Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Aralık '07

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Bir hayat deneyimine katılmak ister misiniz?

Bir hayat deneyimine katılmak ister misiniz?
 

Daha basit bir anlatımla affetmek; Düşünürken ne kadar kızgın, üzgün, karamsar, öfkeli ve gerginsinizdir, bunu anlamak için bir minik test, tam da bu duygular içindeyken görüntünüzle yüzleşmek imkanını yakalayın yani o saniyede bir yansımanızı görebilseniz (çatık kaşlar, aşağıya bakan kirpikler, büzülmüş bir ağız ) Affederseniz düşünmezsiniz, düşünmezseniz unutursunuz. Düşündükçe de hatırlarsınız ve acı çekersiniz.

Ne mi yapın, müzik dinleyin ama hüzünlendirecek veya düşündürecek anıları olanları değil.

Kitap okuyun desem, bu zaman zaman mümkün olamıyor (malum konsantre meselesi).

Çıkın dışarı gezin dolaşın. Kısacası ne keyf veriyorsa deneyin ...

Bir lise öğretmeni bir gün derste öğrencilerine bir teklifte bulunur: "Bir hayat deneyimine katılmak ister misiniz?" Öğrenciler çok sevdikleri hocalarının bu teklifini tereddütsüz kabul ederler.

"O zaman" der öğretmen. "Bundan sonra ne dersem yapacağınıza da söz verin" Öğrenciler bunu da yaparlar. "Şimdi yarınki ödevinize hazır olun. Yarın hepiniz birer plastik torba ve beşer kilo patates getireceksiniz! "

Öğrenciler, bu işten pek bir şey anlamamışlardır. Ama ertesi sabah hepsinin sıralarının üzerinde patatesler ve torbalar hazırdır. Kendisine meraklı gözlerle bakan öğrencilerine şöyle der öğretmen:

"şimdi, bugüne dek affetmeyi reddettiğiniz her kişi için bir patates alın, o kişinin adını o patatesin üzerine yazıp torbanın içine koyun." Bazı öğrenciler torbalarına üçer-beşer tane patates koyarken, bazılarının torbası neredeyse ağzına kadar dolmuştur.

Öğretmen, kendisine "Peki şimdi ne olacak?" der gibi bakan öğrencilerine ikinci açıklamasını yapar:

"Bir hafta boyunca nereye giderseniz gidin, bu torbaları yanınızda taşıyacaksınız. Yattığınız yatakta, bindiğiniz otobüste, o bindiğiniz otobüste, okuldayken sıranızın üstünde? Hep yanınızda olacaklar.
"
Aradan bir hafta geçmiştir. Hocaları sınıfa girer girmez, denileni yapmış olan öğrenciler şikâyete başlarlar:

"Hocam, bu kadar ağır torbayı her yere taşmak çok zor." "Hocam, patatesler kokmaya başladı. Vallahi, insanlar tuhaf bakıyorlar bana artık." "Hem sıkıldık, hem yorulduk" Öğretmen gülümseyerek öğrencilerine şu dersi verir:

"Görüyorsunuz ki, affetmeyerek asıl kendimizi cezalandırıyoruz. Kendimizi ruhumuzda ağır yükler taşımaya mahkûm ediyoruz. Affetmeyi karşımızdaki kişiye bir ihsan olarak düşünüyoruz, hâlbuki affetmek en başta kendimize yaptığımız bir iyiliktir...

 
Toplam blog
: 86
: 8215
Kayıt tarihi
: 07.10.07
 
 

Çocuk yetiştiriyorum dünyanın en zor, en güzel, en önemli işi değil mi? İşim bu. Vizyonum, Eğ..