Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Mart '11

 
Kategori
İlişkiler
 

Bir kadın, bir erkek

Bir kadın, bir erkek
 

Yaradılış gereği birbirinden tamamen zıt ama yapı gereği birbirine bir o kadar bütün iki farklı cinsiyet… Farklı olan sadece fiziksel vurgular değil tabi, farklı olan; düşünce tarzı, bakış açısı, hayat görüşü… Klasik bir cümleyle girizgah yapmak gerekirse, evet hiçbir kadın ve erkek sosyal anlamda eşit değildir. Siyasi anlamda çizilen özgürlükler çerçevesine kadınla erkeği eşit oranda oturtabilsek de konu uygulamaya geldiğinde aslında teorik birkaç laf-ü güzaf. “Neden böyle yazmış” demeyin ya da “evet bunu biliyorduk zaten” hiç demeyin. Bende bildiğiniz şeylere farklı boyutlarda anlatmaya çalışacağım zaten. Elma ile Armut Bu farklılığın doğuşuna temel oluşturan öncelikle yaradılış sonrasında ise ulusal kültür farklılıklarıdır. İngiliz erkekleri yanlarında eşlerinin başkalarına kur yapmalarına bir şey deme hakkına sahip değilmiş, çünkü kadın özgürmüş, evliliğin kurulması sırasında bu hususta söz verilmiyormuş. Demek İngilizlerde evlilik küçük bir müessese dedirtti bana, birbirine kurallarla bağlı olan iki insan. Kurum dışı yaşanılan ilişkiler birliğe zarar vermiyor. 

Bizde ise boşanmış erkek eş çöpsüz üzümdür; çamaşır-bulaşık yıkatması gereken, işten gelince kapısını açacak bir bayanı boşanmasının ilk senesinde eski eşinin yatağına alır. Ancak anayasada erkeğine eşit olan kadın, eşi ikinciye(hatta onu da boşayıp üçüncüyle) evlendiğinde dahi, sosyal anlamda evlenme hakkına sahip değildir. Çalışmak zaten hayal, müşterek hayatın cici meyveleri aylık cüzi bakım ücretleriyle kreşe verilir gibi annelerinde bırakılınca, kadın boşandığında hayata iki ya da üç bazen dört – sıfır yenik başlar. Meyvelerin bakımı yetmezmiş gibi kimliğinde ki dul ibaresi alnından da okunur. Kadın kadına sohbetlerde “aaa o mu, dul kalmış garibim” diye anılır. Ne yazık ki bizde boşanmak, ölüm gibi algılanmakta hala. Artık yavaş yavaş boşanmayı sindirsek de henüz boşanmış kadının ikinci evliliği fikri ancak ikinci kocası zenginse, yakın çevresinde “ tabi ne yapsın kadın ömür boyu dul mu kalsın” onayını görebilir. İlişkiye sondan başlayarak ele aldım ama bu kutsal müesseseyi boşanmaya götüren noktalara da değinmeden geçemeyeceğim. 

Son zamanlarda boşanma olaylarına insanlar mantıklı yaklaşmaya başlasa da çok mantıksız sebeplerden boşanmalar başladığını da görebiliyoruz. Geçenlerde proje gereği Şişli Adliyesine gittim, görevim insanların ruh hallerini, kullandıkları beden dillerini, çevreyle ilişkilerini gözlemlemekti. Ve anladım ki bir iletişimcinin görmesi gereken her tür insan modeli adliyedeymiş. Dava dosyalarına bakarken çoğu boşanma davasının sebebinin “ Şiddetli geçimsizlik” olduğunu gördüm. Arada birkaç davanın sebebi de “Evlilik birliğimim temelden sarsılması”idi. Projeyi bitirdiğim gece okuduğum dava örneklerinden de esinlenerek bir hayal kurdum.  

