Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Ağustos '10

 
Kategori
Kitap
 

Bir kitap: "Gavur Köy'ün Boranı'nı" okurken

Bir kitap: "Gavur Köy'ün Boranı'nı" okurken
 

Bu yapıtın öykü yazarı Sultan Su Esen’i geçen yıllarda Kuşadası’nda yapılan Öykü ve Şiir Günleri’nde düzenlenen etkinliklerde tanıma fırsatını buldum.

Sultan Su Esen, Diyarbakır doğumludur. Hemşehrim olması nedeniyle benimle fazlasıyla ilgilendi, cana yakın, hatırnaz, sıcakkanlı bir sanatçıdır. Şu anda sizlere tanıtmaya çalıştığım<ı> “Gâvur köy’ün Boranı” adlı öykü kitabını <ı>“ Sayın Abdülkadir Güler’e 1. Kuşadası Öykü ve Şiir Günlerinde ses, söz ve renklerin buluşmasında tanışmamız adına, sevgiler, hemşerilik duygularıyla dostluklar ”diyerek imzalamışlardı.

Bu incelikten dolayı burada ben de teşekkürlerimi sunuyorum. Sultan Su Esen, ilk ve orta öğrenimini Diyarbakır’da okuduktan sonra, Ankara Kız Lisesi’nden mezun oldu. Gazi Eğitim Enstitüsü Almanca Bölümü’nü bitirdi. Bu arada Anadolu Üniversitesi’nde Lisans eğitimini başarıyla tamamladı.

İlk şiir kitabı olan “Yürek Kıpırtıları” ( Şiirler)’i 1996 yılında yayımlandı.. Sultan Su Esen, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı çeşitli orta dereceli okullarda bir süre öğretmenlik yaptıktan sonra emekliye ayrıldı ( 2004 ). Sultan Su Esen, şiir ve öykülerinin yanı sıra sulu boya çalışmaları da vardır, yaptığı kendine özgü resimlerle çeşitli karma ve kişisel sergilere de katılmaktadır.

Ayrıca öykü dalında Aykırı sanat kültür ve sanat dergisinin düzenlemiş olduğu öykü yarışmasında 2004 öykü ödülü, yine Söke’de yayımlanan Beşparmak Dergisi’nin “ Samim Kocagöz Öykü ödülü “ öykü yarışmasında ödüle layık görülmüştür (2005 ). Sanat, kültür, Edebiyat etkinliklerinin yanı sıra, Sultan Su Esen, Edebiyatçılar Derneği, Türkiye PEN Yazarlar Derneği, Yabancı Dil Komisyonu’nda çeşitli görevler alarak eserleriyle ve özgün çalışmalarıyla katkıda bulunmuştur.

Aynı zamanda bu başarılı kadın öykü yazarımız Sultan Su Esen, Çağdaş Türk Dili, Birleşmiş Milletler Türk Derneği üyesidir. Halen Ankara’da oturuyor sanat ve kültür çalışmalarıyla yazmayı sürdürüyor. Gâvur Köy’ün Boranı 96 sayfa olup kitabın kapak düzeni Safiye Mine, Volkan Aslan tarafından hazırlanmıştır. Kapak kompozisyonun düzenli bir albenisi vardır. Yapıtın arka kapağında papağanı ile konuşan Sultan Su Esen’in bir fotoğrafı yer alıyor.

Bu karelerde öykülere nasıl başladığını şöylece özetliyor: <ı>“ Öykü kitaplarını başucumdan ayırmaz oldum. Yazdığım kısa denemeler, yol notları kitap yazıları, beni hep bir yerde topluyordu. Öykü yazmak, o hale geldi ki, yolda giderken karşılaştığım kişi ve olaylar, bir kahvede, lokantada yanı başımdaki insanlar, hatta arkadaşlarımın anlattığı bana öykü yazmak tutkusu veriyordu. Çünkü gördüğüm kişilerde benim kahramanlarımdı…”

Yazarımız Sultan Su Esen, bu düşüncelerle buradan yola çıkarak öykülerini yazmaya başlıyor… Aldığı birkaç ödülle öykü ve yazın evreninde yerini alıyor. “ <ı>“Yaşasın edebiyat, yaşasın öykü” dediğine ben de hak veriyor ve bu birleştirici ve yapıcı düşüncelerine katılıyorum. Zaten elimizdeki öykü kitabı Edebiyatçılar Derneği’nin katkılarıyla, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası’nın açmış olduğu öykü yarışmasında ( SES 5. Kültür Sanat Ödülleri yarışmasında) birincilik ödülü almıştır. Bu yapıt adı geçen dernek tarafından yayımlanmıştır.(2003) , derneğin bu olumlu ve destekleyici tutumlarını bir yerde alkışlıyor, sanatımız ve kültürümüz adına seviniyorum.

