Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Kasım '16

 
Kategori
İş Yaşamı - Kariyer
 

Bir Halil Pazarlama Ülkesi: Türkiye

Bir Halil Pazarlama Ülkesi: Türkiye
 

Bizimkiler dizisinin Halil Pazarlama karakterini saygıyla anıyoruz.


Bir süredir iş arıyorum. Yüksek lisans, dil ve iş tecrübesi soruları için iyi olduğunu düşündüğüm bir özgeçmiş var elimde. İşveren; özgeçmişime bakınca sigortasız çalıştığım günleri, emeklerimi kendi yazısı gibi alıntılayan malul akademisyenleri, stajdan asistanlığa atlayabilmek için okul eşliğinde yürüttüğüm o zor ders dönemlerini, dahası daha iyisini hak ettiğimi düşünmeden geçirdiğim mütevazı ya da sömürülme günlerimi göremez. Ama güzel kurumlarda marka insanların yanındaki günlerimi görür. Hatta işe almayacak bile olsa cv’nin sahibi kim diye merak edip çağıranı da bilirim. Tabi cv’ye bakmadan öylesine çağıranı da. Her mülakatta istisnasız göçmen misin sorusu gelir. Bence mülakat işvereni de geriyor, ya da’ hmm, göçmense çalışkan ve tutumludur’  diye mantık yürütüyor. Bilmiyorum. Ama kimse ne aradığını bilmiyor açıkçası. Hem işi hem işi arayanı. Ortada gereksiz mülakatlar silsilesi dönüyor. Sonuç olarak kimse tatmin olmuyor. Yüzbinlerin her gün aynı duruma düştüğü mikro bir örneğim işte bugün. 
 
Şükürsüzler ve ilgisizler var bir de. Sektör beğenmeyen ya da sektörleri bilmeyen. Bazen de her ikisi. Yönetici asistanlığını sekreter sanandan operasyonu havalı iş belleyene kadar. Niyetim hiçbir meslek grubunu küçümsemek değil, ama cahillikle, sınav sonucuyla aranan işte ya hüsran ya da ambulansta kebap sofrası oluyor sonuç. Her alanda olduğu gibi iş ararken de cahiliz. Bu yüzden üretmiyoruz. Aslında üretmediğimiz için çalışacak sektör bulamıyoruz. Hizmet sektörü dışında sektör yaratamıyoruz ve hepimiz satış danışmanlığına mahkum ediliyoruz. Mühendisler bile satış yapıyor. Satışın mühendisliği mi olur? O mühendis okuduğu yıllarının karşılığını alıyor mu? İşinden tatmin oluyor mu? Ya da en azından bunların üstüne düşünüyor mu? 
 
Ülkenin irişlerine 'Halil Pazarlama' gibi bir tabela asılsa kimse yadırgamayacak artık. Hizmete hizmet ediyoruz, sonu gelmiyor. Her türlü siyasi, toplumsal krizi aşıyoruz da bu tüketim işsizliği yavaştan kemiriyor bizi. Ama kimsenin umrunda değil, herkes kendi derdinde. Bu yazı da okunacak, tüketilip geçilecek iyi ihtimalle. Böyle bir haldeyiz artık, düşünmeyi  -bencil olmadan, kendimiz için tüketmeden düşünmeyi- unutalı çok olmuş. 
 
Toplam blog
: 5
: 175
Kayıt tarihi
: 24.11.16
 
 

Siyaset bilimi mezunu ..