- Kategori
- Şiir
Bir ileri çokça geri
Nerede bir şiir görsem yaslarım başımı
ağlamaya nereden başlayacağımı bilemeden…
gün akıttıkça batımına güneşi
bir gece daha soyunur iliklerime
ve asarım gölgemi düşlerimin kıyısına
“yak bir cigara daha” der gözlerinin karası
cigaram yandıkça yıldızlar söner tek tek
cigaram söndükçe de mahzenler tutuşur içimde
yanarım üzüm üzüm gözlerinde
ateş benim
doğamadığım küllerimde
adı olmayan bütün cenazeler de benim
tutulmayan saflar
rengi solmuş serviler
ve amini olmayan tüm dualar da
bütün göçlere el salladım ardı sıra
iklimlerimi yapraklara
yaprakları da takvimlerime astım
sayılı ömür oldum nefesimde ama sayamadım
nerede bir cellat görsem uzatırım başımı
ölmeye nereden başlayacağımı bilemeden
yelkovan akrebin kıskacında
ömrüm yokluğunun sarkacında
tik tak
tak tik
bir ileri çokça geri
saatte bizi çok olmuş bizden geçeli
ve artık ölmeli…
ilhanaşıcınisanikibinonaltı