Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Mart '09

 
Kategori
Felsefe
 

Bir kitap okudum hayatım değişti! (mi?)

Bir kitap okudum hayatım değişti! (mi?)
 

<ı>"Bir kitapla ba<ı>şlad<ı>ı<ı>m ve o beni bir kütüphaneye götürdü ve o da her yere." Terry Pratchett

<ı>“Bir kitap okudum hayatı<ı>m tamamen değişti, artık ben yeni bir benim. Bir eğitime katıldım dünyaya bakışım tamamen yenilendi artık farkındayım...” gibi söylemlerle sıkça karşılaşmaktayız. Aslında iki olasılık vardır. Ya kişi kendi kabını doldurmuştur ve bu son etkili eser çağlayarak akmasını sağlamıştır, ya da kişi okuma alışkanlığı olmayan çok nadir okuyan biridir ve ilk defa etkilendiği bir eser okumuştur. Her iki koşulda da bir şekilde yola koyulma mevzu bahis olduğu için ikisi de olumludur. <ı>“Bir kitap okudum hayatı<ı>m değişti<ı> zannettim; oysaki o benim silkinip üzerimdeki ölü toprağı<ı>nı <ı>atmama vesile olan onlarca kitabı okumamı<ı> sağlayan<ı>, bana okumayı<ı> sevdiren, <ı> yola koyulma kitabı<ı>mdı...”<ı> ifadesi ikinci durum için daha uygundur. Birinci durumda ise kişi yıllardır yığdığı birikimine biraz acımasız davranmaktadır ama belli ki edinilen etki olumlu yönde yadsınamaz derecededir.

Hayatı bir anda keskin değiştirecek etkinin tohumları kendi farkında olsun olmasın daha öncelerde ve derinlerde kişinin kendince sulanmaktadır. Ani etki önemlidir ancak daha önemli olan onun kalıcı olması ve edinilen çıkarımın eyleme geçirilerek uygulanmasıdır. Eğer sadece söylem olarak kullanılıyorsa, içi dolu değilse kısa zamanda bu edinilen sözde etki de uçup gidecektir.

Bir eser kişiye yeni bakış açıları, düşünce fırtınaları, yeni sorgulamalar getirebilir. Bu güçlü bir etkidir. Kimileri <ı>“Tek kitapla değ<ı>işen bi<ı>r hayatsa zaten bo<ı>şa yaşanm<ı>ış<ı>tır. K<ı>itap okuma alış<ı>kanlığı olmayanların “yürü be koçum kim tutar seni, aslansın, kaplansın” tarzı bir kitapla hayatı çözdüğünü zannetmesidir.<ı>” derler. Bu yaklaşım biraz acımasız olsa da kendi içinde haklılık payı da vardır. Gelişim ve değişim bir süreç işidir. Kimi hızlı kimi yavaş, değişmek isteyen değişir. Bizi de bizden başka kimse kurtaramaz. Söz konusu kitap gerçekten kişinin yaşamında bir farklılık, hayatında bir farkındalık sağlıyorsa, o bir ateşleyici, bir kıvılcım yakıcıdır. Sonra, birey yılmadan usanmadan bir hayat tarzı olarak olumlu dönüşümün meşakkatli yoluna koyulur.

Ayrıca bilgelik tüccarlarının <ı>“Bir kitap okuyacaksı<ı>nız, bir film izleyeceksiniz, bir seminere katılacaksınız hayatınız değişecek...” söylemleri ile yaptıkları pazarlama da ayrı bir konudur. Elbette konu hakkında ehil biri tarafından bir emek harcanıyor, bir eser yazılıyor veya bir yer tutulup, giderler karşılanıyor ve ayrılan vakte makul bir karşılık isteniyorsa, bu doğaldır. Aydınlanmaya sadece ama sadece ticari bakanların klasik söylemi şöyledir:<ı>“Para da bir enerjidir. Bedel ödemeden almak ne demek, sizi bedavacı<ı>lar. Bilgi paralıdır, <ı>para verirse önem verir, yoksa bedava olsa i<ı>şe yaramaz. B<ı>ir ihtiyaç var onu kar<ı>ş<ı>ı<ı>lıyoruz, pamuk eller cebe<ı>, uçu<ı>şsun <ı>üç basamaklı<ı> <ı>dövizler...” <ı>“Her devirde avama yapı<ı>lacak en iyi şey onun parasını almaktır ve her daim alacaklar da çıkacaktır” acımasız sözündeki haklılık payı da ne yazık ki akıldan çıkarılmamalıdır. Sürekli <ı>“ko<ı>şulsuz sevgi<ı>, ko<ı>şulsuz sevgi<ı>” diye kelebek misali uçuşanın önce kendini sevmesi gerekliliği hatırlanmalıdır. Öğrenilen bilgi ve söylenen sözden çok daha önemlisi bireyin neyi, nasıl eyleme geçirdiğidir. Doğan Cüceloğlu’nun <ı>“Mi<ı>ş gibi yaşam<ı>lar” kitabını önemle hatırlatmak isterim. <ı>“Üç derste insan-ı<ı> Kamil olmak, yapamam deme, yaşamın sırrı, onun sırrının sırrı, kahve molasında ezoterizm, hafta sonunda kabala, dört derste hızlı eğitici sertifikası, hızlandırılmış <ı>ki<ı>şisel <ı>geli<ı>şim e<ı>ğ<ı>itimi vs...<ı>” <ı>“fast food” misali tüketim ürünleri haline gelmiştir. <ı>“Senin gelmene de gerek yok uzaktan telefon ile hayatı<ı>nı düzenler, <ı>koçluk yaparı<ı>m sana” geldiğimiz son noktadır. Bir ömrün üzerine harcanacağı kişisel gelişim yolu kısa sürede tarumar edilerek güya hap formatında yutturulur.<ı> Bir bahane de:<ı> “Zaman çok kı<ı>ymetli”dir.<ı> “Bir kitap okudum hayatı<ı>m değişti!" kısa yoldan, kendini zorlamadan bir şeylere ulaşmak isteyenlerce kullanılırsa maalesef çok da anlam ifade etmeyen bir cümledir. Unutulmaması gerekli olan söz şudur:<ı> "Her <ı>şey insan<ı>ı<ı>n kendisinde biter."

