Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ekim '06

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Bir kadının birinci erkeği, bir erkeğin son kadını olmak

Bir kadının birinci erkeği, bir erkeğin son kadını olmak
 

Esasında başlanacak o kadar çok yer var ki seçmekte zorlanıyor insan… Bir arkadaşımın söylediği bir şeyle başlayayım… "Oğlum bir kadının birinci erkeği olamazsın, her zaman ikincisin… Senden daha iyi birisi çıktığında üçüncülüğe düşersin." ...:) Yanlış bir cümle değil hatta konuyu sevgili dostum ve baş danışmanımla tartışırken "aferin, sadece oynaşmamış, arada düşünmüş" demişti…

Konu esasında çok da karışık değil… Biraz genetiğe ve varoluşun gelişimine bakmak gerekiyor…

Dünya ateş topundan yavaş yavaş yaşamın oluşmasına izin veren bir mekana dönüşürken, Sedir Adası kumları gibi kendi kendini üretebilen bir şeyler peydah oluyor: Gen… Daha sonra bu genlerin etrafında yavaş yavaş oluşan hayat da kendi kurallarını koymaya başlıyor… Canlılar çoğalmak ve genetik yapıyı bir sonraki nesle aktarmaya yönelik çalışmaya başlıyor… Kendi kendine çoğalmayı becerebilen şanslı tek hücrelilerin yanında eşeyli üremeye mahkum olan diğerleri eş aramaya ve bu bağlamda da müthiş bir çaba içerisine giriyor…

Hikayenin insan kısmı burada devreye giriyor, ama biz grup dinamiği açısından bakmayacağız olaya…

Bu noktada diyebiliriz ki insan oğlunun erkek bölümü genetik şifreyi yayabilmek için çokeşli bir yapı geliştirmiş, kadın bölümü ise (diğer memelilerdeki gibi) yavruyu içerisinde koruyarak büyüteceği için, en sağlıklı genetik yapıyı kabul etmek ve yapı bozuldukça yerine sağlıklı olan yenisini almak üzere "dönemsel olarak tek eşli" bir yapı geliştirmiştir.

İpin ucu esasında burada kaçıyor… Evet sağlıklı bir canlı dünyaya getirmek için sağlıklı bir genetik gerekiyor ancak o dünyaya gelen canlının sağlıklı bir sosyal yapıda büyüyebilmesi için, sağlıklı ve düzenli bir aile hayatına ihtiyacı oluyor…

Dinlerin ortaya çıkmasıyla "kutsallığa" büründürülmesi bu yüzden ailenin. Esasında kutsal aile diye bir şey yok. Sadece aileyi kutsallaştıran insanlar var. Sevgi üzerine kurulu ilişki içerisinde mutlu çocuklar yetiştirebilme yetisine beraber sahip olan insanlar…

Biyolojik evrim insanları bir noktaya doğal olarak yönlendiriyor… ancak bir de sosyal evrim dediğimiz kısım var… Bu noktada gerçekten ne istediğimize bakıp, bir noktada elimizde var olanı mutlu ederek -karşılıklı olarak doğal olarak- kendi mutluluğumuza ve çevremizin mutluluğuna yönelik hareket edebiliriz… Herman Hess’in Siddhartha’sını hayatımızda gerçekleştirebiliriz…

 
Toplam blog
: 71
: 1933
Kayıt tarihi
: 08.06.06
 
 

İnsanın kendisini anlatması zor. Beykoz, Saint Benoit, Psikolog. Bu kadar... Detay gerekiyors..