Elimizdeki eserde sekiz tane öykü vardır:

Beni öykü yazmaya götüren / Analar ve Kızlar / Trende / Sebo ile Beko / Yeğenim Roza / Uzaklarda / Eski Yıkıntılar Arasında / Yer Altında İniltiler / ve Gâvur Köy’ün Boranı adlı öykülerden oluşuyor. Yapıtın en uzun soluklu öyküleri: “Analar ve kızlar / Trende / ve adını kitaptan alan Gâvur Köy’ün Boranı “ adını taşıyan uzun soluklu öyküleridir. Hatta bu son öykü 18 bölümden oluşuyor…

Öyküler düzenli bir kurgu ile kaleme alınmıştır, öykülerde düzgün, yalın, çarpıcı, duru ve anlaşılır bir Türkçe ile yazılmıştır. Ağdalı ve yabancı sözcüklere asla iltifat etmemiştir... Yazarımızın akıcı, sıcak bir üslubu vardır. Öykülerinde özellikle yöresel mahalle kültürünün ortaya koyduğu folklorik değerlere önem vermiş olup, bununla ilgili sözcük ve değimleri aşağıdaki satırlarda örnek vereceğim.

Sultan Su Esen, öykülerinin konularını genellikle kırsal kesimden, uzun yıllar yaşadığı ortamdan, Güneydoğu ve özellikle Diyarbakır yöresine uygun çevrelerden almıştır. <ı>“ Sebo ile Beko, Trende ve Gâvur Köy’ün Boranı” adlı<ı> öykülerde olduğu gibi. Öykülerinde yer aldığı kahramanları yakından tanıyor, onların fiziksel ve ruhsal yapılarını gerçekçi ve objektif gözlemlerle yalın ve çarpıcı bir dille sergilemeye çalışıyor; bundan da başarılı olduğunu görüyoruz.

Sultan Su Esen’i yakından tanıyan eğitimci, yazar Mehmet Aydın, <ı>“ Yaşamı Çoğaltanlar” adını taşıyan yapıtında şunları yazıyor:<ı> “ Her öykü yaşamın belli kesitleriyle, yazarın kendi yaşantısını içermektedir. Kişisel ilişkiler ele alırken fiziksel ve tinsel portreler aynı ağırlıkta işlenmiştir. Hemen her öyküde yaşanan etnik, dinsel aile ve köy-kent çelişkileri sergileniyor. Köyler ve mezralardaki katı törelerin toplumda açtığı derin yaralara parmak basıyor.(..) yeryüzünde yaşayan herkesin insan değerleriyle donanmış olmasını yeterli sayar. Öykülerinde kendi yaşantılarına yer verirken, kişilerin adlarını değiştirir.( Son öyküde olduğu gibi” Gavur köy’ün Boranı/ .71-95)…Onun anlatımındaki uyum ve akılcılıkla yalın dil, öykülerine ayrı bir güzellik katmaktadır ” ( 1 ) .

Sultan Su Esen, öykülerinde insanların yerine kuşlardan ve değişik hayvanlardan da yararlanıyor. Örnek olarak “ Gavur Köy’ün Boranı” adını taşıyan eserinde sağlıklı bir diyalog içinde olan şu hayvan isimlerine rastlıyoruz.

İşte bunlardan birkaçı: <ı>Güvercinler, tavus kuşları, akrepler, başı tülbentli akrepler, yılanlar, zehirli yılanlar, karayılanlar, Karasığırcıklar, kurnaz tilkiler, çekirgeler, penguenler, papağanlar, aslanlar ve kaplanlar, çakallar ve ağustos böcekleri gibi benzer hayvan isimlerini simgesel olarak kullanmaktadır.

