Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Temmuz '09

 
Kategori
Anılar
 

Bir kadın biyografisi

Yüzlüğün üçte birini saldım geriye,
Koca otuzluğu devireli çokca olsa da aslında,
Gönlüm ruhum hala yirmilerde, ondokuzlarda
Yaşadıkça gördüm,
Gördükçe bildim,
Bildikçe yürüdüm,
Çok yol yürüdüm...
Kan kustum, kızılcık şerbeti içtim,
Adam yerine koyanlarda oldu beni,
Adam etmeye çalışanlarda,
Bir tek adam olduğumu anlayanlarla karşılaşmadım...
Yoluma çıkanlar kadın olduğumu anladılarda, adam olduğumu bilemediler...
Derslerden geçtim, dersler verdim,
Vefanın ismi sade bir semt adı değildi bende,
Yaşamına deydiklerim hep oturdu Vefa semtinde...

Küçük akıllarınca, sofralarda meze niyeti ile de bakan oldu,
Büyük aklıma kanıp,
Sanki severmiş gibi olanlarda vardı...
Söylediğimde konuşuyorsun,
Düşündüğümde yazıyorsun dediler de
Ne söylediğimi, ne yazdığımı bilmediler...

Her işimi kendim gördüm,
Anam öğretti bana,
Uzun olsa da, kendi işin için,
Kendin için çıkacaksın uzun yola...
Kimseyi yolundan döndürmedim,
Kimseyi yolundan çevirmedim,
Yoldaşlığın en hasını ettim...
Kimselere yetiremedim.

Sevgiyi öğretmeye çalıştılar,
Vefayı öğretmeye çalıştılar,
Oysa sevda bendim,
Vefa bendim,
Cefa bendim anlamadılar...

Küçük oyunlarla kandırmalara kalktılar,
Yalanları önüme düştüğünde,
Eğilip ellerine verdim,
Utanmadılar...
Aldatıldığımda oldu benim,
Çok sevildiğim de oldu,
Çok severken nefret ettiler,
Nefret ettirdiler,
Pişman ettirdiler...
İnsan oldum, adam oldum, kadın oldum,
Bir ana olmadım,
Baba olmayı hak etmediler,
Sayelerinde ana olmayı hak ettirmediler.

Aklımı sevdiklerini anladım,
Verdiğim faydayı,
Kafamı sevdiler,
Kafamın içindeki, labirent dolamacını sevdiler de,
Kalbime kadar inemediler,
Ama kalbim dedim,
Yaşam mantıktır dediler,
Oysa kalp olmadan,
Nefes alınmaz bilemediler...

Ateşlendiğimde oldu,
Ateşlere indiğimde,
Savaşlardan geçtim, barışlarını ellerine verdim,
Kazanmak gerek, barış yakışmaz dediler...
Malmış, mülkmüş asıl kıymetin adı,
Vefaymış, kırık kalpler semtinin adı,
Saklandım kuytulara,
Bu defa,
Savaştan kaçılmaz,
Savaşacaksın dediler...

Hainin elini tuttuğumda oldu,
Sahtekarla yattığımda,
İnsan oldum, adam oldum, kadın oldum,
Bir sahtekar,
Bir yalancı olamadım.
Anam öğretmedi bana bunları,

Kendi atımın sırtında koşarken gördüm riyayı, yalanı, yalan dünyayı...
Attım, Avrattım, Silahtım kendime,
Kendime kazanıp, kendime saklamayı bilemedim,
Atım öldü,
Silahım kırıldı, sapana döndü,
Bir avrat bir kadın kaldıysam eğer,
O da insanım ben insan der...
At avrat silah olmasa da,
Onurum namusumdur der!

Anam iyi şeyler vermiş bana,
Düştüysen, kendin kalkacaksın,
Kimseye el açıp, el uzatmayacaksın,
Ama düşene sen uzanacaksın,
Sana yalan ederlerse,
Yüzlerine çarpmadan önce, kendi yüzüne vur,
Nedenini sor diye öğrettiler,
Yanıt alamazsan,
Yine vurma yüze, elbet bir nedeni vardır geç yürü dediler,
Nedeni var nedeni var diye diye geldim bu yola,
Ne gereği vardı diyorum şimdi bunca yalana,
İnsandık hepimiz, ettik, kemiktik,
Olanı biteni hep biz kendimize ettik,
Savrulmasaydı yalanlar, riyalar ortaya,
Kırılmasaydı güven duvarı, ağır inen balyozlarla,
Büyük aklım, yine herkese fayda sağlayaydı,
İnsan olunaydı, insan kalınaydı,
Vefa, sade bir semt adı olmayaydı...

