Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ekim '06

 
Kategori
Kent Yaşamı
 

Bir ideal şehir özlemi

Bir ideal şehir özlemi
 

"Gökyüzü dörtbaşı bayındır bir ülkedir" diyor Nuri PAKDİL Batı Notları’nda. Kültürümüzde her münevver insan bu gerçeği şu veya bu şekilde vurgulamışlardır.

"Gökyüzü dörtbaşı bayındır bir ülkedir" diyor Nuri PAKDİL Batı Notları’nda. Kültürümüzde her münevver insan bu gerçeği şu veya bu şekilde vurgulamışlardır. Her biri göklerde, bulutlar üzerinde yeryüzündeki şehrin bir simetrisi olduğuna inanır ve o şehri; erdem şehri, sakinlerini de erdemli insanlar olarak nitelerler. Bu belki bir ütopyadır, belki de ruh dünyamızdaki son fildişi kule.

Her şeye rağmen insanlık doğulusu batılısı, bütün medeniyetlerde kendi ideal toplumlarının özelliklerini belirlemek için çalışmalar yapmışlardır. Yakın çağlara kadar toplumlar/ devletler şehirlerden ibaret sayılmaktaydı. Antik Yunan’da Demoklesin kılıcı Roma Kent Devletinde çekilmişti, bütün hristiyanlığın merkezi Konstantinople ise bir fetihle kimlik değiştirdi ve sonra Batı, sanayi- sanayi sonrası şehirlerini kurdu. Şimdi ise post-modern, enformasyon toplumu için şehirler dizayn etmektedirler. Ama her devirde şehrin içinde bir şey unutulmaktaydı: İnsan.

Şehirde insanı gören ancak bizim kadim kültürümüzdür. İlk Şehir teorisyenlerimizden Farabi, Medinetül Fazıla kitabında ferdi öne alır ve ferdin mutluluğunun devletin/ toplumun/ şehrin mutluluğunun bir izdüşümü olduğunu öne sürer. Hz. Peygamber yeni devletini Medine şehrinde kurmuştur. O devletin /şehrin temel esasını ferde inen adalet, barış ve mutluluk olarak belirlemiştir. Daha sonra Türk (Selçuklu) şehirlerini görüyoruz. Orta Asya’dan Anadolu’ya gelen Alperenler’in öncülüğünde kurulan vakıf şehirler: Bir cami, imaret, han, hamam, vs… Bu şehrin özelliği ise sosyal dayanışmanın teminidir. Kısacası Selçuklu’da ve Osmanlı’da şehir insana verilmiştir. Bunun bir güzel örneği de

Hacı Bayram veli Hazretleridir. Şiirinde diyor ki:
“Ben bir ulu Şara (şehre) vardım
o şarı yapılır buldum
Ben dahi yapıldım
taş-ı toprak arasında…

O büyük insan şehrin kuruluşunda hem maddi hem manevi katelizördü. Devrin sivil toplum örgütlerini tasavvuf geleneği ile birleştirerek kurmuş, ekonomiden eğitime yerel yönetimden aileye, bir çok alanda toplumu yönlendirme ve kaynaştırma görevini yerine getirmiştir.

Hacı Bayram Velilerin, Mevlanaların, Yunus Emrelerin, Fatihlerin, Kanunilerin, Karatekinlerin, Şeyh Edepalilerin, Dede Efendilerin içerisinde yoğruldukları kültür ve sanatı takip etme ve yaşatma azmiyle yeniden ideal toplum, ideal şehre kavuşma yolunda var gücümüzle çalışmalıyız.

 
Toplam blog
: 4
: 1025
Kayıt tarihi
: 06.10.06
 
 

Mali Müşavirim, tarih özel ilgi alanım olmakla birlikte yazılarımda tarih, kültür ve biraz da siyase..