Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Şubat '08

 
Kategori
Felsefe
 

Bir hayat yazmak

Bir hayat yazmak
 

www.picsandimages.com/.../33333333.jpg


Bir hayat yazmak istiyorum. İddialı gibi gelse de kulaklara, yazma süreci kafa karıştırıcı ve çetrefilli olsa da. İçimden bana hükmediyorlar sanki. “Bir hayat yaz!” “Yazarken “senin” , bittikten sonra “onların” olsun…”

Onlar ki hoyrat ve acımasız ellerdir kimbilir. Yere çalıp, yırtıp atarlar belki de “o hayatı”, inceden inceye yazdığım, gözümden sakındığım, kıyamadığım “o hayatı” “onlar” hiç umursamazlar. Zaten neyi umursadılar ki “onlar”… Bencilliğe doğru sürüklenen hayatlarda “onlar” da kendilerinden başka neyi umursadılar.

Bir şişkinlik var “onların” vücutlarında, bir doymazlık, bir kamçı… Sanal vücutlarda lekeliyorlar ruhlarını. Maddi olana kucak açmış, manevi dünyaya sırtlarını dönmüş bir şekilde huzur “onların” kimbilir kaç fersah uzaklarında. Bir tokat, bir yıldırım, bir patlama gerek “onlara”…

Belki de “onların” da usta ellerde yeniden yazılacak bir hayata ihtiyaçları var.

Bir hayat yazmak istiyorum. Bu sefer “onlar” için. “Onlara” armağan. “Onların” hayatı.

Ama bunu yapamam. Bir hayat yazamam. Kurulmuş, zaten yazılmış olan bir hayat varsa buna gücüm yetmez. Yürüyüp gitmeliyim o zaman, kendi hayatımın yolları boyunca. Yeni kararlar almalıyım her defasında bunu yapmak zor olsa da.

Her hayat bir devrim, varoluş, kaos… Öyleyse şimdi buldum. Ben kendi hayatımı yazmalıyım. Bende bencillik yapıp, kendim için yazacağım. “Onlar” kimin umrunda. “Onlar” bir zincirin son halkası, kokuşmuş bir ruhun parçacıkları… Oysa ben evet ben önemliyim. Benden öte bir “ben” daha var bende. Ve o “ben” ben olmasam da benim naif parçamı içinde saklıyor.

Fesleğen büyüdü odamın içinde, ellerimle sallayınca küçük yapraklarını kokusu dolaşıyor odanın her metrekaresinde. Fakat kimse ona aldırmıyor bu evde. Oysa onun da bir hayatı var. Ve biliyorum ki “onların” hayatından daha namusluca bir hayatı var o fesleğenin. Suskun dursa da biliyorum her bir hücresinde hayatın o saklı gizemi var…

İki ses var içimde. Biri “bir hayat yaz”, diğeri “kalk da uzaklara git” diyor. Bazı zamanlar “ten” den ruha geçemeyen beyinler için “bir hayat yazılmalı” diyorum. Ve bu hayatın bir de kullanma kılavuzu olmalı. Ya da “ten” den ruha geçemeyen beyinler için bir ada kiralanmalı ve burada mutlu mesut yaşamalılar bence.

Biliyorum ne desem boş… Bir boşluk denizinde yüzmekteyiz biçare…

Ne hayatlar yazılıp, çöpe atıldı. Ne şehirler ne hayatlara şahit oldu. İlk önce insanlar bozuldu ve şehir de buna eşlik etti, istemeyerek de olsa.

“Bir hayat yazmak istiyorum” Bu benim hayatım olmalı. Kesinlikle benim olmalı. “Onlar” hatırladım, “onlar” da vardı doğru ya!.. “Onlar” için her şey, bir hayat bile geç kalınmış…

 
Toplam blog
: 69
: 720
Kayıt tarihi
: 17.10.06
 
 

Ben 1982 İstanbul doğumluyum. Selçuk Üniversitesi Süt ve Ürünleri ve Anadolu üniversitesi Çalışma Ek..