Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Mart '12

 
Kategori
Deneme
 

Bir konuk yazar ve Badem Ağacı

Bir konuk yazar ve Badem  Ağacı
 

Yazarın özlemini çektiği şehir KIRŞEHİR.


Badem Ağacı üzerine birçok sözler söylenmiş ve şiirler yazılmıştır. Geçenlerde Kırşehir’de yapılan Âşık Paşa 2. Ulusal Şairler ve sanatçılar buluşmasında hazırlanan gecede okunan şiirler, söylenen şarkılar ve dile getirilen Kırşehir’e özgü şiir adında belleklerimizde, dimağlarımızda derin izler bıraktı. Bazıları unutulup gitse de ancak 19 Kasım 2011 gecesinde şairler buluşmasında bir söyleşi havasında geçerken içimizden bir bayan aynı zamanda ressam olan Gültekin Özcan Hanım, söz alarak “ ben de sizlere hazırladığım bir denememi sunmak istiyorum “ dedi.  Gültekin Özcan Hanım, yaklaşık yarım asra yakın bir zaman dilimi Kırşehir’den uzakta ve gurbettedir. Bir yerde sıla özlemi çekmektedir. Onu anlayan sadece bir badem ağacı vardır. Kervansarayın eteğinden onu seyrediyor. Çocukluğunun geçtiği Kırşehir’i özlüyor. Kırşehir ve Âşık Paşa Türbesini, Cacabey Camisini, Ahi Evran’ı özlüyor. Çoktandır yâd ellere düştüğünü sorguluyor. Biraz da vefasızlardan söz ediyor, badem ağacının bunlardan çoğundan vefalı olduğunu belirtiyor. Onu arayan bir dostunun özlemini çekiyor. Bir yerde Kırşehirli hemşerilerine bir sitemde bulunuyor.  Sevdiklerinden ayrı kaldığını ve yalnız kaldığı ifade ediyor. Güzel ve akıcı, duru ve yalın bir Türkçe ile okuduğu ve bir hayli alkış aldığı   “BADEM AĞACI” adlı denemesini bana imzalı olarak armağan ettiler. Bu güzelim denemeyi burada ben de sizlerle paylaşmak istiyorum. Şimdi söz sırası Gültekin Özcan’da:

Kervansaray’ın  eteğinde seyrediyorum, bir badem ağacıyla….Beni gurbete gönderdiğinden beri  pek  bi değişmişsin. Yıllar önce boynumdan kopan kolyemin  boncukları gibi dağılmışsın sağa,sola….Gözlerimle,ellerimle toplamak mümkün değil. Ama ben aynıyım işte! Yine o günkü gibi sevdam… Âşık Paşa türbesi şehrin ortasında; arı Türkçesiyle,  bağrında ebedi huzura kavuşan sakinleriyle, yolculuğun dönüşü her fırsatta hatırlatmada. Ahi Evran Veli, yarenleriyle günümüzde de bizimle. Selçuklular zamanında rasathane olan Cacabey Camii haklı tarihi onurunu cıncıklı minaresiyle tek elinde tutmakta. Sormak istiyorum; yıldızlar hala gündüze neden küskün, yok mu bunun ortay olu? Kümbetlerimizde çocukluğumda duvarlarında oynadığımız saklambaç göremedim içimde…

İsmin geçtikçe içim hala titriyor, ağlıyorsun. Sinemdeki kapanmayı beceremeyen yaramı hep kanatan hançersin. Yolların. Sokakların artık hasretleri kavuşturuyor., uzaktan siliyormuş.  Bu bana da hissettir ne olur? Nüfusun nerdeyse yüz bine ulaşmış. Kaldırımların pek kalabalık cıvıl cıvıl rengârenkmiş. Benim yalnızlığımda bunun anlamı yok… 

