Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Mart '08

 
Kategori
Psikoloji
 

Bir incecik yol...

Bir incecik yol...
 

Birden incecik bir yol, daha önce hiç görmediğim ya da belki farkına varmadığım bir yol açılsa önümde. Ah deli damarım tutuyor olsa o sabah. Hani şöyle tüm dünyayı ardımda bırakıp gidecek kadar kararlı olsa kalbim. O yola sapıversem çantamı bir kenara fırlatarak. Hiç birşey almasam yanıma. Bir toka bile almasam. Hiç birşeye gerek duymayacak kadar boşversem dünyaya. Yüzümde o güne kadar kimsenin görmediği hatta benim bile bilmediğim bir gülümseme olsa. Çıksam yola...

Bir kaç serçe eşlik etse bana. Ötseler hiç soluksuz. Doğru yaptığımdan kuşku duymasam. Serçe gibi olsam ben de. O incecik yolun kenarından bir kaç papatya koparsam. Saçıma iliştirsem. Bahar buram buram dolsa içime. Tam bir aylak olsam. Gülümseyip dursam yol boyu. Dünyadan ve onun kederinden adım adım uzaklaşsam. Kimse beni çağırmasa, adımı bile unutsam. Yürüsem yürüsem yürüsem hiç yorulmasam.

Mevsim hep bahar olsa ben hep yürüyen... Aklımın kıyısından yerlere dökülse tüm üzüntüler. Sevdiklerimin aklındaki bana dair herşeyi de beraberimde götürsem. Kimse üzülmese ardımdan, kimse beni aramasa bambaşka bir dünyaya kaçıversem kısacık bir an.

Bir ağaç bulsam sonra. Gölgesinde otursam. Ağaç kucaklasa beni. Ben ona sığınsam. Rahatça gözlerimi kapasam öyle emin olsam. Ne bir bıçak ne bir yara olsa. Herşey kendi güzellik ve iyiliğinde akıp gitse. O yol kenarındaki otlar, uğur böcekleri, gökten düşen damlalar, meşeler, çamlar ve ıhlamur ağaçları savaş, kavga, ihanet ve yalana dair hiç birşey bilmeseler. Onlara hiç ama hiç birşey anlatmasam. Ben bile unutsam bütün bunları.

İnsan olmayı unutsam bir de. Sırf bir nefesten ibaret olsam. Ne beden ne ruh hepsi çok ama çok geride kalmış olsa. Hayat beni atıverse o incecik yola. Yok öyle uzun bir zaman değil kısacık bir süreliğine. Arınsam tüm dünyadan. Yaralarım iyileşse ve ben unutarak dönsem.

Hayat tüm yaralanmasına incinmesine izin verdiği insanlardan böyle özür dilese. Onları o incecik yola gönderse. Oradan arınarak, unutarak ve iyileşerek geri dönseler. Onların üzerine ılık yağmurlar yağdırsa, tatlı bahar güneşiyle sarmalasa sonra, bir kuş özgürlüğü verse, ağaçların kollarıyla sarıp şefkat gösterse, içlerine papatyalarla hayat doldursa... Hayat tüm yaralanmışlardan böyle özür dilese onları koruyamadığı için.

Ve hayat başımızı okşayıp gözlerimizin içine baksa. Şefkatli bir ana gibi gülümsese. Bir incecik yol açıverse ya... Yok öyle uzun bir zaman değil kısacık bir süreliğine...

Fotoğraf: http://kayceeus.deviantart.com/art/On-Her-Way-32315006


 
Toplam blog
: 408
: 1090
Kayıt tarihi
: 17.06.06
 
 

Gazetecilik okudum... Ama gazeteciliği sırf yazabilme serüvenine bir adım daha yaklaşabilmek için ok..