Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Ağustos '07

 
Kategori
Aile
 

Bir Hayat

Bir Hayat
 

Kara tren gecikir belki hiç gelmez
Dağlarda salınır da derdimi bilmez
Dumanın savurur halimi görmez
Gam dolar yüreğim gözyaşım dinmez.

En sevdiği türküydü bu onun. Yavuz Bingöl'ün büyülü, hüzünlü sesinden dinlerken gözlerinden akan yağmura engel olamazdı. Gözyaşını silmek için ellerini bile kullanamazdı, çünkü o 35 yıllık ömrünü sara hastalığıyla geçirmiş ve yine aynı hastalığın sebep olduğu üç metrelik duvardan düşmüş omurilik felçlisi, doğuştan çileli insanlardan biriydi.

Doğar doğmaz daha önce çocukları olmayan ağabeye ve yengeye veriliyor, birlikte Almanya'ya gidiyor, babasının (ağabey) hastalanmasıyla Türkiye'ye dönüyorlar ve bir kaç ay sonra babası zannettiği ağabeyi ölüyor. Altı yedi yaşlarındaymış o zaman. Babam öldü diye ağlarken, bir yakını "ağlama oğlum, o senin baban değildi ağabeyindi" diye teselli ediyor cahil aklıyla. Hayattaki ilk şokunu yaşamış orada. Bir süre sonra gerçek anne ve babasının (babaanne ve dede) yanına dönüyor. Hastalığının da verdiği etkiyle daha da hırçınlaşıyor.

Yıllar sık sık geçirdiği sara nöbetleriyle, hırçınlıklarla, herşeye ve herkese karşı çıkmalarla, tartışmalarla, işsizlikle ( çalışmak için başladığı pek çok işten tartışarak ayrılmıştı) sürüp giderken, hayatında onu en çok koruyan, kollayan annesini kaybetti. Sekiz yılsonrada babasını.... Babasının vefatından bir yıl sonra hayat ona çok kötü bir sürpriz hazırlamıştı... İş çıkışı yolda sara nöbeti başlıyor ve üç metrelik duvardan aşağı düşüyor, boynu kırılıyor, omurilik hasar görüyor, ameliyet oluyor, günlerce acı çekiyor, aylarca hastanelerde, rehabilitasyon merkezlerinde tedavi görüyor ama tıbben yapılacak hiç bir şey kalmadı deniliyor, aylarca ayrı kaldığı, koklamaya kıyamadığı çocuklarının yanına, evine dönüyor.

Gözüm yolda, gönlüm darda
Ya kendin gel ya da bana gel de
Duyarım yazmışsın iki satır mektup
Vermişsin trene halimi unutup


Hayata küsüyor, isyan ediyor, iyileşmek istemiyor, tedavilere cevap vermiyor ve hep neden ben diyor...Psikologlar, doktorlar hiç bir şey fayda etmiyor onu iyileştirmeye.

İlk önce o dünyalar güzeli, fedakar eşi, çocukları, ablaları, ağabeyleri, yengeleri, annem, bizler kocaman bir sevgi çemberi olduk ona, ama elimizden üzülmekten başka hiç bir şey gelmiyordu. 18 ay bedenini kullanamadı.. Yemek yediriken veya herhangi bir ihtiyacını karşılarken duyduğu eziklik ve mahcubiyet bizi de çok etkiliyordu. Hepimiz onun yanında olduk geçecek bu günler, düzeleceksin, sabırlı ol, iyileşeceksin demekten başka ne yazıkki elimizden bir şey gelmedi. Psikolojik olarak çökmüştü, gözümüzün önünde eridi ve bizler hiç bir şey yapamadık dua etmekten başka.

Ne kadar zor bir durumdu onun için, bizim için de çok zordu ama en çok da hiç of demeden sıkılmadan, yorulmadan iyileşecek umuduyla ona bakan, bir bebekle ilgilenir gibi onunla ilgilenen, vücudunun çeşitli yerlerinde çıkan yaralarla bile tek tek uğraşarak iyileştiren, tertemiz bakan eşi için çok zor geçmişti on sekiz ay...

Yara bende derman sende
Ya kendin gel ya da bana gel de
Duyarım yazmışsın iki satır mektup
Vermişsin trene halimi unutup

Resimdeki trenden çıkan dumanlar gibi onun hayalleri de duman olup uçup gitmişti. Hayat bu kadar acımasızdı onun için...Hayatının baharında, geride dünya güzeli bir eş, pırıl pırıl iki tane evlat bırakarak oda çekip gitmişti aramızdan. Onun çocuklarıda bir yanlarında hep onun yokluğunu hissederek büyüyorlar.. Hayat işte... devam ediyor bütün arsızlığıyla...

Umarım şimdi cennetesindir, çektiğin acılar, sıkıntılar bitmiştir. Senide çok özlüyoruz, tıpkı babamı özlediğimiz gibi. Dünya güzeli kızının senin için yazdığı şiir...

Canım Babam
Bu sıcak yaz günleri, bana hiç de sıcak değil
İçim üşüyor, titriyorum
Çünkü sen yoksun..
Sana en çok ihtiyacım olduğunda
Neden çekip gittin
Üstelik bir daha dönmemek üzere
Keşke şimdi yanında olsam
Dizinin dibinden ayrılmasam
Seni çok özledim babam
Seni çok ama çoook seviyorum...
Havva Gözüyaşlı

 
Toplam blog
: 184
: 2109
Kayıt tarihi
: 11.03.07
 
 

1974 Bremen doğumluyum. Hayatın Med-Cezir'lerle dolu olduğuna inanırdım; yaşaya yaşaya anladım ki ö..