Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Şubat '14

 
Kategori
İlişkiler
 

Bir kadının en sık yaşadığı duygu, pişmanlıktır.

Bir kadının en sık yaşadığı duygu, pişmanlıktır.
 

Pişmanlık, kadın olmaktır; hem yapıp, hem geri durmak!...


Bir kadının en sık yaşadığı duygu, pişmanlıktır. Kararsızlık, onun genlerine işlemiştir çünkü.

Peki her kadın kararsız mıdır? Elbette değil... Ancak, duygusallığı kadının, sık sık kararlarını değiştirmesine neden olur.

Neredeyse her karar vermesi gerektiğinde, ikileme düşer kadınlar. Bir yandan ayrıntılara merakı, bir yandan kılı kırk yarması dürtüp durur kadınları...

Bir saçının rengine, bir komşunun kedisine takar kafayı!... O adamın neden öyle baktığı da, kocasının onu öpme şekli de sırayla meşgul etmektedir aklını... O kenarı dantelli örtü, ne diye yamuk duruyordu ki masanın üzerinde!... Sabah yumurtayı fazla pişirmiş, öğlen de yemeğin tuzunu ayarlayamamıştı... Aman Allahım! Ne de büyük dertlerdi bunlar böyle!... Üstelik, kocasının pantolununu ütülerken, dalınca kafası, çift çizgili ütü izi bırakmıştı!

Bak, bak, bak! Kabahatin büyüklüğüne bak sen! Bu kafayla akşamı nasıl edecekti, orasını Allah bilirdi artık!

E insan bu kadar çok hata yapınca!, tabii ki kararsız kalacaktı, tabii ki pişman olacaktı... Pişkinlik yapmanın alemi var mıydı şimdi!...

Çiçeklerini sulamasına sulamıştı da... Tüpün altını kapatmış mıydı acaba?

Kocası " Bu gece de ver! " diye tuturursa, ne halt edecekti! Verse bir türlü, vermese öteki türlüydü!...

" Bu erkekler de, kafamızı amma da karıştırıyor haa! " diye düşündü kadın... Halbuki, erkeler değildi onların kafasını karıştıran... Kadınların kafası, doğuştan telelelliydi! Suçu laf olsun diye erkeklere atıyordu işte... Onu da arkadaşlarından öğrenmişti zaten... " Erkekler tuuu! Kaka! " deyince, halloluveriyordu her şey... Ya da bu, kadınlara öyle geliyordu...

Akşam gezmesinde hangi kıyafeti giymeliydi acaba? Gardrobunda da, altı üstü yirmi - otuz parça elbisesi vardı!... Hiçbiri de yeni değildi üstelik! En eskisi, taaaa iki sezon önceden kalmaydı!... Sekiz - on çift gece gezmesi, beş - on çift de gündüz için ayakkabısı vardı!... O kadarcık ayakkabı çeşidiyle, insan içine mi çıkılırdı canım!... Anlayacağın, kadınların, çooook derdi vardı; hem de pek çok!...

Bu kadar derdi olan hanımlar, tabii ki kararsız kalacaktı; tabii ki pişman olacaktı... Erkekler de bir türlü anlamıyordu onları zaten... Çık çıkabilirsen işin içinden!...

Pişmanlık, bu yüzden esir alıyordu ruhlarını... Kararsızlık, o yüzden kabusa çeviriyordu hayatlarını... Eeee! Haklarını yemeyelim ama!... Pireyi deve yapmak da gerçekten pek bi zor iştir haaa! Ah bir de bunu erkeler anlasa, ne iyi olurdu değil mi?

Bence de öyle, bence de! Aynen dediğiniz gibi... Ya da bize hiç dokunmasanız diyorum... Biz böyle iyiyiz çünkü.

Not: Yazıda kullanılan görsel internetten alınmıştır.

 
Toplam blog
: 1349
: 1777
Kayıt tarihi
: 30.01.11
 
 

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler veTanıtım, A.Ö.F. Adalet Yüksek Meslek ..