Bir insanı tanımak...

Tanımadığınız bir insan, gitmediğiniz bir şehire benzer... Onun hakkında pek çok şey duymuşsunuzdur..Kimi olumlu şeyler söyler, kimi de olumsuz... Sanki bir gazetenin gezi sayfalarına bakıyor gibi bakarsınız tanımadığınız insana... Ve bir gün, tıpkı o bilmediğiniz şehri gezip görmek, tanımak ister gibi, o insanla da tanışmak istersiniz. İlk kez gittiğiniz bir şehirde nasıl davranırsanız, ilk kez tanıştığınız insana karşı da aynı şekilde davranırsınız. Şehrin önce anayollarında gezersiniz, en bildik ana arterlerinde... En canlı, en hayat dolu gördüğünüz kısmıdır bu şehirlerin.. .

Oysa bir şehri şehir yapan görünmeyen kuytularıdır. Sabah sofranıza gelen sıcacık ekmek, odanızı aydınlatan ışık, yüzünüze çarptığınız serin su, okuduğunuz gazete, yürüdüğünüz yollar; Hepsi şehrin kuytularında yaşayan insanların çabalarıyla donatır hayatınızı...

Yeni tanıdığınız insanla sıcak bir iletişim kurmaya başladığınızda, ona bu iletişimi çok sağlam bir güven duygusuyla kurduğunuzu hissettirdiğinizde, o insan size ruhunun kuytularında dolaşma izni verecektir. Daha da ötesi, sizi elinizden tutup kendisi gezdirecektir. O zaman bilin ki, şaşırtıcı güzelliklere şahit olacaksınız. Belki de aksi olacaktır. Dışarıdan bakıldığında son derece çağdaş, modern görünen bir şehrin varoşlarındaki iç acıtan yanı görüyor gibi, o insanın yürek yangılarını görme ihtimaliniz de var bu tanıma turunda... Ya da görüntüdeki o yoksulluğa rağmen, gün ışığına çıkarılmamış bir hazineye de şahit olma ihtimaliniz...

İnsan, en iyi tanıdığı, gözü kapalı dolaşabileceği, sürpriz iklimlerini bile kabullenmesini bildiği şehirleri en çok sever. En çok o şehirde huzur bulur... En çok o şehirde yaşamak ister. Çünkü bilinirlik yanıltmaz insanı... Tanıyor olmak güven verir. Gideceği yolllar konusunda kararsız değildir. En kısa yoldan, en güzel kıyıya nasıl ulaşacağını çok iyi bilmenin huzurunu yaşar insan bildik bir şehirde...

Ruhunun bütün çıkmaz yollarını, iç huzursuzluklarını, ümitlerini, çaresizliklerini, coşkularını, öfkesini, sabrını, gülüşünü ve ağlayışını bildiğimiz bir insan; En iyi bildiğimiz bir şehir gibidir... Nasıl ki sadece duyduğumuz, fotoğraflarından, okuduklarımızdan tanıdığımız bir şehir hakkında yanılma ihtimalimiz varsa; Aynı şekilde henüz ruhunda dolaşmadığımız bir insan hakkında da yanılma ihtimalimiz var. Önemli olan, tıpkı bir şehri sistemli bir şekilde tanımaya yönelik çabamızı, tanımak istediğimiz insan için de gösterebilmektir.

Bir Pop şarkısının sözleri, bu, bir insanı tanıma sürecini de aşarak, şu çok güzel cümleyi vurguluyor: Aşk sevdiğim şehirler gibidir...