Çoktan yâd elleri bağrına basmış, eski eski sevdalara işi olmazmış; Hirfanlı’da yenilerine yelken açmış. Sadece bana çalım atıyorsun, kimseyle göz göze gelemiyorum. Kimsenin omzu omszuma değmiyor, Bana kalırsa bu senin avuntun. Hani neredeler Tarihi Cumhuriyet Okulum. Sarı iki katlı evimiz yüzlerce asmanın, kayısının koyun koyuna mutlu bağımız? Bitmedi… Üzerinde kâh yürüdüğüm kâh seke seke koştuğum kaldırımların üzeri sıkı sıkı taşlarla örtülüp izlerin silinmiş. Faytonların nal, tekerlek izlerini, ahenkli seslerini zifte kapatıp ebediyen yok edip susturmuşsun. Söyler misin çocukluğuma ait ne kaldı sende? İnan badem ağacı bile senden çok vefalı, Kolları cılız da olsa beni kucaklıyor. Yakama koluma yapıştı bırakmıyor.“ Gitme gitme!  Yeter bu hasret. Bahara hem ne kaldı ki, çiğdemler, dümdüm çiçekleri, gelincikler, papatyalar saracak her yeri. Arkamızda koskoca Kervansaray… O da benim gibi yalnız. Bir dosta öyle hasretiz ki, yok birbirimizden farkımız. Bu kubbesiz saray yeter bize. Çağlarımı senin için saklarım, başka ne istersen… Sırtımızı dayarız birbirimize sabahlara kadar dinlerim seni. Senitse yeter ki. Tek dostum dağ beni kırmaz.  Söylerim seni üşütecek karayele siper olur. Başka? Arkamı dönüm, eteğinden zirvesine kadar baktım ona. Ne kadar güçlü görünse de, sanki yüzünde yüzüm. O da üstündeki derin, kırık,. Çatlaklara bezenmiş haliyle. Kavruk, muzdarip yüreği, kahverengi gözleriyle bademi onaylıyor gibiydi. Dudağındaki kırık tebessümle

_ Badem boşuna ısrar etme! Canımı daha fazla acıtmayın, biz onunla ayrılalı neredeyse, dile kolay, yarım asır oldu. Ekmekle dilimi gibi olmuşuz.

Bak! Nispet yapar gibi mutluluğunu ispatlarcasına bana inat tüm ışıklarını yaktı. Bilmiyor ki her biri, benim bağrımda söndürmek istediği hasret korlarıydı. Var mı bana ait bir ışık? Yok, yok işte. Zaten isteseydi ne eder, ne yapar beni gözden çıkarıp, her mevsimi hazan adı gurbet oylan diyara salmazdı. Bırakın yakamı! Yolcu yolunda gerek. Tüm misafirperverliğiniz için teşekkürler iyi ki siz bari varsınız. Kendinize benim için iyi bakın. Bahara dümdümlere, sarıçiğdemlere selam söyleyin. Ama geldiğimi  kalbimi size emanet ettiğimi söylemeyin.. Belki üzülürler! Boş ver üzülmesinler.

Hoşça kal KIRŞEHİR!  Kalbimi sana değil, Kervansarayla bademe bıraktım. Bir daha ki sefere haklı bir geliş sebebim olsun hiç olmazsa. Sanki çok umurundaydım….Seni çok sevdiğimi bilemezsin. 14.01.2011. 

Gültekin Özcan Hanımın kısaca özgeçmişi:

 1953 ‘te Kırşehir’de doğdu. İlk ve orta öğrenimini Kırşehir’de, liseyi Zonguldak Mehmet Çelebi Lisesi’nde tamamladı.( 1971 ). Çalışma hayatına Zonguldak Belediyesi Beden Terbiyesi Bölge Müdürlüğünde göreve başladı. ( 29 Aralık 1971). T.K.İ. İstanbul, Konya, Bandırma Şube Müdürlüklerinde devam etti. 1997 yılında Etibank Bor Madenleri İşletmesi müdürlüğünden emekli oldu. Evli ve bir çocuk annesi olan Gültekin Özcan sanatla edebiyatla ve özellikle resimle ilgilenmektedir. ”Anadolu’nun Sevgi Bereketi” adlı ilk resim sergisini kişisel suluboya çalışmalarıyla 18 Mayıs 2010 yılında Bandırma Belediyesinin sponsorluğunda gerçekleştirdi. Yine İz Sanat Vakfında Sayın Ömür Yüce’nin öğrencisi olarak resim çalışmalarına devam etmektedir. Şiir tadındaki nesir yazıları denemeleri KUM sanat ve edebiyat dergisinde ve çeşitli gazetelerde yayımlanmaktadır. Çeşitli yerlerde Kişisel suluboya ve yağlı boyu resim sergileri açmaktadır.  Halen Balıkesir / Bandırma’da ikamet etmektedir. 

 

                                                      

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 2227
: 832
Kayıt tarihi
: 27.06.09
 
 

1946 Mardin ili, Kızıltepe ilçesi'nin Esenli köyünde doğmuştur. İlk ve ortaokulu Kızıltepe'de bit..