Sapanımdan attığım her taş,
Önce beni vurur,
Sonra seni vurur, sonra onu vurur...

Nazım Üstad demiş;

En güzel günlerimin üç melun adamı var,
Biri sensin, biri o, biri ötekisi,
Kanlı bıçaklı düşmanımdır ikisi,
Sana gelince,
Ne ben Sezarım,
Ne sen Bürütüssün,
Ne de zat' ın zahmet edip bana küssün,
Artık seninle biz
Düşman bile değiliz...

Düşmanım yok dedim Nazım Üstad,
Evirdim, çevirdim şiiri, Buldum içimdeydi biri,
Düşmanımdı düşünceler,
Savurdum attım geriye,
Sen dediğime bakmayın,
Kimdir o bilmem ,
Derdim geçip giden günlere,
İnsandım, kadındım, adamdım ben!

Hakkımı da ahımı da hakka bıraktım,
Ustalarımın anlattıklarından,
Anamın öğrettiklerinden ders aldım,
Şimdi önümde koca bir dünya,
Elimde küçülmüş bir yaşam
Öylece dışarıdan bakmaktayım,
Sevdiğim de oldu benim, nefret ettiğimde,
Nefret edilende oldum, hor görülende,
İnsan oldum adam oldum kadın oldum...
Bir kimseye denk olmadım,
Bir beni anlayanı bulamadım...

Yaş üç otuzun, üçte birinden fazlası,
Elde var, serde var bende var,
Vefa var, cefa var, kıymet var...
İyi etmiş gelmişim bu yaşa,
Yaşanmışlar adamı edermiş paşa,
Kendimin paşasıyım,
Ne gelen ağaya, ne giden paşaya bakarım...
Aklımdır bana ekmeği yediren,
Helal lokmamdır suyumu içiren,
Kimseye ahım yok, kimseye günahım yok,
Sabrert diyenlere gülüyorum,
Sabır taşlarıyla dolu bu yürek,
Değirmen taşının arasına attım sabır taşlarımı,
Değirmeni döndürmeye yürek gerek...

Evirdim çevirdim üç otuzun üçte birini,
Ne kazandım ne kaybettim,
Kendimi kazanmışım,
İnsanı kazanmışım,
Helali kazanmışım,
Hakkı kazanmışım,
Beni kazanana olurum elbet artık vefa,
Kaybedenlere artık elveda...

Bir karaağaç gölgesi bulurum elbet yaslanacak,
Ağırlığımdan düşerse, bir daha destek olacak,
Gidene de sözüm yok gelene de,
Nasılsa bindim ben kendi seçtiğim trene,
Yolcular iner, yolcular biner,
Ben yoluma giderim,
Hak beni nerde çağırırsa,
O zaman orada olurum.

Şimdi ferah,
Şimdi bahar, Şimdi yaz,
Ey kader,
Bundan sonra beni istediğin yere yaz,

Ben ana olmalıyım,
Anamdan aldığımı bir çocuğa koymalıyım,
Ben gibiler çoğalsın isterim, cihanda,
Ben gibiler olsun,
İnsanda, adamda, kadında...

On yedimde elim ekmek tutu,
On yedim de kendi ekmeğimi yedim,
Yirmimde ilk aşk beni tuttu,
Yirmi sekizimde cehalet o beyaz masaya oturttu,
Otuzumda aklım kalktı ayağa,
Ey insan yanlış yerdesin, dön yaşama,
Bak yaşına,
Aldırma gözyaşına dedi,
Akan her damla ciğerime işledi,
Otuzdan sonra yaşama başka pencere açtım,

Şimdi ferah,
Şimdi bahar, Şimdi yaz,
Ey kader,
Bundan sonra beni istediğin yere yaz...


**Nazım Hikmet' in Sen isimli Şiirinden bir bölüm alınmıştır.

 
Toplam blog
: 10
: 1167
Kayıt tarihi
: 05.07.09
 
 

Akademik olarak Alman Dil Bilimcisiyim. Eğitim alanında serbest olarak faaliyet göstermekteyim. Geli..