Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Carolina Isolabella Özgün

http://blog.milliyet.com.tr/carolinaozgun

24 Kasım '06

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Bir kadının bittiği an

Bir kadının bittiği an
 

Bir kadının bittiği an; aldandığını anladığı andır. Aldatıldığını değil aldandığını anladığı an. Duyguları, hisleri ve aklının ötesinde kendini kaptırdığı hayal bulutunun yerle bir olduğu ve gerçekleriyüzüne tek tek vurduğu andır. O andan itibaren bir daha o kadın geri gelmez, gelse de artık güvenemez, güven yitti mi direnç de biter. Anlamsız bir sükunet başlar ve fark eder ki aslında başından beri bildiği ve hissettiklerini sonuna kadar inkâr etmek için savaşmıştır. Hayaline tutunmuş ve onu asla terk etmek istememiştir ama acı gerçek onu sardığında ve artık hiçbir çıkmaz yol bırakmadığında kadın biter ve bitirir.

Bir kadının ne istediğini anlamaya kendini adamış adamların aslında temelde bildiklerini zannettikleri ama hiç bilemedikleri bir yanı vardır. O da kadının tek isteği sevdiği kişi tarafından gizeminin ve sırlarının keşf edilmesi ve sonrasında ona sahip çıkmasıdır, özel olduğunun anlaşılması ve şımartılmasıdır. Böyle olduğunda kadın sevdiğini her haliyle sevip kabullenir. Gönlünü kaptıran bir kadın aslında erkeğini en başından tanır ama erkeğin onu tavlamak ve bağlamak uğruna yapısından çözdüğü taktikleri de delice benimser ve inanmak ister. Zaaflarını bilinçli olarak kullandırır, sırf belki aslında o beklediği beyaz atlı prens yakıştırmasını ona yapıştırabilmek ve imkânsızı bulmuş olabileceği hayaline inanmak adına. Bir zaman sonra inanır da ve kendini yavaş, yavaş teslim etmeye başlar, direnci ve kaçışı yerini güvene ve samimiyete bırakır, kendini kadın gibi hissetmeyi ve sevdiğinin kollarının altına sığınmayı, arkasında onun olduğunu bilmeyi ve korkusuzca aşkını yaşamayı diler.

Aldığı ilgi, alâka, istenilme duygusu kadını o adama daha çok bağlar, ilgi gördükçe yeşerir ve uslanmaz bir aşık olur. Ama aslında erkeğini kaybetmeye başladığı anlar da bu anlardır çünkü erkek keşfi zor olanı keşif etmeye başlamış ve hayallerini sonuna gelmiştir bile oysa kadın daha yeni başlamıştır. İşte o zamanda erkek kendini geri çekmeye ve yeni keşifler aramaya başlar oysa kadın kendi gizemini ve tüm potansiyelini ona adamaya ve hiç kimseye yapmayacağı kadar özelliklerini ona sunmaya başlamıştır. Bu durumda işin içine cinsellik girdiğinde doyurucu ise ilişki sürmeye devam eder ve bağlanma başlar ama bu oyun da istenildiği gibi olmazsa erkek elde ettiklerini yanına kâr sayıp yol almaya başlar. Belki aşık olmuştur ama heyecan arayışı daha baskındır ve avlama keyfi aç kalmıştır.

Evlilikler, ilişkiler ve süregelen beraberlikler içinde zaman zaman bu tarz olaylar gözlemleriz ve ben son zamanlarda etrafımdaki ilişkilere bakınca bunların daha çok farkına varmaya başladım. Bir kadının erkeğine inandığı ve güvendiği kadar ya da en azından güvenmek istediği kadar kuvvetli bir duygu yoktur. Bazen ne olursa olsun ilişki bitse bile gözde yücelen ve sarsılmaz bir yerde bulunan kişi ile ilgili duyulan ve öğrenilen bir şey öylesine şamar gibi çarpar ki kadın kadınlığını o anda yitirir. Neden bu son zamanlarda kadınların bu kadar erkek gibi çalışıp onlar gibi kendilerine yettiklerinin en doğru cevabı burada gizli sanırım. Kadının aradığı ve her seferinde bulduğuna inandığı ama sonunda yine hayal kırıklığı yaşadığı deneyimlerden sonra artık o da bir erkek gibi davranmaya başlar ve tüm o kadına has davranışlarını ve duygusallığını kapamaya ve örtmeye çalışır, zamanla da gerçek bir erkek gibi olur.

Bir kadının bittiği an; aldandığını anladığı andır. Aldatıldığını değil aldandığını anladığı an. Bir kadının tekrar kadın olabilmesi için ne gerekli derseniz, yeniden inanmak, yeniden sevmek ve yeniden keşf edilmek sanırım.

 
Toplam blog
: 144
: 676
Kayıt tarihi
: 21.09.06
 
 

İstanbul'da yaşayan bir levantenim, yeni özler, sözler, gözler tanımayı, farklı bakış açılarını p..