Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Haziran '14

 
Kategori
Deneme
 

Bir insanın hayatta yapmaya mecbur olduğu şeyler nelerdir?

Bir insanın hayatta yapmaya mecbur olduğu şeyler nelerdir?
 

Aslında size dönen/sizinle ilgili olan sonuçları kabul etmek şartıyla dünyada hiçbir şeyi yapmaya mecbur değilsiniz. Mecbur olduğunuz şeyler kendi yaşamınızı koruma ve sürdürmeyle ilgili konulardır. Fakat içine doğduğunuz dünyanın sizin dışınızdaki sözde herkesi korumak ve yaşatmak için kurup size dayattığı siyasi ve sosyal yapılar isteseniz de istemeseniz de size bazı görevler yükler. Adeta yaşadığınız dünyanın bazı kanunları vardır ve siz bunlara uymak zorundasınız.

Değilse bağımsız bir fert olarak varlığınızı korumak ve yaşatmak dışında (ki tabii ki yaşamak istiyorsanız) mutlaka yapmanız gereken bir şey yoktur. Ama işte atıyorum rüzgârlardan etkilenirsiniz ve derler ki “sen rüzgârla yalnız başına mücadele edemezsin dünyanın kurumlarına-din, uluslar arası kurumlar, devlet, hukuk, kanun, töre, mezhep vs- dâhil olmak zorundasın” Ve itiraz etme hakkın da yoktur. Ama yaşamayı reddedersen “hastir lan” dersin, geldiğin gibi geri gidersin.

Niye böyle diyoruz? Hani yani dünyanın bizi koruyacak ve yaşatacak bu kurumlarına koşarak katılmamız gerekmiyor mu? Gerekmiyor. Çünkü bizi korumadıkları gibi bedel de ödetiyorlar. Yani sözde var etmek, korumak, mutlu yaşamamızı sağlamak için var olan bu kurumlar yok olmamızın da nedeni.

Sokaktan birine “Bir insanın hayatta yapmaya mecbur olduğu şeyler nelerdir?” diye sorsan sana bir sürü şey sayar. Evlenmek zorundayız, çocuklarımız olmalı, çalışmalıyız, evimiz olmalı, annemize babamıza bakmak zorundayız, ülkemizi korumak için savaşmak zorundayız, sağlığımıza dikkat etmek zorundayız falan filan… Okumak zorundayız. Kanunlara uymak zorundayız. İbadet etmek zorundayız. Yasaklara uymak zorundayız. Günah işlememek zorundayız. Saygılı ve terbiyeli olmak zorundayız. Kazancımızı paylaşmak ve birilerine yardım etmek zorundayız. Vergi vermek ve askerlik yapmak zorundayız. Kuyruk beklemek zorundayız. Bayrağa saygı duymaya mecburuz. İstiklal marşında ayağa kalkacağız. Birilerinin emirlerini yerine getirmek zorundayız. Trafik kazalarında ve savaşlarda ölme ihtimalimiz var… Say babam say!

Şu saydığımız mecburiyetlerin kaç tanesi mantıklı? Hepsi de mantıklı mı diyorsunuz, haklısınız; çünkü siz kölesiniz. Tanrı yaratmış/vermiş veya tesadüfen olmuş bir dünya var ve bizler bu dünyaya gelmişiz. Bu dünyada bizim ihtiyaçlarımız olan her şey var. Sadece çalışıp alacağız. Yukarıdaki saçma sapan şeylere hiç gerek yok. Bunları dünyanın şeytanları üretmiş ve bizi bunlara uymaya mecbur etmiş.

Savaş bizim neyimize ya! Sittirsin gitsin şerefsizler! Biz dünyanın gerçek sahipleri olan insanlık birbirimizle savaşmaya hiç mecbur değiliz. Yunan benim bayrağıma küfretmiş. Hurra haydi savaşa! Bayrak ne? Alt tarafı bez parçası. Yunan da terbiyesizlik etmiş!

Dünyada bizi (insanlığı) emri altına almış kullanan bir yapı var. Ve biz insanlar zavallı karıncalar gibi bu yapının pençeleri altında – kendi istediğimiz gibi değil onun öngördüğü gibi bir hayatı- yaşamak zorundayız. Kıytırık bir devlet düzenine bile itiraz edemiyoruz. Hemen hain diye terörist diye tutukluyorlar, vuruyorlar, öldürüyorlar, hapislerde çürütüyorlar.

Asıl kader bu. Dünya kırk haramiler tarafından işgal edilmiş ve bizler daha doğar doğmaz bu gücün eline düşüyoruz. Gelişimini tamamlamamış insanlık içinde bulunduğu durumu anlayamıyor. Hayatından memnun değil ya da daha güzel bir hayatın nasıl olduğunu bilmiyor. Yaşadığı olumsuzlukları ya kendi eksikliğine bağlıyor ya da Tanrı’nın kendine çizdiği kader olarak görüyor. Oysa yaşadığı olumsuzlukların çoğu sözde bizim için kurulmuş yeryüzü yapılanmaları yüzünden.

Biz insanları korumayın, itler yesin bizi! Doğru yola götürmeyin; yanlış yola gidip cehennemde yanalım. Ağaç hareketi düzeninin kuruluş nedeni işte bu yapılardan kurtulmak. Bayrağın şerefi için savaşacağım, milyonlarca insan ölecek! Bu mu yani! İlk işimiz devlet denen bu kavramı ortadan kaldırmak. Ankara’yı mankarayı unutun. Devlet ne için var ya! Kaldırmamızı biz yaparız. Halklar düşman değil kardeşim. Atıyorum hiçbir Suriyeli Türkiye ile savaşmak istemez. Esat ile Tayip savaşsınlar! Ağaç Hareketi Türkiye’yi değil dünyayı kurtaracak bir düzen. Ve Ağaç Hareketi düzeninde  bugün yapmaya mecbur olduğun hiçbir şeyi yapmaya mecbur değilsin.

 

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..