Bir kadın , Bir erkek Kadınlar ve erkeklerin durumunu konuşurken baştan kabul etmek gerekir ki biz bambaşka iki cinsiz. Örneğin ortalama insanın günde kendini 1000 kelimeyle ifade ettiğini düşünelim. Erkekler mümkün değil bunu dolduramıyordur. Ama biz, ama biz belki 1500 kelime bile konuşuyoruzdur. Nasıl mı? Sevmediğiniz bir çiftle, akşam yemeğine çıksanız. Şöyle bir hayal edin olacakları, genelde erkekler arasında pek sorun çıkmaz. Ortak pek çok konu bulunur sohbet açılabilecek ama biz önce bir on dakika erkekleri dinliyor gibi yapıp karşımızdakini şöyle bir süzeriz. Akabinde sorması adetten sorular ve onların cevaplarını sıralarız. Sonra erkeklerin muhabbetinden araba lafını duyar cımbızla çekeriz o kelimeyi ve süsleyip karşı tarafa sunarız. “Bizde yeni araba aldık canım.” Gelen cevap asla tatmin edici değildir. Ancak arabanın modeli söylendikten sonra karşı tarafın yüzünde ifadeler belirmeye başlar. İşte burada kadınlık devreye giriyor. Arabanızın modelini söyledikten sonra “ Canımm hayırlı olsun güle güle kullanın” tümcesi erkek için yeterlidir. Ancak siz arabanızı beğenip beğenmediğini, sizi küçümseyip küçümsemediğini karşınızdakinin ses tonundan yüzünden anlarsınız. Ağzıyla “hayırlı olsun” diyen bayanın ses tonuyla ve kaşlarıyla “buna o para verilir mi ayol” demesini mümkün değil bir erkek anlamaz. Akşam olduğunda herkes kabuğuna çekildiğinde gece boyunca eğlenen eşinize ya da sevgilinize sorarsınız; -Gördün mü bak neler dedi yine, Gelen cevap klasiktir. -Ne dedi kadın şimdi, ne güzel oturduk. Haksız mıyım? 

Erkekler bayanlara göre daha düz düşünür, fazla jest-mimik kullanmaz, ses tonuyla oynamaz. Onun için söz önemlidir. Sadece öfkelenildiğinde kalkan kaşı bilir. Dolayısıyla onların soruları net yanıtlarla cevaplanmalıdır. İşte bu noktada da kadının ilişkide ki hatası başlıyor. Eğer söz oyunları yaparak kendini ifade etmek istiyorsa, ilişkisini pürüzsüzleştirecek çok az erkek bulur. Tanımak lazım karşı cinsi. Erkek size “Bugün canın mı sıkkın hayatım?” diyorsa evet yada hayır diye cevaplayın. “Biraz içim buruk ama doğrusu ne desem kafam karışık sadece ama yok yok iyiyim.” demeyin. Çünkü eğer “iyiyim” diyorsanız erkek için olay orada bitmiştir. Çok fazla incelikler beklemeyin; kaşınızı aldırmanızı, göz makyajınızı en yakın kız arkadaşınız gibi fark etmesi çok zor. Kısacası evlendikten sonra yada bir ilişkiye başladığında kadınların yaptığı en büyük hata, kendi alıştığı çevresinden kopmasıdır. Erkek, erkektir.Sizden arta kalan vakitte dışarı çıkar ama evli kadın çocuğunu bırakıp çıkamaz dışarı. Eşinden arta kalan zamanda yalnızdır. Karşınızdakinden beklediğiniz imkansız ve sonsuz istekleri bir kağıda yazın. Evlenmeden yada ilişkiye başlamadan önce bunları size kim söylerdi düşünün. Belki de kaşlarınızı arkadaşınız, yeni eteğinizi anneniz fark ederdi. Eğer bugünde bu tepkileri karşılaması olasılık hesabına bağlı eşinizden bekliyorsanız, beklemeyin. Gidin, annenizle-arkadaşınızla vakit geçirin. Onlarla paylaşın, çünkü diğer tarafta bir ömür söz konusu. Sinek küçükse de mide bulandırır. Küçük dertlerle yormayın kendinizi. 

 
Toplam blog
: 58
: 1647
Kayıt tarihi
: 13.05.09
 
 

Marmara Üniversitesi Halkla İlişkiler bölümü öğrencisiyim. Okumak, yazmak ve hayata dair yorumlar ya..