Bir Hüseyin Göçek yazısı: Acemi hakem kontrolü kaybedip Türk futbolunun içine daldı...

Hüseyin Göçek. Mühendis. Fifa kokartlı, İstanbul Bölgesi hakemi. 12 Eylül 1998’den beri hakemlik yapıyor (Fenerbahçe-K.D.Ç. Karabükspor Paf Ligi Maçı, 1. Yardımcı Hakem).

Orta hakem olarak ilk Süper Lig maçını 22 Kasım 2004’te Kayserispor- MKE Ankaragücü arasında oynana maçta icra etmiş. 9 Kasım 2008’de Fenerbahçe’nin Galatasaray’ı 4-1 yendiği maç ise kariyerinin ilk derbisi olmuş. 9 sarı kartın havada savrulduğu maçtan sonra derbi yönetmek için 1 yıl 5 ay 9 gün beklemiş Hüseyin Göçek.

Fenerbahçe ile Beşiktaş arasında dün akşam oynanan Süper Lig karşılaşması Hüseyin Göçek’in 6,5 yıllık Süper Lig kariyerindeki ikinci derbisiydi.

Dün akşam onbinlerin gözü önünde ve milyonların karşısında göz göre göre bir maçı katletti Sayın Göçek. “Bir hakem bir maçı nasıl alt üst edebilir?” sorusuna örnek olarak defalarca seyrettirilebilir hakem adaylarına. Tam derslik bir doksan dakikaydı.

Hakem Göçek tedirgin başladı maça. Korkak başladı. Daha maçın başlarında Selçuk Şahin’in, gördüğü sarı kart sonrası itirazlarına, bağırıp çağırmalarına ses çıkaramadı. Maçın daha ilk çeyreğinde Fenerbahçe’yi on kişi bırakmaya cesaret edemedi, korktu. Sarı kartı da anlamsızdı belki.

İbrahim Üzülmez’in protestolarına boyun eğdi, sustu.

İbrahim Toraman’la Bilica’nın kavgasını seyretti. Bilica’nın çektiği saçlar yanına kar kaldı. Kırmız kart Göçek’in cebinde kaldı.

Derken Hüseyin Göçek kontrolü kaybetti. Taviz tavizi getirdi. İtiraz etmek futbolcular için şartlı ve doğal bir refleks halini aldı. Göçek pozisyonlardan kaçar oldu, futbolcular yerine…

Yardımcı hakem “hocam Lugano sarı kart” diye haykırırken milyonlar gördü, Göçek seyretti. Veremedi kartı…

Dünyanın her yerinde, herhangi bir hakemin tereddütsüz penaltı çalacağı pozisyonda Hüseyin Göçek devam ettirdi oyunu. Lugano topu kucaklayıp gitti. Top Lugano’nun yanına kar kaldı, pozisyon Göçek’in boynuna borç…

Lugano’nun görmediği ikinci kartta Daum’un yanına kar kaldı. Dakika 58.

Dakika 64’te verdiği penaltı kararı Hüseyin Göçek’in aut ve taç pozisyonları dışında verdiği belki de tek doğru karardı. Ama Göçek kart sonrası penaltı noktası üzerinde eşelenen Bilica’yı ısrarla sahada tutarak bu pozisyonu da süslemeyi başardı. Fenerbahçe hala 11 kişi…

Güiza, Toraman'ı tahrik manyağı yaptı. Kafa kafaya geldiler, Göçek seyretti.

Hakem kontrolü dışında devam eden maçın son dakikalarında Hüseyin göçek gaza geldi. Tartışmalı bir pozisyonda “güya dirsek atan” Ernst’i kırmızı kartla oyundan attı.

Lugano’nun kartı için itimat etmediği yardımcı hakemin kırmızı kart isyanı daha cazip geldi Göçek’in kulağına. Ne de olsa bir Fener’den bir Beşiktaş’tan. Hem şiş yansın varsın, hem kebap. Vederson ve Toraman da saha dışına. Sen neymişsin be Göçek…

Hüseyin Göçek’in inanılmaz performansıyla damga vurduğu gecenin Beşiktaş adına talihsiz anı da Bobo’nun penaltı kaçırmasıydı. "Bilica’nın kazdığı çukurdan" mıdır, şanssızlık mı, beceriksizlik mi bilinmez, gerçek olan atılacak bir gol gecenin seyrini biraz olsun değiştirebilirdi.

Dipnot: Bilica’nın bu hareketi de sosyologlar ve/veya psikologlar tarafından araştırılmalı, bir anlam yüklemeye çalışılmalıdır. Normal üstü bir davranıştı…

Sonuç olarak Göçek’in elinde oyuncak olan maç Fenerbahçe’yi şampiyonluğun en güçlü iki adayından biri haline getirirken Beşiktaş’ı yarıştan koparmıştır.

Bu kadar değil tabi ki…

Olası bir Bursaspor şampiyonluğu tehlikeye girmiştir. Belki Galatasaray’ın ikinciliği ve Şampiyonlar Ligi bileti de Hüseyin Göçek’in cebinde unutulup çamaşır makinasına gitmiştir.

Süper Lig allak bullak olmuştur anlayacağınız.

Umarız hak yerini bulur da Hüseyin Göçek te yıllar boyu 2009-2010 sezonunun unutulmazları arasında yer almamış olur.

Daha hakkaniyetli, daha adil ve heyecan dolu bir sezon sonu dileklerimizle.

Geçmiş olsun Türk Futbolu…

İlgili Bloglar:

Beşiktaş Fenerbahçe’yi zorla şampiyon adayı yaptı

Talat Tokat’la Pazar sohbeti