçre maçları) iyice dibe vuran Türk Futbolu için, acaba ne gibi katkılar yapılmış olabilir? Üstelik, kulüplerimizin Avrupa kupalarında aldıkları başarısız sonuçlar da cabası.
Naim Süleymanoğlu; bir dönem Bulgaristan'ın dünya şampiyonlukları, olimpiyatlar kazanmış genç bir haltercisiydi. " 1984 Olimpiyat Oyunları'nda sıkletinde altın madalyanın en güçlü adayı olmasına karşın; Bulgaristan'ın oyunları boykot etmesi nedeniyle yarışmalara katılamadı. Aralık 1986 Melbourne'deki Dünya Şampiyonası sırasında Türkiye'ye iltica etti."
Naim Süleymanoğlu, vatandaşlığına geçtiği yeni ülkesine de uluslararası platformda büyük başarılar kazandırdı. Zamanında Türk halterinin adını, tek başına bütün dünyaya duyurma başarısını gösterdi.
Yâni kısacası; kendi alanında Türk sporuna büyük katkılar sağladı. Hiçbir zaman şike, doping ve cinsel taciz gibi günümüzün spor ahlâksızlıklarına adı karışmadı. Yâni Atatürk'ün de sözünde belirttiği gibi; her zaman zeki, çevik ve ahlâklı bir sporcu oldu.
T.C. vatandaşı olmak; bir prosedürü yerine getirmek, bir takım kriterlere uyum sağlamanın da ötesinde; mânevi bir ihtiyaç olmalıdır.
Türk olmak zordur. Hele bir de, sporcu iseniz ve zeki, çevik ve aynı zamanda ahlâklı değilseniz...
Kaynak: Britannica, Ana; Cilt No: 20, sayfa: 173