Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Şubat '08

 
Kategori
Deneme
 

Bir İstanbul masalı

Bir İstanbul masalı
 

BEN BİZİ UNUTAMADIM BİR TANEM

Birlikte büyüdük bu bahçede... Oyunlar oynadık, koştuk, yürüdük… Sen benim ağacım dedin, bir ağaç seçtin kendine. ... Sığındın ona yalnız gecelerinde... Benimse hiç ağacım olmadı biliyor musun... Belki sen daha çok çıkardın bu bahçenin tadını... Elinde iki fincan kahve ile geldiğinde yanıma içimi kaplayan huzuru şimdi çok arıyorum inan. Sen ortanca çocuk, evin küçük kızı… Ben ise büyük çocuk , abi. Koruyan gözeten, yanlış yapmaması gereken… Ben hep kontrollü olmak zorundaydım evin büyük erkek çocuğu olarak. Hep akıllı , hep uslu olmak zorundaydım ben… Demir’e ne çok özenirdim kimi zamanlar. Onun gibi pervasızca hareket edebilmeyi…Ama her adımımı tartıp biçen bir adam oldum çıktım sonunda..Şartlar işte..Omzuma bunları yüklemişti…. Hep saklamayı kendimi... Belki o yüzden , kendimi herkese açamamamdan tek gerçek dostumun Zekeriya olması…Ama sen öyle başkasın ki…Su gibi… İlaç gibi… Senin yanında bırakabiliyorum kendimi tamamen. Sen çok iyi geliyorsun bana . Bir liman gibi … Balıkçı barınağı gibi… Sığınıyorum göğsüne… Sen o kadar iyisin ki… Kalbinin temizliği … Menfaatler olmadan arada sevmen beni… Yeşil yeşil gülümsemen gözlerimde kalan …

Penceremin bahçeye bakan kanadından eve gelişini seyretmem… Seni beklemem. Ve senin beklediğimden haberinin olmaması… Günün yorgunluğu bedenine yerleştiği halde başın dimdik yukarıda eve dönüşün. Kendinden emin bir halde kaşkolunu savurman omzunun üzerinden... İşte o zaman bir kaşkol olup boynuna dolanmayı istemem... Isıtmayı istemem seni soğuk İstanbul günlerinde… Gün geldi bir gün o kaşkolu bana verdin… Şimdi sen yoksun benimle olan o…Kokunun sindiği o kaşkol... Benim boynumu ısıtıyor şimdi…

Kömür karası saçlarının yerine deli rüzgar değiyor yanaklarıma… Senin kokun değil de kokladığım yosun kokusu şimdi… Soluduğum yalnızlık bu mavi sularda. Kimi geceler deniz kızlarının hüzünlü şarkılarına kaptırıp da gönlümü nasıl süzülüyor yaşlar gözlerimden bilemezsin... Erkekler ağlamazmış Esma ben ağlıyorum… Sana , bana, aşkımıza ağlıyorum bir tanem..Yapabilirim sanmıştım çok uzaklarda olursam unutabilirim sanmıştım..Ben bizi unutamadım sevdiceğim.Seni düşünmediğim tek bir gün yok..Ağva’daki kırmızı hırkalı resmin kalbimin tam üzerinde sakladığım…Kalbimi ısıtan tek bir resim…

Hatalar yaptık ikimizde..Şarkının da dediği gibi hatasız kul olmazmış…Ama söyle sevdiceğim ..Bu ceza çok ağır olmadı mı ikimiz içinde. Bizi birbirimize hasret bırakan kader mi… Alın yazımız değil miydi yollarımızı birleştiren...Ve yine alınyazımız değil miydi aramıza yollarımızı koyan..Hasret bırakan bizi…

Yıllar öncesinden bir tablo gözlerimin önünde... On bilemedin on iki yaşlarındayım… Küçüğüm ben de … Annem Demir’i uyutmuş… Gürültü yapmamam için bahçede oynamama izin vermiş… Bahçedeyim..Senin ağacının altında… Biraz kardeşini kıskanan … Sevilmediğini düşünen kardeşi gelince… Üzgünüm… Derken Suzan Abla görünüyor merdivenli yolda… Gülümsüyor bana… Gülümsüyorum… Kucağında bir şey var örtüler arasında…Sensin o… Mini mini bir bebek ....Yumuk yumuk ellerin var…Suzan Abla’nın kolları arasındasın.. Çiçek annesinin hemen arkasında… Yüzündeki ifadeyi tanıyorum… Kardeşi gelince benim gibi sevilmediğini düşünen bir ifadesi var onun da. Yani ikimizin pabucu da dama atılmış durumda…

Biliyor musun …Belki de o gün sevdim ben seni.Öyle tatlı bir bebektin ki…Gülen gözlerin hiç değişmedi... Ta ki o talihsiz güne kadar… Bebeğimizi kaybettikten sonra allak bullak olduk ikimizde…İzin verseydin de yanında olsaydım senin , birlikte sarsaydık yaralarımızı..O ikimizin de canı değil miydi… Değer miydi bu ayrılığı yaşamaya... Evlat acısına bir de sevdiğinin yokluğunu yüklemeye. Yanımda olsaydın başka çocuklarımızda olabilirdi.Sen ayrılığı seçtin... Sen seçtin de ben niye kabul ettim.Hala bu soruyu soruyorum kendime... Niye sarsmadım kollarından..Omzuma atıp da niye evimize getirmedim seni…O evi niye yuva yapmadın sıcaklığınla… Ah! Niye kaçtın gittin sevgilim. Ben giremez oldum bu binaya.

Bunları da yaşayacakmışız meğer ... Yaşadık aşkım…Ben pişman değilim hiç.Biliyorum ki kimseler sevemezdi beni, senin sevdiğin kadar ve kimseler sevemezdi seni, benim sevdiğim gibi… Sensiz yarımım bir tanem…

Hayatta şanslar vardır olur olmaz yerlere saklanan... Bir gün olur, bir an gelir çıkarlar saklandıkları yerlerden... Bizim de bir şansımız olacak..Ben hazırım çoktan yakalamak için o şansı yeniden..Yakalar yakalamaz sana da vereceğim yarısını… İşte o zaman bir bütün olacağız biz… Bizi ayıran yolun başında yeniden başlamak için kaldığımız yerden… Bir bütün olacağız alınyazımızın başladığı ve ayırdığı o yolda el ele…

Selim...
....................

"RESİM:ALINTI"
 
Toplam blog
: 755
: 776
Kayıt tarihi
: 13.06.07
 
 

Ankara'da doğdum. İlk, orta, lise ve üniversite eğitimimi Ankara'da tamamladım. AÜİF iş idaresi b..