Bir Kasımın tek çıkış yolu; Başkanlık

Türkiye seçimden seçime yoruldu artık. Son seçimden sonraki 2–3 aylık seçim hükümeti sürecinde şu durumu net bir şekilde gördük. Koalisyon hükümetleri Türkiye’ye göre değil. Koalisyon hükümetlerini geçelim artık koalisyon dahi kuramaz bir duruma gelmiş bir Türkiye siyaseti var. Siz seçmen olarak milletvekillerini meclise gönderiyorsunuz partiler anlaşamıyor. Kırmızı çizgiler havada uçuşuyor. Hiç lafı uzatmaya gerek yok. Tek çözüm başkanlık sistemi.

Türkiye hiçbir zaman başsız kalmamalı. Bir ülkenin nasıl başsız felaketlere sürüklendiğini Yunanistan sokaklarında gezerken gördüm. Huzur yok, güvenlik yok. Ülke resmen batmış. Yunanlı bir kadın yanıma geldi ve dedi ki;

- Evladım siz Türk müsünüz?

- Evet dedim. Bana döndü ve o yunanlı kadın gururlanacağım şu sözleri söyledi:

- Evladım sizin iki lideriniz var, ne olur Abdullah Gül’ü bari bize verin.

Yurt dışına çıktığınızda anlıyorsunuz ülkenizin nasıl sağlam iradeyle yönetilip dünyada prestij yaptığını. Biz Osmanlı torunlarıyız. Atalarımızda hep tek ses olmuştur. Birlik ve beraberlik içinde olmuştur. Adalet olmuştur. Yargı hakkıyla olmuştur. Şu anda ülkemizin geldiği noktada ülkemizin yedi düvelde düşmanı var. Aklımızı başımıza toplayıp kim başkanlık sistemini vaat ediyorsa ona oy vermeliyiz.

Bakıyorum da bazı partilerin seçim beyannamelerine tebessüm ediyorum. Siz değil miydiniz seçim hükümetine bakan vermeyen. Anayasa emretmesine rağmen resmen karşı gelerek geçici hükümetin kurulmasına destek vermediniz. Üç ayda Türkiye’yi resmen politik zevklerinize malzeme yaptınız. Mevzu memleket ise gerisi teferruat demeliydiniz. Düşünmediniz hiç kırmızı çizgilerinizde diretirken vatandaşın markette aldığı gıdaların ikiye üçe katladığını. Şimdi ise çıkmışsınız taşerona, emekliye, şuna buna vaat sıralıyorsunuz. Erbakan hocamın güzel bir sözü vardı; - Hadi oradan… Hadi oradan. Hadi 7 Haziranda bu vaatlere kanıldı. Gerçekten samimi olsaydınız; erken seçim değil kırmızı çizgisiz ortak paydada hükümet kurulup emekliler, taşeronlar ve diğer vaatleri yapmak için gayret ederdiniz. Sözünüzü tutmak için çabalardınız.

Artık ülkemizin kaybedeceği zamanı yok. kim başkanlık sistemini getirecekse benim oyum ona. Lafın özü bu. Ben bu ülkede genç askerlerimizin kanını döken yalancı Sazcı ve saz arkadaşlarına da kanmam. Kırmızı çizgili Kuru vaatlere de kanmam artık. Hiçbir zaman da kanmadım Allahın izniyle. Temennim; İnşallah 1 Kasımda tek başına etkili ve yetkili bir sonuç çıkar ve en kısa sürede ülkemize başkanlık sistemi gelir.