Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Haziran '08

 
Kategori
Evcil Hayvanlar
 

Bir kül kedisi masalı

Bir kül kedisi masalı
 

Piti hanımın sanatsal pozlarından biridir


Shiva denen, evimize sonradan gelen ve kurduğum krallığı yıkmaya çalışan alçak sidikliye inat ben de yazmaya karar verdim. Hoş beyefendi onu taklit edeceğimi söylemiş ancak yazmak fikri eskiden beri kafamı kurcalıyordu.Sadece bendeniz onun gibi boş işler kedisi olmadığımdan dolayı, vakit bulamıyordum. Allah sizi inandırsın, yoğun tempom içerisinde vakit ayırıp bu yazıyı patiğe aldım...
Benim adım Piti...Resimde de gördüğünüz gibi çok ama çok güzel bir kediyim, ve tüylerime dokunan hasta oluyor. Koskocaman yeşil gözlerim var ve suratım gerçekten de biblo gibidir. Aslında kendimi övmeyi sevmem ancak meydanı o sidikliye bırakacak değilim... Ayrıca ben son derece leydiyim ve ağır başlıyım...Elin sidiklisi EVİME gelene kadar da el üstünde tutuluyordum. Sahiplerimin hakkını yememek lazım, herif çok tatlı ve şapşal ben de dayanamayıp onunla dolu dolu oynuyorum ancak bana kalırsa çok da abartılacak bir yanı yok. Mesela onunla oturup da ciddi meselelerden konuşamazsınız, ancak ben çok iyi bir dinleyiciyimdir...Ayrıca tam anlamıyla sizler gibi konuşamasam da, çeşitli seslerim var ve onları çıkararak sahiplerimle iletişim kurabiliyorum. Bu sidikliden daha temizim, ve kendimi temizlediğim yetmiyormuş gibi bunu da temizliyorum...Ayrıca akşamları sahiplerim uyuyorken, bu velet oyun istiyor ve onları kaldırmaya çalışıyor. Bense onu alıyorum koynuma, suratını yalaya yalaya uyutuyorum...Gördüğünüz gibi bu velete hayatı bizzat kendim öğretiyorum. Onu çok kıskandığımdan bahsetti, ama kıskanmam gayet doğaldı. Fakat şu anda onun herşeyi benim ve hayatta kalıyorsa sayemde oluyor bu...Ayrıca beni inciten diğer bir şey de, bana Sahte Prenses demesidir. Ben asla sokaktan geldiğimi unutmadım, unutacak kadar da nankör değilim, ancak ruhumda asalet varsa suç benim mi?
Bendeniz çok şiirsel bir kişiliğe sahibim ve çok da romantiğim...En sevdiğim şeyse, televizyonun tepesine çıkıp, yukardan haberleri seyretmektir. Bizim sidikliyse aşağıdan seyretmeyi seviyor televizyonu ama o daha çok çizgi film peşinde...Bu çocuğun olgunlaşması için daha bin fırın ekmek yemesi lazım...
Ayda 2 defa tırnak bakımımız için veterinere gidiyoruz, ve kilomuz da sürekli kontrol altında tutuluyor. Ayrıca aşılarım düzenli olarak yapıldığından hem kendi sağlığım hem ailemin sağlığına tehdit oluşturacak bir etken olmuyor. Sidiklinin de aşılarına yeni başlandı, daha 3 aşısı yapıldı ve beyefendi aşı zamanlarında zırlayıp duruyor...Akıllı uslu durması gerektiğini anlattım ama böyle yaparak daha çok ilgi çekeceğini düşünüyormuş..Böylece benden daha fazle seveceklermiş onu...Halbuki ben en fazla çok yakan aşılarda tıslıyorum ancak kötü niyetli değilim...Fakat her ikimiz de termometrenin popomuza konulup ateşimizin ölçülmesinden hoşlanmıyoruz, ama n'apalım biliyoruz ki bu da sağlığımız içindir...
Bunun dışında ikimiz de aynı kaptan yemek yemeyi seviyoruz artık, eskiden kavga ediyorduk ama Bahtsız saoğlsun bizleri hiç mamasız bırakmıyor. Hatta bizi geçti, sokakta ki kedilere de mama vermeyi planlıyorlar...Allah onlara bol para nasip etsin ki bizim kadar şanslı olmayan kedicikler de karınlarını doyurabilsinler....
Gördüğünüz gibi son derece entellektüel bir yazı paylaştım sizlerle, dilerim başka zaman da yazmaya fırsatım olur, ve beni sevmek isteyenler sevebilirler, sidikli gibi kendim için bir şey istemem ben..Ama sadece şunu isterim: sokak kedilerinin ve köpeklerinin aç kalmalarına izin vermeyin, ben de sokaktan geldim ve ne kadar zordur benden iyi kimse bilemez.
Saygılarımla
Piti
 
Toplam blog
: 125
: 1808
Kayıt tarihi
: 24.05.07
 
 

Bir gün elle tutulabilen, mürekkep kokusu içine çekilebilen GERÇEK bir gazetede köşe yazıları yaz..