- Kategori
- Şiir
Bir kaya dibinde yeniden doğacaktır bu can
Elbet bir gün
Bir gün, uzak yalnızlıklar çalacaktır kapımı
Göze görünmeyen bir can
Bir can, saracaktır sürgündeki aşk yaramı.
Bir gün,
Aydınlıkta yürümeye korkan düşlerim
Karanlığı seçecektir emeklemek için.
Nazik parmaklarına alıştığım Meltem
Keskin bir bıçak sırtı gibi
Acıtarak geçecektir tenimden
Kanatarak umutlarımı
Yakacaktır bedenimi yeniden...
Ölüm,
Ölüm mü, boynun bükmüş
Suskun suskun bakacaktır yüzüme.
Çıplak bir Sonbahar ağacı utangaçlığındaki ruhum
Mahcup bakışlarıyla yakacaktır akıl kandillerini
Yeniden hep yeniden...
Biliyorum, her dönemde
Parlak ışık sunmayacaktır Güneş tutkularıma...
Bazen de gök kubbeye çakılan iri başlı çivilerle
Aydınlanacaktır bu daracık hapishanem! ...
Ama bir gün, inanıyorum ki;
Bir umut görürse bu gözler ardı sıra yürüyen
Yıllanmış şarap misali taşacaktır mahzeninden
Sayısız aşk şarkıları toplayacaktır akan suyun üstünden
Ve haykıracaktır yeniden:
“Gönül Ferman Dinlemez”...
Yeni doğan bir günle; çok uzaklarda,
Bir kaya dibinde yeniden doğacaktır bu can,
Yeniden gebe kalacaktır binlerce çiçeğe bu yürek
Ve gizli bir elle, binlerce tohum salacaktır gönüllere
Kendi umutlarında yeşeren,
Kendi gülüşlerinde konuşan...
Evet bulutlar dağıldı, dalgalar sakin,
Umutsuzluk iskele dibinde.
Doğa
Doğa ki, yeni bir dünya için
Aydınlıkla yıkanıyor...
Rukiye Çelik
10.06.2008 14:28:00