Toplum içinde yanlış bulduğu her türlü etnik ve dinsel ayırımcılığa karşı neşter vurmaktadır. Bu kendine özgü yalın ve çarpıcı, arı, duru, akıcı bir Türkçe ile kimi zaman yakından tanıdığı güneydoğu sorunlarına da ayna tutmaktadır. Aydın bir yazar ve kadın olarak öyküleriyle bir yerde açıklık getirmektedir.

Öykü yazarımız Sultan Su Esen’in bu yapıtında özellikle öykülerinde yer alan bazı folklorik sözcük ve değimlere de rastladım, bunlardan birkaçını da sizinle de paylaşmak istiyorum:

" <ı>Güzel ile çirkin/ varsıl ile yoksul ( s.10 ), Dert insanı söyletir ( s.14 ), Her şeyde bir hayır vardır / Hayırlı yolculuklar (s.34 ), Kız oğlan kız (s.45) İğdiş edilmiş erkekler / İt uğursuz / Uzun yıllar bir yatakla, bir yunak ( s. 66 ), Dilbaz serçe, yaşlı çınar, yavru boran ( s.72), Dün geldi, bugün baş köşeye konuk oldu ( s.75 ), Bana dokunmayan yılan, bin yıl yaşasın, başı tülbentli akrepler, baldırı çıplaklar (s. 78 ), Kuş dili, kınalı saçına, sürmeli gözüne, güzel boyuna, yılan başlı bilezikler (s.80) kaşla göz arasında ( s.82 ), Her kuşun eti yenmez, bizler kuş dili bilmeyiz ( s.83 ) Ne idüğü belirsiz bir kuşu nasıl aramıza katar bu densiz! (s. 84) Penguenin tuzu kuru, edalı edalı yürüdü (s.90 ), Ne idüğü belirsiz, renksiz kuşlar (s.91)Denize düşen yılana sarılır (s.93) gibi yöresel folklorik sözcüklere de yeterince yer verdiğini görüyoruz..

Sultan Su Esen, Diyarbakırlı olduğu için yörenin çarpık, eksik toplumsal sorunlarını, varsıl ( zengin ) bir dille bunları öykülerinde yer veriyor ve canlı tutmaya çalışıyor. Ayrıca S.S. ESEN’İN öykülerinde iyi bir gözlemci olduğunu görmek olasıdır. Bunları öykülerinde okuyunca daha kolay anlaşılıyor.

Sonuç olarak, Sultan Su Esen, <ı>”Gâvur Köyü’n Boranı” adlı öykü kitabını bir solukta okuduğumu söylemek isterim. Bir daha bir daha okumak isterim. Her okuyuşta hoş saatler yaşadım, keyif aldım. Toplumsal ve sosyal sorunlarımıza ayna tutmaya, ışık vermeye çaba gösterdiği için öykü dünyasında her zaman adından söz edeceğine inanıyorum. Bu başarılı öykülerinden dolayı ilerde roman da yazacağını tahmin ediyorum. Çünkü öykülerinde geniş betimlemelere, çarpıcı gözlemlere, kişileri öykünün havasına uygun olarak özen gösterme çabası içindedir.

Öykülerinde kurgu ve betimsel yapıyı rahat kullanıyor. Fazla abartmalara kaçmıyor, olaylara gerçekçi, inandırıcı bir yaklaşımla bakıyor. öykülerinin yer aldığı coğrafyayı ve öykü kahramanlarını yakından tanıyor..İlerde roman da yazacağına inanıyorum. Öykülerinde giriş, gelişme ve sonuçları belirgindir. Sürükleyici, akıcı ve yalın bir Türkçesi vardır, tebrik ediyor, başarılarının bol olmasını diliyorum.

1) Gâvur Köy’ün Boranı/ Öyküler- Sultan Su Esen/ Ses Yayınları 2003 / Ankara.

2) Yaşamı Çoğaltanlar/ Mehmet Aydın- Karınca yayınları Mayıs 2005 / Ankara.

 
Toplam blog
: 2227
: 832
Kayıt tarihi
: 27.06.09
 
 

1946 Mardin ili, Kızıltepe ilçesi'nin Esenli köyünde doğmuştur. İlk ve ortaokulu Kızıltepe'de bit..