Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Aralık '08

 
Kategori
Deneme
 

Bir gün utanacağız...

Bir gün utanacağız...
 

UMUTLARIMIZ O KADAR MAVİYDİ Kİ...


Dua edelim de biz olalım utanan !!!

Çocuklarımıza kalmasın bu utanç mirası…

Çünkü onlara miras olarak kalan utanç bize lanet olarak yansır ...

Utanmak artık bu kuşağın hem amacı hem bedeli olmalıdır...

Bir gün utanacağız…

Nelerden diye soranlara başımız yere eğik; tırnaklarımız avuçlarımıza kancalanmış; aklımıza ne gelirse sayacağız...

Bir yerden başlamalı ama değil mi?

Örneğin kendimizden önce... yarattığımız bu sevimsiz kaostan...

Bayram adını verdiğimiz kabuslardan…

Bu kanlı katliam süreçlerinde sokaklarımızda masum canlıları kovalayıp boğazlamaktan…

Bu vahşice eylemi çocuklarımızın gözleri önünde sergileyip hepsinin bilinç altına dinin de makbul gördüğü bir öldürme biçimini; gün geldiğinde insanlara da uygulanabilir olma düşüncesinin kapısını aralamaktan!…

Bir gün utanacağız…

Demokrasi maskesi ardına sığınıp; ülkeye çağ dışı Arap hakimiyetlerinin
tüm uygulamalarını bir tarih akışı içinde yavaş yavaş yedirmeye çalışanlara, asla dur diyememekten; üstelik boyun eğmekten!…

Bir gün utanacağız…

Bize bırakılan ve tüm koşullar göz önüne alındığında bir çağ mucizesi olduğu anlaşılan Cumhuriyeti sahipsiz bırakmaktan; bir şey olmaz rehavetinde aslında bizi aşan bir zaman parçasında çocuklarımız için tecelli edecek bir kara kaderi görmezden gelmekten…

Sıvas yangınından…

O yangın yerinde ölen masum insanların anısına bir şeyler yapmak dururken kebapçı dükkanı açmaktan.

Avrupa birliğine girmek için diz çökme durumuna gelmişken; dizlerimizin üstündeyken; bize uzatılan çürük havuca, avuç açmış bakarken; AB süreçlerinden
adımızın kaldırılmasından…

Futbol zaferlerini savaş zaferi kabul etmekten…

Bütün analardan…

Bütün şehit oğullardan…

Ekranlardaki insan müsvettelerinin bizim için idol oluşturmasından…

Benzerlerini başımızın üstüne çıkardığımız ; ama her sokak arasında copladığımız zavallı travestilerden…

Bu inanılmaz iki yüzlülükten …

Bu ezik benliğimizden, bu ezik benliğin kendi içimizde harekete geçirdiği bir isyan mekanizmasını gaza basmak, insan ezmek, araba yarıştırmak olarak algılamaktan…

Ancak bu kadarını becerebilmekten…

Dünyaya karşı sloganlarla, marşlarla, kabadayılıklarla doku ören, aslında bizi bir örümcek ağının labirent çıkmazına mahkum eden kabuklanmayı bir sığınak olarak kabul etmekten…

Kendimizi kahraman ilan etmekten…

Bilimde, sanatta, müzikte hatta bir romanda bile bir kahraman yaratamamaktan…

Dinden kaynaklanan kader inanışını kuzuların sessizliğiyle kabul edip, geleceğe karşı bir umut tohumu bile ekmeden; bir şans kapısının açılmasını beklemenin kaba saba cesaretinden…

Bu kadar aymaz olabilmekten…

Dibe vurmaktan…

Ama dibe vurduktan sonra bir Niçe şahlanışıyla kalkacak felsefe ve kültür birikimine sahip olamadığımız için, çamurları kucaklamaktan…

Tuvalet kağıdından hemen vazgeçebilecek en az 50 milyon insana sahip olmaktan…

Bu yazıyı okuduktan sonra ona ekleyecek bir yığın şey aramaktansa, oturup yazarına beddua etmekten…

Bir gün utanacağız !…

Dua edelim de biz olalım utanan…

Çocuklarımız utanırsa hala ders almamış olacağız bize ayna tutan her olaydan; her davranıştan; her yıkımdan…

Ben her gün utanıyorum aslında...

Aynaya bakan kendimden; yenik insandan !

Bana ve benim gibi milyonlara taa yıllar önce kaderini yenme şansını vermişti kahraman ve cesur birileri...

Şimdi yeniden başımızı kaldırıp bakabilir miyiz o şansı bize şereflerle, şanlarla verene... Uzaktan

 
Toplam blog
: 94
: 608
Kayıt tarihi
: 04.10.06
 
 

1950'lerden sonra doğan her dünya insanı gibi, ardında pek çok takıntıyla gelen geçmiş zamanı, bilim..