Bir kağıt parçası üzerinde fırtınalar koparılıyor. Niçin?

Kağıt mı, belge mi? Belge diyen de var, kağıt parçası diyen de. Benim gibi, sahte diyenler olduğu kadar gerçek diyenler de var. Gerçekse de vahimmiş, sahteyse de.

İstanbul’un fethi esnasında Bizanslılar meleklerin cinsiyetlerini tartışmaktaymışlar. Bugün yapılanların, söylenenlerin o durumdan bir farkı var mıdır?

Dünya alem biliyor ki elde bulunan sadece bir fotokopi kağıt parçası. Vay efendim kurmay albayın imzası farklı atılmışmış. Bu imza denen şeyin kriminal laboratuarlarda ne kadar farklı atılmış olursa olsun, o kişiye ait olduğu saptanamıyor mu? Bürosunda bulunduğu savlanan avukatımız, bu kağıt parçasını ilk kez gördüğünü söylemiyor mu? Parmak izim kalmasın diye eldiven giyerek incelemedi mi o kağıdı?

Hem bırakalım öyleyse de böyleyse de yargı karar versin. Konuyu aydınlığa çıkarsın. Niçin fırtınalar koparıyoruz bir kağıt parçası üzerinde?

“Medya üzerinden, Türk Silahlı Kuvvetlerine asimetrik harekat” düzenleyenler; bir askerimizin güvenilirliğine bir de kendinizinkine bakın da durumunuzu gözden geçirin. Ülkemiz sorunlarına en az asker kadar kafa yorun, bu sorunların çözümleri üzerine yoğunlaşın. Hepimiz aynı geminin içinde yol almıyor muyuz?

Laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğu yargı kararı ile saptanmış olan iktidar partisi mensupları; tüm dünyayı olumsuz biçimde etkileyen, sizin “krizi fırsata çevireceğiz” olmadı efendim “kriz bizi teğet geçti” diyerek ilgisiz ve bilgisizliğinizi gösterdiğiniz ekonomik krize ne gibi önlemler aldınız? Niçin hem ekonomi, hem asker , hem de yargı çevreleri ile sürekli ters düşüyorsunuz? Yoksa gizli bir ajandanız olduğu savları doğru muydu? Ermenistan’la, Azerbaycan’la, AB ile ilişkilerimiz ne alemde? Kıbrıs sorununu şıp diye çözüveriyordunuz ne oldu? Siyasi Partiler Yasası, Seçim Yasası değişmeli demiyor muydunuz?

Dokunulmazlıklar kaldırılacaktı değil mi? İşsizliği çığ gibi büyüttünüz. Tarım çöktü. Çiftçi sahipsiz. İki teneke arpa ile bir paket sigara alınabilen günleri yaşıyoruz.

Her türlü devlet olanağını kullanarak, her türlü seçim rüşvetini vererek, iktidarda olduğunuz halde yitirdiğiniz oy yüzdesi mi panikletti sizleri? “Çözümsüzlük çözüm değildir” diye diye hemen her konuda çözümsüzlüğe saplandığınız için mi, bir kağıt parçası üzerinde fırtınalar koparmaya çalışıyorsunuz?