Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Ekim '12

 
Kategori
Kültürler
 

Bir konuk: Prof.Dr. İsa Kayacan Yazıyor:

Bir konuk: Prof.Dr. İsa Kayacan Yazıyor:
 

Prof.Dr. İsa Kayacan...


Bugün bu Milliyet Blog köşemizde değerli gazeteci yazar Prof. Dr. İsa Kayacan iki  değerli bulduğumuz yazısıyla konuğumuz oldu. Oysa Sayın İsa Kayacan, bir aydan beri Ankara'da  bir ara rahatsızlanmış ve hatta bir süre Atatürk Hastanesi'nde  tedavi altına alınmıştı.  Şimdi çok şükür  huzurura kavuştu Sayın Kayacan... Eski sağlık günlerine bir daha kavuştu. Kayacan, zaten  50 yıldan bu yana sanat ve kültür dünyasında yazıyor. Üretken, çalışkan bir insandır.  O boş durmayı asla sevmiyor. Tekrar değerli yazılarıyla   yine aramızdadır. 

Sayın Kayacan'a hem hoş geldiniz diyor hem de tekrar geçmiş olsun dileklerimizi tazeliyoruz. Bize gönderdiği  yazılarında  değerli  bilim adamı ve araştırmacı   yazar  folklor uzmanı  Prof. Dr. Sayın Saim Sakaoğlu ve Tiyatrocu Mukadder Özakman'dan söz ediyor. Eserleriyle ilgili düşünceleri vardır. Biz de cümlesine selam ve saygılar gönderiyor, sözü Sayın İsa  Kalyacan'a  bırakıyoruz.

Şimdi söz sırası  KAYACAN'DA:

1- Karacaoğlan der ki

Pof. Dr. Saim Sakaoğlu  hocamızın her yayını, her makalesi dikkatle izleniyor. Feyzalınan ağırlıklarıyla belliklerimizde yer ediyor.

Yenilerde bir kitabı daha geldi. Adı: Karaca Oğlan Der ki ( Eleştiri yazıları ). 276 büyük sayfayla Kömen Yayınları arasında Günyüzü görmüş.

Kitap on iki bölümden oluşmuş. İlk bölümde, “Bir eleştirmen var idi”  hatırlatmasından sonra, sıralanıyor:

Bilimsel eleştiri, ya da bilim ahlakı,

Bilimsel hakemlik mi, bilimsel soykırım mı?,

Yüzyılın bilimsel eleştirisi:

Eleştirinin, eleştirmenin ve hakemlerin namusu ya da,

Eleştirinin şefaleti ve intihalin zaferi,

Zalimana  bir “Bilimsel eleştiri”,

Bir yazı başlığı: Beni eleştirme!

Öteki bölümlerde, ( 2. bölümde ) Okumadan eleştirilen kitap: Karaca Oğlan-I,II,III’den sözediliyor. Zaten Prof.Dr.Saim Sakaoğlu hoca, masamızdaki bu kitabını, Dürüst eleştirmenlere, bilim ahlakına uyanlara ve yalanlar karşısında doğruyu savunan bütün kalem sahiplerinin armağan etmiş.

Öteki bölümlerde, Karaca Oğlan’ın sopasından sözederek Başkalarının da intihal yapacağından, hafıza tazeliyen yazılardan, düşündüren belgelerden örnekler verilmiş.

-“Elinizdeki kitabı yorumlamakta güçlük çekebilirsiniz. Bu kitap niye yazıldı diye sorabilirsiniz dendikten sonra açıklamalarda bulunuluyor.

-“Bilim tarihinin büyük çabalarla aklanan! en fiyakalı intihali ile, en rezil eleştirisi bu kitabın satırları arasında buluştular. Mutluluklar diliyorum” denilişini de dikkatle izliyoruz.

