Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Temmuz '06

 
Kategori
Doğal Hayat / Çevre
 

Bir kutu toprak alır mısınız?

Bir kutu toprak alır mısınız?
 

Çocukluğumuzda en sevdiğimiz oyun başkalarını aldatma ve hallerine gülme üzerineydi. Çocukluk işte… O küçük çıkmaz sokağı caddeden ayıran tahta perdeli kapının ardından, elleri yüzleri toprak içinde 3–5 çocuk, büyüklerin o şaşkın ifadelerine neden o kadar gülerdi acaba?

Akşam olmadan hazırlıklara başlanırdı. Önce gösterişli bir kutu, paket kâğıdı ve kurdele edinmek gerekliydi. Tüm çocuklar buldukları tüm kutları, kurdeleleri, paket kâğıtlarını getirip koyarlardı ortaya. İçlerinden en güzeli, oy birliğiyle seçilirdi. Seçilen kutunun içine nemli bir toprak konurdu. Ama toprağın ıslaklığı iyi ayarlanmalıydı. Eğer çamur olursa kutunun yanlarından su sızar ve foyamızı meydana çıkarırdı. Bu konuda uzmandık. Toprağın ne kadar su katılırsa istenilen kıvama geleceğini bilirdik.

Toprak konan kutu güzelce paketlenirdi. Bazı arkadaşlarımız paketleme ve paketi süsleme konusunda çok iyiydiler. Her zaman bu işi onlar üstlenirdi. Paket hazır olduktan sonra akşam olmasını en azından alaca karanlığı beklerdik. Paketi yolun kenarına koyar gizlenirdik. Biri paketi görünce sevinçle alsın, şanslı gününde olduğunu düşünsün ve paketi açtığında yüzü şekilden şekle girsin diye. Yazın o sıcak günlerinde mahallenin sakinleri çocuklarıyla birlikte, dondurmaları ellerinde yol boyunca yürürlerdi. Kurban sayısı öyle çok olurdu ki bazen genelde sokağın daha sakin olduğu zamanları seçerdik. Tek başına yürüyen insanlar ise bize daha büyük eğlence sağlarlardı. Çünkü şaşkınlıklarını paylaşacakları kimse olmazdı yanlarında. Tek başlarına olduklarında, oldukça tuhaf bir biçimde gösterirlerdi şaşkınlıklarını. Kimi paketi büyük bir hırsla açar içindekinin toprak olduğunu görünce yere fırlatırdı. Kimi sinirli sinirli başını sallar kutuyu aldığı yere bırakırdı. Bazıları çok öfkelenir ama etraflarına bakar kimsenin kendisini görmediğinden emin olmak ister, utanma duygusu öfkelerini bastırırdı. Bir kısmı ise paketi sokakta açmaz alır götürürdü. Böyleleri eğlencemizi kursağımızda bırakırdı. Bize düşen onun evinde paketi açtığı zaman yüzündeki ifadeyi hayal etmek olurdu.

Şimdi düşünüyorum da, o zaman o çocuk aklımızla onlara sunduğumuz bir kutu toprak şimdi insanları kızdırmaz her halde. Toprak kokusundan yoksun yaşayan binlerce kent insanı kendisine bir kutu toprak armağan edilmesinden üstelik nemli ve mis kokulu bir kutu toprak armağan edilmesinden büyük bir memnuniyet duyar. Kutuyu açıp baktığında belki gözlerine hüzünlü bir özlem gelir yerleşir, gözlerini kapayıp toprağı kokladığında kendini huzur içinde hisseder… Kim bilir…

Ya siz? Siz bir kutu toprak alır mıydınız?

 
Toplam blog
: 408
: 1090
Kayıt tarihi
: 17.06.06
 
 

Gazetecilik okudum... Ama gazeteciliği sırf yazabilme serüvenine bir adım daha yaklaşabilmek için ok..