<ı>"Bir kitap okudum hayatı<ı>m değişti!" sözü aslında yaşantının iyi, doğru ve güzele doğru evrimleşmesini sembolize eder. Kişinin sırayla kendini bilme, bulma, tanıma ve idrak etme aşamalarının ateşleyicisidir. Keşif serüvenini başlatır. Her insan esas olarak sadece kendini geliştirip değiştirebilir. Dışarıdan bir başkasının yolunu paylaşarak yaptığı etki ancak hazır olan potansiyel için faydalı olacaktır. Krishnamurti şöyle diyor: <ı>"Tek amacı<ı>m var: insanın özgürleşmesi; insana sınırlarını yıkmak konusunda yardımcı olmak.”

Yaşamlarımızda analitik düşünce tarzı önemlidir ve edinilen bilgilerin bireyce sentezi şarttır. Düşünmek ve sorgulamak önemlidir. Analitik düşünce sistematiği wikipedia ansiklopedisinde şöyle tarif edilmektedir: <ı>“Sadece gerçeğ<ı>e bağlı, hiçbir yönlendirmenin yönlendiremediği; tahminlerin, <ı>özellikle duyguları<ı>n, ön yargıların belirlemediği; kişiye, gruba, ülkeye ve tüm insanlara rağmen, sadece ve sadece doğru olanı bulma çabası<ı>dı<ı>r.”<ı> “Dü<ı>şünmek ve de<ı>ğ<ı>erlendirmektir. Burada düşünme eyleminin kaliteli olması gereklidir. Yoksa istemsiz, refleksi bir düşünme söz<ı> konusu olur. Bu nedenle bilinçli, yani istemli bir dü<ı>şünme sistemati<ı>ğ<ı>i kritik ve analitik olma amacı açısından ilk temel başlangıç noktasıdır. Bunun <ı>için: Sahip olunan bilgiyi analiz etmek çok önemlidir. Verilerden bir sentez olu<ı>şturmak gerekir.<ı> Sonra da bunları<ı> değerlendirip bir neticeye ulaşmak önemlidir.<ı>” Bu tarz düşünme sistematiği bireyin yolu için gereklidir.

<ı>“Demek senin hayatı<ı>n bir kitapla değişecek kadar sıradan bir hayatmış, bu kitaba kadar hiçbir şey biriktirmemiş, düşünmemiş, öylesine yaşamış<ı>sı<ı>n<ı>...” demek yerine eğer o kitap bireye okuma alışkanlığı kazandırmışsa veya gerçekten sürüden ayrılması için zihninde bir ışık yakmışsa bu da çok önemli bir etkidir. Kişi daha çok okudukça daha fazla değişecek ve yenilenecek sonra da bunların bir sentezini yapacaktır. Birey düşünmeye ve sorgulamaya da başlayınca zaten bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.

Her kitap bizdeki eksiği de yüzümüze vurur. İçimizdeki boşluğu gözlerimizin önüne serer ve bize farkındalık katar. Değişim, gelişim için fırsatlar sadece altyapı olarak hazır olanlara gelir. Bir kitap ile hayatın değişmesi söylemi aslında altyapısı hazır olmayanın aceleciliğinin de ifadesidir, bünyesinde yüzlerce eksik kitap ve birikimi barındırır. Onlarca yüzlerce kitap okuruz, bunlardan demleniriz, yaşama yansıtacak çıkarımlar elde eder yıllar içerisinde bir kısmını uygulamaya da geçirebiliriz; bir kısmını ise ne kadar uğraşsak, doğru olduğunu bilsek de eksikliğimizden tam olarak uygulayamaya da biliriz ve hayatlarımız ufak ufak da olsa, büyük adımlarla da olsa işte o zaman kalıcı olarak değişmeye başlar. İç hesaplaşma önemlidir, kişinin kendine soracağı soru şu olmalıdır: <ı>“Onlarca kitap okudum, peki, ne kadarı<ı>ndan edindiğim çıkarımı hayatıma yansıtabilip uygulayabildim ?”

<ı>

<ı>“Kitap bilgisi ki<ı>şiyi evren bilgisine taş<ı>ı<ı>mazsa yük olur.”

Berk Yüksel

 
Toplam blog
: 242
: 32770
Kayıt tarihi
: 09.03.07
 
 

21 Aralık 1973, Ankara doğumludur. Lisans ve yüksek lisansını “İşletme” alanında yapmıştır. Araşt..