16 ncı sayfaya bakıyoruz. Bu sayfanın ortasında bir ara başlık; Şairene bir vasiyet. Şöyle başlıyor:

Şiir de yazan ve bu ürünlerinde Duacı takma adını kullanan Selçuklu tarihçisi Kamil Şahin’in intihalden canı yanmış, 2004 tarihli bir vasiyetini aşağıya alıyoruz:

 

Evlatlarım sakın ha, intihal yapmayın,

Sakın kimsenin ilmini çalıp kapmayın.

Çünkü her araştırmada, ararlar bir şek,

Benden intihal yapan eş…. şek,

Duacı sen onlara bırak, var işine git,

Benden hırsızlıkla ilim çalan i.oğlu.t.

           

2- Mukadder Özakman’dan:

Karagöz

 Oyunlar ve çevreci Ortaouyunu.. Karagöz. Hayrettin İvgin dostumun bana ulaştırdığı Mukadder Özakman imzalı 240 sayfalı büyük boy bir kitap.

            Merkezi Ankara’da bulunan (Milletlerarası Kukla ve Gölge Oyunları Birliği) Türkiye Milli Merkezi Yayınları arasında Günyüzü görmüş.

            Önsöz, UNIMA Türkiye Milli Merkezi Başkanı Mevlüt Özhan’a ait. Üç sayfalık önsözün bir yerinde:

            -“Karagöz oyun metinlerinin yayınlanması Osmanlı’nın son dönemlerinde başlar. UNESCO tarafından 2009 yılında Türkiye’nin Somut Olmayan Kültürel Mirası olarak kabul edilen Karagöz’ü yaşatmak, tanıtmak ve geliştirmek için değişik çalışmaları gerçekleştirmeliyiz” deniliyor.

            Mukadder Özakman’ın şiirleriyle, Karagöz anlatımının zenginleştirilmesini sağladığı görülüyor iç sayfalarda. Hacivat-Karagöz söyleşileri, atışmaları, birbirlerine karşı, söz üstünlüğü sağlamak için gösterdikleri çabalar, örnekleriyle kitap sayfalarında verilmiş.

            Sayfa 41’deki “Karagöz 1974” başlığı altında verilenlerden, yazılanlardan: Karagöz, pencereye bakar. Efekte alkış sesleri işitilir. Hacivat görünür. Efekte alkış sesleri duyulur. Hacivat, aşağıdaki semaiyi müzik eşliğinde okur: (Semai 12 dörtlükten meydana geliyor):

 

Bir ışık hızıyla geçiyorlar,

Dopdolu beklerken, boş kazan geldi!.

Hani sayın baylar, nerde adaylar?,

Ramazan gitmeden, Ramazan geldi.

 

Ne bakan, ne müdür, Mukadder bilir,

Eski dost üstüne yenisi gelir,

Onlar bir göçsün bak, İşler düzelir,

Gerçeği böylece bir yazan geldi!..

Hacivat ve Karagöz resimleri, sembolleşmiş, görüntüler, kitabın iç sayfalarında görüntü zenginliği sağlamış. Mukadder Özakman, oyunların içeriğiyle ilgili değerlendirmelerini şiirlerle sunmuş. Hacivat ve Karagöz’ün oyunlarını, söyleşilerini karşılıklı konuşma, atışma, söyleşi biçiminde sürdürürken, bakıyorsunuz, Hacivat veya Karagöz bir şiir okuyorlar.. Mukadder Özakman şiirleri bunlar. Sayfa 164’deki “Cep Telefonu Destanı” vermek istediğimiz örneklerimizden. Destan 8 ayrı dörtlükten meydana geliyor. Son dörtlüğü:

Uzar gider, Cep Telefon Destanı,

Ey Mukadder, ceplileri sen tanı

Kontör olsa kurtaracak vatanı,

Mangalda kül bırakmıyor, cebi var!..

 
Toplam blog
: 2227
: 832
Kayıt tarihi
: 27.06.09
 
 

1946 Mardin ili, Kızıltepe ilçesi'nin Esenli köyünde doğmuştur. İlk ve ortaokulu Kızıltepe'de bit..